***Hoşgeldiniz!!! Trakyadaki en güncel ve en kaliteli haberler için; www.trakyahaberci.com...

3 Mart 2010 Çarşamba

STK’lar Öğretim Birliği Yasası ile ilgili ortak açıklama yaptı“Akılcı ve bilimsel eğitim istiyoruz

Eğitim-İş Sendikası, Atatürkçü Düşünce Derneği ve Cumhuriyet Kadınları Derneği’nin Tekirdağ Şubesi yetkilileri yaptıkları ortak açıklamada; “Araştıran, sorgulayan ve öğrendiklerini yaşamında uygulayan insanı yetiştiren, çağdaş ve evrensel ölçütlere uygun, laik ve bilimsel bir eğitim, “çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkma” hedefine ulaşmanın tek yoludur.” dediler.
3 Mart 1924 tarihli Tevhid-i Tedrisat Kanunu (Öğretim Birliği Yasası) eğitimin ulusallaşmasını, çağdaşlaşmasını, laik ve demokratik bir yapıya kavuşmasını sağlayan en önemli devrim yasalarından biri olduğunu belirten sivil toplum örgütleri; Eğitim-İş Sendikası, Atatürkçü Düşünce Derneği ve Cumhuriyet Kadınları Derneği’nin Tekirdağ Şubesi yetkilileri yaptıkları ortak açıklamada; “Devrim yasalarının çıkarılışının 86. yılında yaşadıklarımızla bunu çok daha iyi anlıyoruz.
Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun çıkarılmasıyla, farklı kurumlar tarafından beslenen ve yönetilen, çağının gereklerini karşılamayan eğitim kurumlarının varlığına son verilmiş, her türlü yönetim ve denetim Mili Eğitim Bakanlığı’na verilerek öğretim birliği sağlanmıştır.
Tevhid-i Tedrisat Kanunu çağdaş, laik Türkiye’nin kültür ve eğitim hayatında en önemli kazanımı sağlayan bir süreçtir.
Bu süreçte, çocuklarımızın ve gençlerimizin çağdaş kurumlarda, karma eğitimle ideallerini genişletip aralarında ulus bilinci oluşturularak laik, demokratik, akılcı, bilimsel değerler taşıyacak bir yapının oluşturulması sağlanmıştır. Böylece ulus devletin de temelleri atılmış ve yasa, önemi gereği anayasa tarafından da koruma altına alınmıştır.”
Sivil Toplum Örgüt yetkilileri, 1950’li yıllardan sonra, ülkeyi yöneten iktidarların, çağdışı bir anlayışla Öğretim Birliği Yasası’nı delerek başlangıcındaki hedef ve ruhundan uzaklaştırma girişimlerinde bulunduklarını, bunda da oldukça başarılı olduklarını, bu konuda en çarpıcı örneğin; Köy Enstitülerinin kapatılması olduğuna da işaret ederek, şu görüşlere yerverdiler:
“Günümüzde ise özelleştirme ve akıldışı hareketler artarak devam etmekte bunun sonucunda program geliştirme, öğretmenleri ve geleceğimizin güvencesi çocuklarımızı yetiştirmede olması gerekenden saparak teslimiyetçi, akılcı olmayan, bilimsel düşünce ve çağdaş yaşamdan uzak, ulusal duyguyu bünyesinde barındırmayan, rejimle kavgalı, Atatürk karşıtı bir kuşak yetiştirilmeye çalışılmaktadır.
Ne yazık ki, eğitimimiz Cumhuriyetle kazandığı temel niteliklerden hızla uzaklaştırılmaktadır. Hazırlanan programlar, kitaplar akıl ve bilim dışıdır. Çağdaş ölçütlerden ve bilimsellikten yoksundur. Eğitim yönetimi kadroları da aynı özellikleri yansıtmaktadır. Cumhuriyet karşıtı bu kadrolarla ve bu kafalarla ancak tarikatlara, cemaatlere adam yetiştiren altyapılar oluşturulur. Yaşadığı dünyanın sorunlarını, çözüm yollarını kavramadan, hurafeler ile korkunun tuzaklarına düşürülmüş bir gençlik, olsa olsa tarikat şeyhlerine mürit olur. Egemen güçlerin de, erki elinde bulunduranların da, ülkemizi sömürgeleştirmek isteyen emperyalistlerin de istediği budur. Bilinçli, özgür düşünüp karar veren, haksızlığa ve zulme karşı duran, aklı ve yüreği ile bu ulusun geleceğine sahip çıkan bir gençliği istememektedirler.
Siyasi iktidarıyla birlikte, eğitimde “özelleştirme” ve “hurafeleştirme” hareketleri artarak devam etmektedir. Böylece eğitimimizde tarikat ve cemaatler daha etkin hale gelmektedir. Bunun sonucunda Türk Eğitim Sistemi, geleceğimizin güvencesi çocuklarımızı yetiştirmede oldukça yetersiz, teslimiyetçi, akıldışı, bilimsellikten ve çağdaşlıktan uzak, ulusal nitelikten yoksun, rejimle kavgalı, Atatürk karşıtı bir kuşak yetiştirme projesine dönüştürülmüştür. Bu gerici anlayışla okullarımız, üniversitelerimiz adeta medreseleştirilmektedir.
Bugün ülkemizde, inançlı, yoksul halkımızın çocuklarını gerici bir anlayışta yetiştiren binlerce vakıf, kurs, öğrenci yurdu, özel dershane, pansiyon, ev, radyo-televizyon, yerel gazete, dergi ve yayınevi bulunmaktadır. Kısaca denetim dışı faaliyet gösteren birçok kurum cumhuriyet düşmanı, gerici kuşaklar yetiştirmektedir.
Emperyalist güçler, Türkiye Cumhuriyeti’nin eğitim öğretim birliğini bozup ulus devlet modelini yıkmaya çalışmakta, böylece Ortadoğu, Kafkasya, Balkanlar’da yaşanan etnik ve mezhep çatışmalarının bir benzerinin ülkemizde de yaşanması için zemin hazırlamaktadırlar. Böylece üniter devlet yapımız yok edilmek istenmektedir.”
Ulusal eğitimin temel ilkelerine bağlı, nitelikli insan yetiştirilmesini ülkemizin geleceği için çok önemsediklerine de vurgu yapan sivil toplum örgütleri, yazılı açıklamalarını şöyle noktaladılar: “Araştıran, sorgulayan ve öğrendiklerini yaşamında uygulayan insanı yetiştiren, çağdaş ve evrensel ölçütlere uygun, laik ve bilimsel bir eğitim, “çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkma” hedefine ulaşmanın tek yoludur. Ruhunu, aklını ve vicdanını başkasına emanet edenlerle, birilerine körü körüne boyun eğenlerle büyük hedeflere asla varılamaz. Ancak aklı ve vicdanı özgür olanlar, büyük işleri başarabilirler. Bunu, Cumhuriyetimizin “Öğretim Birliği Yasası”nın sağladığı ulusal eğitim anlayışıyla yetişmiş olan gençlerimiz başaracaklardır.
Bizler, bu gerçekler dahilinde, dinlenmemek üzere çıktığımız bu yolda, Atatürk ilke ve devrimlerine, Cumhuriyetimizin kazanımlarına, ülke bütünlüğüne, laik, bilimsel, demokratik, eşitlikçi ve parasız eğitime sahip çıkmaya devam edeceğiz, bu kararlılıktan asla vazgeçmeyeceğiz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
” HABERTRAK GAZETESİ/TEKİRDAĞ

Hiç yorum yok:

sağ üst köşede yer alan Önceki kayıtlar'a tıklayarak geçmiş haberlere ulaşabilirsiniz...