***Hoşgeldiniz!!! Trakyadaki en güncel ve en kaliteli haberler için; www.trakyahaberci.com...

2 Şubat 2010 Salı

TEMA Trakya Topraklarına sahip çıkıyor...

YARGIYA BAŞVURDULAR...
Dava Dilekçesinde; hukuka ve planlama ilkelerine tüm aykırılıklar açıkça dile getirildi.
TRAKAB tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bir alt şirketi olan İstanbul Metropoliten Planlama Bürosu’na yaptırılan 1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı’nı mercek altına alan Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) planın iptali için mahkemeye başvurdu.
Çevre ve Orman Bakanlığı ve İMP tarafından ocak ayı ortalarında “övgü dolu sözlerle” gerçekleştirilen “ikna toplantıları”nın aksine Trakya’nın geleceğini önemli ölçüde ilgilendiren Çevre Düzeni Planı’ndaki maddi vakıalar, hukuka ve planlama ilkelerine aykırılıkları tek tek saptayan TEMA, dava dilekçesinde endişelerini en ufak ayrıntısına kadar ortaya koydu.
TEMA Lüleburgaz Gönüllü Temsilcisi Hakan Dedeoğlu, Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı’nda yönetmeliklere göre çevre düzeni planlarının içermesi gereken birçok noktada eksiklikler, kendi içinde çelişkiler ve planlama ilkelerine tümüyle aykırı kararlar olduğunun tespit edildiğini belirterek “ TEMA yargıya başvurarak Trakya için gerekli olanı yaptı” diye konuştu.
TRAKAB tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bir alt şirketi olan İstanbul Metropoliten Planlama Bürosu’na yaptırılan 1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı’nı mercek altına alan Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) planın iptali için mahkemeye başvurdu. Çevre ve Orman Bakanlığı ve İMP tarafından Ocak ayı ortalarında “övgü dolu sözlerle” gerçekleştirilen “ikna toplantıları”nın aksine Trakya’nın geleceğini önemli ölçüde ilgilendiren Çevre Düzeni Planı’ndaki maddi vakıalar, hukuka ve planlama ilkelerine aykırılıkları tek tek saptayan TEMA, dava dilekçesinde endişelerini en ufak ayrıntısına kadar ortaya koydu.
TEMA Lüleburgaz Gönüllü Temsilcisi Hakan Dedeoğlu, Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı’nda yönetmeliklere göre çevre düzeni planlarının içermesi gereken birçok noktada eksiklikler, kendi içinde çelişkiler ve planlama ilkelerine tümüyle aykırı kararlar olduğunun tespit edildiğine dikkat çekerek “TEMA yargıya başvurarak Trakya için gerekli olanı yaptı” diye konuştu.
1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı’nda giderek sona yaklaşırken, daha önce amaç ve hedefleri doğrultusundaki pek çok olumsuz gelişmeyi yargıya taşıyan TEMA, söz konusu planın iptali için yaptığı başvuruda, “Mevzuata göre, karar ve hükümleriyle alt ölçekli planları yönlendiren çevre düzeni planlarında olması gereken detayları içermediği tespit edilen 1/100000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı son derece yetersizdir ve alt ölçekli planları, planlama ilkeleri doğrultusunda yönlendirecek nitelikte değildir” dedi. TEMA’nın sayfalarca başvuru dilekçesinden bazı ayrıntılar şöyle:
“Mera Kanunu kapsamında korunması gereken, hayvancılık açısından da önemli, mera alanlarının Plan üzerinde gösterilmediği tespit edilmiştir. Sürdürülebilir çevre açısından son derece önemli bu tip alanların plan üzerine işlenmeden korunması imkansızdır.
Çayır-mera alanlarının Plan üzerine işlenmesi gerekmektedir.” “Planda sit alanları türlerine göre ayrılmadan “sit alanı” lejandı altında gösterilmektedir. Planda, sit alanlarının türlerine göre ayrılarak gösterilmesi ve bu alanlara yönelik koruma kararlarının alınması gerekmektedir.”
“Planda, turizm tesis alanı, günü birlik turizm alanı, mesire alanları gibi turizm ve rekreatif amaçlı kullanımlar gösterilmemektedir.
Kontrolsüz gelişmeleri durumunda doğal çevre üzerinde geri dönüşü olmayan zararlara sebep olabilecek bu tür arazi kullanımlarının, koruma kullanma dengesi içinde gelişmesini sağlayacak kararların Plan üzerinde gösterilmesi gerekmektedir.”
“ Trakya’da planlı, plansız, tek tek veya belli bir alanda toplanmış sanayilerin neden olduğu çevre kirliliği, kontrolsüz yer altı su tüketimi, tarım alanlarında yapılaşma baskısı, özellikle Tekirdağ’da yoğunlaşan sanayi alanların çevresel etkileri gibi son derece ciddi tehditler bilinmesine rağmen Planda tam tersi bir yaklaşımla yeni sanayi alanlarının açıldığı, kaçak sanayilerin yasallaşmasını sağlayacak önerilerin getirildiği, çevresel kirlilik kaynağı sanayilere karşı yeterli önlemlerin alınmadığı görülmektedir. İnsan ve çevre sağlığını doğrudan etkileyen bu tip konularda yetersiz kalan 1/100000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı, Çevre Düzeni Planlarına Dair Yönetmelik’in 1. maddesinde de belirtildiği üzere, “çevre kirliliğini önlemek amacıyla nazım ve uygulama imar planlarına esas teşkil etme” özelliğine sahip değildir.”
“Plan Açıklama Raporu 1.2. Bölüm sayfa 3’te yeni sanayi alanlarına izin verilmeyeceği belirtilmesine, 2.7. Bölüm sayfa 41’de “Yeni sanayi alanlarının açılması yerine öncelikle, daha önceden planlı boş olan sanayi alanlarının doldurularak tarım topraklarının kullanılmaması, yüzey ve yeraltı su kaynaklarının miktar ve kalite açısından korunması” hedeflenmesine, 2.10.29. Bölüm, sayfa 57’de “Sanayi gelişimi üst ölçek plan kararlarına uygun olan mevcut planlı sanayi alanları ile sınırlandırılacak ve yeni sanayi yatırım taleplerinin planlı boş sanayi alanlarında yer seçimleri teşvik edilecektir.” denmesine ve 2.11.6. Bölüm, sayfa 74’te yer altı suyu beslenme alanları (YAS) ile ilgili olarak “bölgenin kuzeyinin sanayi alanı olarak yapılaşmasına izin verilmeyecek” denmesine rağmen: Trakya Üniversitesi tarafından yapılan ve 2004 yılında ilgili Bakanlıkça onaylanan “1/100.000 ölçekli Trakya alt bölgesi Ergene Havzası Çevre Düzeni Planının” aksine, Edirne Belediyesi mücavir alan sınırları içerisinde E-5 karayolu, Tayakadın yolu ve devlet demiryolu ile çevrili (Pafta E-17; Havsa: doğu 472446 – kuzey 4605455, Trenyolu: doğu 473893 – kuzey 4603580, Trenyolu kavşak: doğu 470442 – kuzey 4606672 coğrafi koordinatlarına sahip alan) 2511 dekar mutlak tarım alanının sanayi alanı olarak belirlendiği görülmektedir. Alan aynı zamanda yer altı suyu beslenme alanıdır.”
“Plan Açıklama Raporu, 1.2.2.2-c Bölüm, 24. sayfa, birinci paragrafta “…ve plansız-kaçak sanayilerin koşullu taşınma şartları (planlı alana taşınmaları ya da mevcut kullandıkları alan büyüklükleri kadar bir alanı tarımsal toprağa kazandırmaları koşulları) ile sanayi alanlarının rehabilitesi sağlanacaktır.” denmektedir. Tarım toprakları, sürdürülebilir yaşam açısından korunması son derece önemli topraklardır.”
“1/100000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı Plan Açıklama Raporu, 1.2. Bölüm, 3. sayfada belirtildiği üzere, Planın temel ilkelerinden biri “tarımsal kalkınma ve nüfus kaybının önlenmesi” olarak belirlenmesine rağmen, Planda tam tersi kararlar alındığı görülmektedir. Tarım alanları korunmadan tarımsal kalkınmanın mümkün olamayacağı unutulmamalıdır.”
“Plan Açıklama Raporu, 2.11.3.9. Bölüm, sayfa 65’te Tarımsal Organize Bölgeleri (TOB) ile ilgili olarak, “Tarımsal Organize Bölgeler (TOB) içerisinde tarım ve hayvancılığa dayalı sanayi alanlarından oluşacak Tarımsal İhtisas OSB alanları toplam TOB alanının en fazla %10’unu oluşturacak ve TOB alanı içerisindeki Tarımsal Niteliği II. Öncelikli Korunacak Alanlar ve Tarımsal Niteliği Sınırlı Alanlar üzerinde yer alabileceklerdir. %10luk alan içindeki yapılaşma esasları alt ölçekli planlarda belirlenecektir.” denmektedir.
Bu madde tarım alanlarının zamanla sanayi amaçlı yapılaşmasına neden olabilecektir. Tarım topraklarının korunması, yapılaşma baskısı altında kalmaması için bu maddenin iptal edilmesi gerekmektedir.
Bu tip alanlarda, tarım alanlarının zarar görmemesi açısından, uygulamaya yönelik kararlar, kısıtlamalar net bir şekilde belirtilmelidir.”
“Katı atıkların bertarafı Trakya’nın doğal çevresini tehdit eden bir diğer ciddi sorundur. Bölgede düzenli depolamaya geçilmemiş olması, katı atıkların vahşi depolama yöntemi ile bertaraf ediliyor olması insan ve çevre sağlığını tehdit etmektedir.
Bu yüzden, Türkiye genelinde olduğu gibi, Bölgedeki illerde katı atık birlikleri kurularak düzenli depolama alanlarının oluşturulması amaçlanmıştır.
İnsan ve çevre sağlığını korumak için kurulacak olan düzenli depolama alanlarının yer seçimi ve atık bertaraf yöntemleri, yanlış kararlar yüzünden, yine insan ve çevre sağlığını tehdit edecek sonuçlar doğurabilmektedir.
Düzenli depolama alanı için yer seçimi yaparken tarım toprakları, yer altı suyu beslenme alanları gibi hassas alanlara dikkat edilmelidir.
Atık bertaraf yönteminin seçiminde de doğal çevreyi en az etkileyecek yöntemler seçilmelidir. Örneğin yakarak atık bertaraf yöntemi, doğal çevre üzerindeki olumsuz etkileri yüzünden pek tercih edilmeyen bir yöntemdir.”
“Lüleburgaz’da, otoyol yapımında dolgu malzemesi temini için açılan çukurluk alanda önerilen teknik altyapı alanı, gerek Tatarköy Göletine yakın oluşu, gerekse de Çorlu-Çerkezköy’de yoğunlaşan sanayi tesislerinin tehlikeli atıklarının Bölgeye yönlendirilmemesi konusunda gerekli plan hükümlerinin olmayışı insan ve çevre sağlığını tehdit edecek sonuçlara yol açacaktır. Her ne kadar plan notlarında gözükmese de, arazide fiili çalışma başlatıldığından burada iptal konusu edilmiştir.”
“Önerilen “teknik altyapı alanları” tarım alanları ile DSİ’den alınan verilerine rağmen yer altı suyu besleme alanında yer aldığından ve Plan Açıklama Raporunda atık bertaraf yöntemleri ile katı atık türlerine ilişkin belirsizlikler bulunması bu alanlarda sanayi atığı bertaraf tesisi, atık yakma tesisi gibi kullanımların yer almasının önünü açtığından: Plan Açıklama Raporu, 2.9. Bölüm, sayfa 52’de “teknik altyapı tesisleri” tanımındaki “atık bertaraf ve depolama alanları ile transfer alanları” bölümü, Plan Açıklama Raporu, 2.9. Bölüm, sayfa 53’te, “kentsel ve bölgesel donatı alanı” tanımındaki “atık depolama” bölümü, Planda, Çorlu, Uzunköprü, Lalapaşa ve Kırklareli Merkezde tarım alanları ve YAS’da teknik altyapı alanı önerilen bölümü ve Plan Açıklama Raporu, 2.10.18. Bölüm sayfa 56’da “endüstriyel” kelimesinin iptal edilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, Plan Açıklama Raporunun atık bertaraf ve depolama alanları ile ilgili bölümüne, Bölgede, insan ve çevre sağlığı açısından son derece zararlı, sanayi atıkları bertaraf tesislerinin yapılmasına engel olacak açıklamaların eklenmesi ve Plan üzerinde de teknik altyapı, atıklar ve donatı alanları ile ilgili kullanımların ayrı ayrı gösterilmesi gerekmektedir.”
Plan Açıklama Raporu, 2.11.2.2. Bölüm, sayfa 61’de, orman alanlarını yangınlardan korumak için “koruma bantlarının” oluşturularak bu alanlarda yapılaşmaya izin verilmeyeceği belirtilmektedir. Orman alanlarındaki yangın emniyet şerit ve yolları Orman Genel Müdürlüklerinin çalışma kapsamında yapılamakta ve sahalar ile ilgili harita ve planlarda gösterilmektedir. Maddede sözü geçen “Koruma Bandı” kavramının, sıçrama riskinin olduğu durumlarda sınırın orman alanı olan tarafından mı yoksa yerleşim alanlarından mı ayrılacağı açıkça belirtilmemiştir.
Her ne kadar, orman alanlarında yapılaşmaya zaten müsade edilmediği gibi orman alanlarındaki koruma bandı çalışmalarının Orman Genel Müdürlükleri tarafından yapılıyor olması dolayısı ile bu koruma bantlarının orman sınırına bitişik olan yerleşim alanlarından ayrılacağı anlaşılıyor olsa da, ifadeyi kuvvetlendirmek ve orman alanlarının bütünlüğünü korumak adına söz konusu maddenin aşağıdaki şekilde düzeltilmesi gerekmektedir:
“Orman alanlarında olabilecek yangınların yerleşim alanlarına ve yerleşim alanlarında olabilecek yangınların orman alanlarına sıçrama risklerine karşı alt ölçekli planlarda, orman sınırına bitişik alanlardaki yerleşim alanlarında “Koruma Bandı” oluşturulacak ve oluşturulan bu bant içerisinde yapılaşmaya izin verilmeyecektir.”
Dolayısıyla, bu konuda net hükümler içermeyen plan, planlama hukuk ve ilkelerine aykırıdır.”
“1/100000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Plan Raporu’nda madencilik faaliyetleri ile ilgili olarak, yeni maden sahaları için ruhsat alımını kısıtlayacak hiçbir açıklama bulunmamaktadır.
Oysa, TEMA Vakfı tarafından Çevre ve Orman Bakanlığı aleyhine 1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Çevre Düzeni Planı Plan Raporunun maden ruhsatları ile ilgili bölümünün iptali için açmış olduğu davanın sonucunda, Danıştay 6. Daire E. 2007/9561 Esas no.lu davada önce yürütme durdurulmuş bilahare de iptal kararı verilmiştir.
1/100000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı ve Plan Raporunun madencilik faaliyetleri ile ilgili bölümünün Danıştay kararı doğrultusunda düzeltilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, madencilik faaliyetleri ile ilgili düzenlemeler planlama ilkelerine ve Mahkeme kararlarına aykırıdır.”
“Bölgedeki önemli doğa alanlarından biri de Meriç Deltasıdır. Delta, Yunanistan-Türkiye sınırındaki geniş sazlıklar, mevsimsel bataklıklar, tatlı ve tuzlu göller ile tarım alanlarından oluşan bir sulak alan sistemidir.”
“Görüldüğü üzere, ekolojik açıdan son derece hassas olan Meriç Deltası için gerekli koruma kullanma kararlarının alınması gerekirken, Plan Açıklama Raporu, 1.2.2.2-f Bölüm, 33. sayfa, ikinci paragrafta Enez’de yat turizminin geliştirileceği belirtilmesi ve Plan paftasında yat limanı önerilmesi mevzuata, taraf olunan uluslar arası sözleşmelere (Ramsar Sözleşmesi) ve planlama ilkelerine aykırıdır.”
“Doğal çevre üzerinde geri dönüşü olmayan zararlara sebep olacak bu tip kararların iptal edilmesi gerekmektedir. Ayrıca, Büyük ve Küçük Gala Göllerinin de plana işlenmesi gerekmektedir. “
“ Bulgaristan sınırı yakınında, Karadeniz sahil şeridinde yer alan İğneada Ormanları, yüksek biyolojik çeşitlilik potansiyeli nedeniyle “Önemli Bitki Alanı” (ÖBA) ve “Önemli Kuş Alanı” (ÖKA) ilan edilmiştir.
Ayrıca, Türkiye’de az sayıda bulunan subasar ormanlarının (longoz ormanları) en iyi korunmuş örnekleri bu alanda yer almaktadır. Bu alanlar aynı zamanda, Bern Sözleşmesi’ne göre tehlike altında olan habitat tipi olarak tanımlanmaktadır.
İğneada, longoz ormanları ile birlikte sulak alanlar ve kıyı kumullarının oluşturduğu zengin ekosistemleri barındıran ve Avrupa ölçeğinde doğal özelliklerini halen koruyan sınırlı sayıdaki örneklerden biri olduğundan ve alanda görülen endemik ve nadir bitki türlerinden 3'ü küresel ölçekte, 4’ü Avrupa ölçeğinde tehdit altında bulunduğu tespit edilip, diğer türler nadir ve tehdit altına girebilir kategorilerinde değerlendirildiğinden, alana yönelik son derece ciddi koruma kararlarının alınması gerekmektedir.”
“Ayrıca, alanı besleyen derelerin suyunu İstanbul’a aktarmak amacıyla İSKİ tarafından Istranca Dağları’nda planlanan barajlar alan üzerindeki en ciddi tehdittir.”
“Plan Açıklama Raporu 1.2.2.2-f Bölüm, 33. sayfada Demirköy’de yat turizminin geliştirileceğinin belirtilmesi, Planda İğneada’da yat limanı önerilmesi ve İSKİ Barajlarının Plana işlenmesi mevzuata, uluslar arası sözleşmelere ve planlama ilkelerine aykırıdır.
Balıkçılık ve turizm için, doğal çevreye zarar vermeden, mevcut limanın iyileştirilmesi önerilebilir ama ekolojik açıdan bu kadar hassas bir alanda yat turizminin geliştirilmesi adına marina önerilmesi kesinlikle kabul edilemez.”
KAYNAK:ÇORLUDevrim Gazetesi

Türk ve Macar Kültür Bakanları Tekirdağda Buluştu

Tekirdağ il merkezinde tarih içinde yaşamış Macaristan Cumhuriyetinin büyük devlet adamlarından olan Frenç Rakoczi anısına onun yaşadığı evin müze olarak hizmet vermesi ve yeniden restore edilerek yenilenmesi ve modernizas yon edilmesinin ardından resmi açılış için Macar Eğitim ve Kültür Bakanı Tekirdağ iline geldi.
Macaristan Cumhuriyeti Eğitim ve Kültür Bakanı Dr. Istvan Hıller, eşi Jülianna Forkas Hiller, Macaristan Ankara Büyükelçisi Istvan Szabe, Macaristan İstanbul Başkonsolosu Maria Szekely ve Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı Genel Müdür Yardımcısı Gabor Rezi Kafo ile birlikte kalabalık bir heyet ile gelen konuk Bakan Valiliği ziyaretinin ardından açılış için Rakoczi Müzesine geçti.
Beraberinde Türk Macar Dostluk Derneği Başkanı Güneş Gürseler ve yönetim üyeleri ile Fahri Konsolos Erdoğan Erkende yer aldı. Turizm ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay ve eşi Gülten Günay ile Tekirdağ Valisi Zübeyir Kemelek başta olmak üzere, Tekirdağ Belediye Başkan vekili Ali Kılıç, ile Tekirdağ Milletvekillerinden T.Ziya Akbulut ile Prof. Dr. Necip Taylan Vali yardımcılarından Mustafa Karslıoğlu, Erdoğan Özdemir, İl Genel Sekreteri Mustafa Yel, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü, Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Demirdağ, İl Genel Meclis Başkanı Münür Karaevli, İl Jandarma Komutanı Albay Ali İnlek, İl Emniyet Müdürü Necdet Çelikbilek, siyasi temsilciler ve bürokratlar yer aldılar. Çok sayıda vatandaşın da yer aldığı açılışta saygı duruşu ve her iki ülkenin istiklal marşı okundu. İstanbul Başkonsolosu gösterilen ilgiye teşekkür etti. Ankara Büyükelçisi İstvan Szabor yaptığı kısa konuşmasını Türkçe yaparak ilgi ve takdir topladı. Konuşmasında yoğun temposuna rağmen açılışa gelen Turizm ve Kültür Bakanına teşekkür etmeyi ihmal etmezken Tekirdağ halkının da yıllardan beridir gösterdiği misafirperverlik için Tekirdağ Valisine şükranlarını sunarken Tekirdağlı dostlarım demesi alkış aldı. Daha sonra kürsüye gelen Tekirdağ Valisi Zübeyir Kemelek ise müzenin yenilenmesi ve modern bir hale getirilmesinin ardından açılışta olmanın memnuniyetini vurgu yaptı. 300 yıl önce Frenç Rakocz ile atılan Tekirdağ ilinde ki dostluk köprülerinin ileriye de devam edecek olmasına değinerek emeği geçenlere teşekkür etti. Daha sonra Turizm ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın konuşmasına sıra geldiğinde ise yağmur atıştırmaya başlaması nedeni ile Bakan Günay espri dolu sözleri ile başladığı konuşmasını kısa tutarak “yağmurlu havada uzun konuşulmaz” dedi. Kocaeli ilinde geçen sene bir müzenin açılışı sırasında bizzat tanıştığı konuk bakandan ve Macar Cumhuriyeti dostluğunun tarih içinde ki yerinde bahseden Günay; Macaristan Pet kenti ile İstanbul ilinin 2010 yılının kültür başkenti olmalarına değindi. Her iki ülkenin de tarihe dayalı dostluğuna dikkat çekerek “işte bu yüzden her iki ülke kültür bakanlığı kadroları ile buradayız” yakıştırmasında bulundu. En son olarak konuk bakan yaptığı kısa konuşmada “bu gün burada siz dostlarıma köprülerden bahsedeceğim” sözleri ile başladığı konuşmasında tarih içinde ki ortak noktaları ve bu noktaların her geçen gün daha da pekiştiğine vurgu yaptı. Kurdele kesiminin ardından sanal ortamda bilgisayar da açılışı da yapan her iki bakan daha sonra müzeyi gezdi. Gazetecilere bol bol fotoğraf çekmelerine izin veren bakanlar anı defterini de imzaladılar.
KAYNAK:ÇORLU DEVRİM GAZETESİ

Omega-3 desteği sarı nokta oluşumunu önlüyor

Uzmanlarca yapılan araştırmalar, Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu riskinin düzenli beslenme ve beraberinde alınacak Omega-3 desteği ile azaltılabileceğini ortaya koydu.Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu riski Omega-3 desteği ile azaltılabiliyor. Seddon araştırmasına göre düzenli beslenmenin yanında Omega-3 alımı halk arasında Sarı Nokta Hastalığı olarak da bilinen Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonuna yakalanma olasılığını düşürüyor.Araştırma, Omega-3 dışında diğer yağlar yönünden güçlü bir beslenme programı uygulandığında ise Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu riskinin 2,2 kat arttığını gösteriyor.Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu’nda değiştirilebilir tek risk faktörü olarak gösterilen beslenmede sık balık tüketilmesi, Omega-3 alımını artırarak Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu hastalığının ilerlemesini yavaşlatıyor. Bu besinlerin her gün gereken miktarlarda alınması güç olduğundan devreye mikronutrisyon (mikro-beslenme) giriyor. Seddon araştırmasına yaşları 55-80 arasında değişen 349 ileri vaka Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu hastası ve Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu hastalığı bulunmayan 504 kişilik bir kontrol grubu katıldı.Araştırma Amerika’da 5 oftalmoloji kliniğinde gerçekleştirildi. Aynı coğrafi bölgeye ait kişiler üzerinde yapılan araştırmada Omega-3 dışındaki yağlar yönünden zengin beslenme uygulayan kişilerde Yaşa Bağlı Makula Dejerasyonu’nun 2,2 daha arttığı görüldü.Omega 3; en çok somon, marina, ringa ve ton balığı gibi derin deniz balıklarında bulunuyor. Ancak Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu hastalığını önlemek için gerekli miktarı balık ile beslenerek almak çok güç olabiliyor. Çünkü yeterli miktarı tüketebilmek için belirtilen balıklardan haftada en az 3-4 kez yemek gerekiyor.Bu öğeler, mikronutrisyon ürünleri bir başka deyişle Omega-3 ve vitamin desteği olarak da dışarıdan kolayca alınabiliyor. Omega-3 içerikli mikronutrisyon ürünlerinin düzenli kullanılması Sarı Nokta Hastalığı riskini % 50’lere varan oranlarda azaltabiliyor.Mikronutrisyon, mikro beslenme ile eş anlamlı olup, özellikle vücut için gerekli besin desteklerinin istenen oranda alınması şeklinde tanımlanabilir. Mikro beslenmenin en net örneklerinden birinin vitaminler olduğu söylenebilir.
http://www.sagliksiteniz.com/omega-3-destegi-sari-nokta-olusumunu-onluyor.html
-- Mehmet Zeki AYDENİZ Gıda Teknikeri

TRAKYAYA KAR GERİ DÖNDÜ HAVA SICAKLIKLARI DÜŞTÜ


Trakyaya kar geri geldi. Salı sabahından itibaren yağan kar yağışı Trakyanının her yerini bembeyaz yaptı. Tekirdağ U-17 Liginde oynanması gereken U-17 Liginde Tekirdağ ilinin şampiyonunu belli edecek olanve Malkarada oynanması gereken Çorluspor- Tekirdağspor maçıda kar engeline takıldı. Ayrıca bir çok yerlerde açılması gereken Pazar tezgahlarıda kar yüzünden açılamadı.
MARMARA BÖLGESİNDE HAVA TAHMİNİ
Parçalı çok bulutlu, ilk saatlerde güney batısı ile zamanla bölge geneli aralıklı yağışlı geçecek. Yağışlar sabah saatlerinde genellikle yağmur, Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ çevreleri ile öğle saatlerinden sonra bölge genelinde karla karışık yağmur ve kar, akşam saatlerinden itibaren kar şeklinde olacak.

Emekli memur evini müzeye çevirdi

Tekirdağ iline bağlı Çorlu ilçesinde yaşayan Çorlu`da ikamet eden 66 yaşındaki emekli memur evini müzeye çevirdi.
Eski paralardan, tarım aletlerine, giyim eşyalarından,elektronik ürünlere kadar binden fazla ürünün yer aldığı müze ev ziyaretçi akınına uğruyor. Müzede 8. Cumhurbaşkanımız Turgut Özal`ın elini sildiği havlu da yer alıyor Ahmet Gürses(66), emekli olduktan sonra 5 yılda biriktirdiği ürünleri evinin üst katında sergiye açtı. Adeta mini bir müzeye dönen ev, ziyaretçi akınına uğruyor. Ahmet Gürses, eşinin de kendisine destek verdiğini belirterek, "2005 yılında emekli oldum, 2005 yıldan beri bu işle uğraşıyorum. Buradakilerin büyük çoğunluğunu Bulgaristan`dan getirdim. Gelecek nesle bir hatıra bırakmak vesilesi ile bu işe giriştim. Yeni nesil gençler, sadece gençler de değil 40 yaşın altındakiler, düvenin, sabanın, yabanın ne olduğunu bilmez, çıkrıkları bilmez. Müzedeki ürünlerin yüzde 90'ı da 100 yıllıktan fazla. Evlatlarım gibi bakıyorum, gecemi gündüzümü burada geçiriyorum. 150 yıla yakın sofram var. 1870 yılından kalma sofra ve çanaklar var" dedi.Müzedeki en eski ürünün Osmanlı Devleti'nin izlerini taşıyan 150 yıllık hayvan çanı olduğunu kaydeden Gürses, "Önceki gün, kahve makinesi getirdiler onların söylemesine göre 200-250 yıllık dediler. Müzedeki eserleri bulmakta zorlanmadım, çünkü bir işe kendinin adadığınız zaman insanlar da yardımcı oluyorlar anlayışlı davranıyorlar ve kendileri getiriyorlar.Mesela, 75 yaşında bir aile Almanya'dan beni takip etmişler annesinin 100 yıllık kürkünü ve diğer giysilerini gönderdiler. 'Para pul istemiyorum sen bunları yeter ki koru annemin bir hatırası kalsın' diyerek gönderdiler. Bulmakta zorlanmıyorum şimdi herkes getiriyor" diye konuştu.Gürses, müzeye dönüştürdüğü evi ile ilgili olarak birkaç kez belediye ve Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı'na gittiğini ifade ederek, "BİSADER etkinlikleri kapsamında 100 parçadan oluşan küçük bir sergi açtım. 2-3 saatte bin kişi ziyaret etti. Ondan sonra bu kurumlara başvurdum. Bende böyle bir müze olduğunu söyledim. Gelin görün bunu değerlendirelim dedim. Çorlu'ya bir nimettir. Hiçbir yerden yardım almadan yaptım, kolay iş değil. 'Bunları herkes görsün, sen burada saklama yer gösterelim' desinler ben söz veriyorum bir iki sene içerisinde bunları iki katına çıkarırım. Razıyım ama kimse gelmedi. Trakya'da böyle müze yoktur. Tekirdağ Müzesi'ne de gittim, başka vilayetlerdeki müzelere de gittim. Bende olan eserler yok. Osmanlı döneminden kalma 130 yıllık ayakla çevrilen çıkrık var. 66 yaşındayım müzede 40-50 yıllık olan şeylerin bazıları benim kullandığım şeyler. 40 yıllık akordeon var eşimin, 40 yıllıktan daha eski satranç takımı var. 48 yıllık radyo var, 1962 yılında maçları dinlemek için almıştım kullandım şimdi müzede" şeklinde konuştu. Müzede kendisi için büyük önem taşıyan bir de havlu bulunduğunu kaydeden Gürses, "Havlu benim için çok büyük bir hatıra. 1989 yılında zorunlu göçle gelen soydaşlar için 14 Haziran 1990 tarihinde konutların temel atma töreni vardı. Dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal yanında 10 bakanı ile beraber buraya geldi. İnşaat sahasında elini yüzünü sildiği havludur bu havlu. O anı asla unutamıyorum bu havluyu da saklıyorum ebediyen de kalacak. 1973 yılında Bulgaristan'da satın aldığım Atatürk kitabı var. Bulgar yazar tarafından yazılmış kitap baştan sona Atatürk'e övgüyle dolu. Bunu da saklıyorum ve gözüm gibi de koruyorum" ifadelerini kullandı.Büyük ilgi gören müzeyi gezen bir ziyaretçi ise, "Köyde yaşamadım, köy yaşantım hiç yok İstanbul'da doğdum, Anneannem, babaannemde gördüğüm şeyleri burada gördüm beni çok mutlu etti" diye konuştu.Mini müzeye büyük emek harcandığını kaydeden başka bir ziyaretçi de, "Müzeye eşya bağışlayanların bir listesi vardı gördüm. Ben de adımın burada yer almasını istiyorum. Elime geçen milli ve manevi değerlerimizi taşıyan eşyaları gelip buraya bırakacağım" dedi.Müze evde 200'ün üzerinde tarım aleti, 600'ü aşkın madeni para ve banknot, 560 giyim eşyası, televizyon, radyo ve telefonlardan oluşan 100 parçalık elektronik eşya olmak üzere bin 500 parça ürün bulunuyor.
KAYNAK.AVRUPA YAKASI GAZETESİ

ULUSAL GENÇLİK PARLAMENTOSU’NUN SU ZİRVESİ ESKİŞEHİR’DE YAPILDI

Habitat İçin Gençlik Derneği ve Ulusal Gençlik Parlamentosunun ortak çalışmasıyla gerçekleştirilen Su Zirvesi, Eskişehir Kent Konseyi Gençlik Meclisi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Eskişehir Odunpazarı Belediyesi tarihi konaklarında gerçekleştirilen Su Zirvesi, 70 ilden gelen 126 gençlik meclisinin temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Zirvenin açılış töreninde Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Kent Konseyi Başkanı Kazım Kurt, Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyeleri, Kent Konseyi Genel Sekreteri İsmail Kumru, resmi kurum temsilcileri ve Habitat İçin Gençlik Derneği Başkanı Sezai Hazır da hazır bulundu.
Dört gün süren koordinasyon toplantısında seminer ve atölye çalışmalarının yanı sıra çeşitli sosyal etkinlikler düzenlendi. Eskişehir Gençlik Meclisi’nin ev sahipliğinde Cam Sanatları Müzesi, Oltu Taşı Müzesi, Kurşunlu Külleyesi, Tarihi Odunpazarı Evleri, Kalabak Su Tesisleri, Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Yerleşkesi ve Osmangazi Üniversitesi ziyaret edildi. Ayrıca Eskişehir kent merkezinde bulunan sosyal ortamlar gezildi. Kültürel etkinlikler kapsamında Eskişehir’in ünlü grubu Bando Es Es bir konser vererek katılımcılara unutamayacakları bir gece yaşattı. Zirveye Çorlu Gençlik Meclisini temsilen katılan Genç Yazar Ramis Çınar, gençlik meclisi üyeleri ile bir araya geldi. Burada kitapseverler ve kitapevlerinin çalışanlarıyla da görüşen Çınar, Söylenmemiş Sözler adlı romanında anlattığı mekânları gezdi. Koordinasyon toplantısında Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ile tanışan Çınar, kitabını hediye ederek sohbet etti.
Türkiye genelinde bulunan gençlik meclislerinin temsilcilerinden oluşan Ulusal Gençlik Parlamentosu’nun koordinasyon toplantısında çeşitli sivil toplum örgütlerini ve resmi kurumların temsilcilerinin katılımıyla seminer ve atölye çalışmaları düzenlendi. Koordinasyon toplantısının ana gündem maddesi olan Su Zirvesi’nde, Küresel Isınmanın Su Kaynakları Üzerindeki Etkisi, Su Kaynaklarının Verimli ve Etkin Bir Şekilde Kullanılması, Afetlerde Su Sağlığı gibi konular atölye çalışmalarında ele alındı. Katılımcılar gündem maddeleriyle ilgili görüşlerini aktararak çalışmalara katkıda bulundular. Atölye çalışmalarının çıktıları daha sonra ilgili resmi kurum ve sivil toplum örgütleri ile basına sunulacak.
Ulusal Gençlik Parlamentosu, koordinasyon toplantısının bir diğer gündem maddesi olan Genç Girişimcilik Semineri, İş Kadını Rahşan Cebe tarafından verildi. Aynı zamanda Amerikan Şirketler Derneği’nin başkanı olan Cebe, iş yaşamında kazandığı deneyimleri gençlik meclislerinin üyeleriyle paylaştı. Aynı seminer de Habitat İçin Gençlik Derneği Başkanı Sezai Hazır, Genç Girişimcilik konulu bir sunum yaptı. Daha sonra yapılan atölye çalışmalarında gençlik meclislerinde kurumsallık ve genç girişimcilik konuları ele alınarak tartışıldı.
Koordinasyon toplantısının son gününde Ulusal Gençlik Parlamentosu’na katılmak için yapılan başvurular değerlendirildi. Gerekli şartları sahip olan Gençlik Meclisi’nin başvuruları kabul edilirken, evrakları yetersiz olan gençlik meclislerinin eksikliklerin gidermeleri istendi. Daha sonra katılımcılar Ulusal Gençlik Parlamentosu’nun çalışmaları ve projeleriyle ilgili görüşlerini aktardılar. Bir sonraki koordinasyon toplantısının Ankara’da yapılması kararlaştırıldı.
HABER VE FOTO:RECEP KARAGÖZ

CHP Aksoy’u unutmadı

HABER VE FOTO:Lüleburgaz Hürfikir Gazetesi
Cumhuriyet Halk Partisi Lüleburgaz İlçe teşkilatının haftalık olağan toplantısında, Prof Dr Muammer Aksoy anıldı.
Aydınlanma ve Devrim Şehitleri Haftası programı kapsamında Atatürkçü Düşünce Derneği’nin kurucusu Prof Dr Muammer Aksoy’un hayatı ve Atatürk ve tam bağımsızlık ile ilgili görüşleri ile ilgili bilgi verildi.
Muammer Aksoy ile ilgili slayt gösterisinin de izlendiği programda, Aksoy’un Türk düşün hayatındaki önemi üzerinde duruldu.
Programda konuşan CHP Lüleburgaz İlçe Başkanı Turabi Kayan, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy gibi aydınlarımızın öldürülmesinin, Ortadoğu ülkelerinin kaynaklarına çökmek isteyen Batılı emperyalist devletlerin, bu ülkeleri karartma çabası olduğunu söyledi.
Kayan: “Aydınlarımızın katledilmesi, Batılı ülkelerin, aydınları öldürerek sesini kesmek ve diğerlerinin de gözlerini korkutmak için oynadıkları oyunun bir parçasıdır. 1945’den beri oynadıkları bu oyunlarla bizi köleleştirmek istiyorlar. Biz bu oyunlara gelmemeli ve direnmeliyiz” dedi.

Kayan, Lüleburgaz Muhtarlar Derneği’ni ziyaret etti.

HABER VE FOTO:Lüleburgaz Hürfikir Gazetesi
Kırklareli iline bağlı LüleBurgaz İlçesinde Muhtarlar Derneği Başkanı Yavuz İşçioğlu ve köy ve mahalle muhtarları ile bir araya gelen CHP’liler, muhtarların sorunlarını dinleyerek karşılıklı fikir alış verişinde bulundular.
Ziyarette muhtarlar; sosyal güvenceleri, emeklilikleri ve Nüfus Müdürlüğünden verilmeye başlayan ikametgah belgesinin muhtarları sıkıntıya sokmaları ile ilgili sorunlarını paylaştılar.
CHP’liler de muhtarların sorunları ile yakından ilgilenerek konuyu gündemlerine taşıyacaklarını ifade ettiler.

Kurnaz 6’ncı kez başkan

HABER VE FOTO:Lüleburgaz Hürfikir Gazetesi
Lüleburgaz Terziler Odası başkanı Ahmet Kurnaz oldu. Tek liste olarak girilen seçimler sonucunda 50 geçerli oy alan Ahmet Kurnaz, 6’nci kez Oda başkanlığına getirildi.
Lüleburgaz Terziler Odası Olağan Genel Kurul Toplantısı Halk Eğitim Merkezi’nde yapıldı.
Yönetim Kurulu faaliyet raporunun okunması ile başlayan Genel Kurul, Denetim Kurulu raporunun okunması, bilanço, gelir gider hesapların okunması, Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulunun ayrı ayrı ibrası, yeni dönem çalışma programı ile bu program içinde yer alacak olan eğitim, teorik ve kurs programları ve tahmini bütçenin görüşülmesi, aylık ücretlerin, huzur haklarının, yolluk ve konaklama ücretlerinin tespit edilmesi ile sürdü.
Ardından yapılan seçimlerde 50 geçerli oy alan Ahmet Kurnaz, Terziler Odası başkanı olurken, Yönetim Kurulu ise şu isimlerden oluştu: Asil: Suat Güven, İlkay Karataş, Ümit Durak, Ali İrfan Özkul, Ufuk Kıray, Murat Gözlüklü, Yedek: Muammer Güler, Gülçin Güven, Muzaffer Güler, Perihan Durmaz, Sema Şentürk, Yavuz Avci, Hüseyin Yıldız, Denetim Kurulu: Fatma Küçük, Gülten Seven, Nemci Deviren, Yedek: Çağla Dedeoğlu, Kubilay Soyugütmüş, Anıl Güner.

LİAD, Marmara İş Hayatı Dernekleri (MARİFED) Genel Kuruluna katıldı

HABER VE FOTO. Lüleburgaz Hürfikir Gazetesi
LİAD Genel Sekreteri Yavuz Yakut yaptığı açıklamada, LİAD olarak geçtiğimiz hafta sonu Marmara İş Hayatı Derneklerinin (MARİFED) 4.Olağan Genel Kuruluna katıldıklarını bildirdi.
Yakuz Yakut yaptığı açıklamada; “Federasyonumuz MARİFED’in genel kuruluna, LİAD Başkanı Cengiz Konca, Başkan Yardımcıları Özer Büyükkurt, Talat Yılmaz, Denetleme Kurulu üyeleri Hasan Hamiş ve Özkan Gürbüz olarak katıldık.” dedi.
Yakut İstanbul Polat Renaissance Hotelde MARİFED’e bağlı derneklerden 500 işadamının yoğun katılımıyla gerçekleşen genel kurula, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, Milletvekilleri, Siyasi Parti Temsilcileri, İTO Başkanı, Kaymakam ve Belediye Başkanları’nın da teşrif ettiklerini belirterek MARİFED Başkanlığı’na Ahmet CİĞERCİ’nin tekrar seçildiğini, LİAD Başkanımız Cengiz Konca’nın hem disiplin kurulu başkanlığına hem de TUSKON’da ( Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu)’nu temsil edecek delege sistemine seçildiğini söyledi.
Ayrıca Genel Kurul münasebetiyle Federasyon üyesi 30 Dernek Başkanı ve Yardımcıları ile karşılıklı görüş alış verişinde bulunan LİAD’ın diğer Derneklerle ortak proje hazırlanmasında ve MARİFED’in yapılacak Başkanlar Kurulu toplantısının Lüleburgaz’da gerçekleştirilmesi prensip kararının alınarak fikir birliğine varıldığını bildirdi.
sağ üst köşede yer alan Önceki kayıtlar'a tıklayarak geçmiş haberlere ulaşabilirsiniz...