***Hoşgeldiniz!!! Trakyadaki en güncel ve en kaliteli haberler için; www.trakyahaberci.com...

27 Şubat 2010 Cumartesi

Amaç Çorlu’yu Güzelleştirmek Olunca, Vergisini İstanbul’a Ödeyen, Fakat Çorlu’nun Kaynaklarını Kullanan Firmalar Ortada Yok

Tekirdağ iline bağlı Çorlu’yu güzelleştirmek, halkın ve çocukların sosyal yönden faydalanması amacıyla planlanan park alanlarının oluşturulması için “Sizinde Bir Parkınız Olsun” projesinin tanıtımı amacıyla 26 Mayıs’ta gerçekleştirilen toplantıya sadece 6 firma katılırken, birçok üst düzey firmanın davete ilgi göstermeyişi dikkat çekti.
“Sizinde Bir Parkınız Olsun” sloganıyla gerçekleştirilmesi planlanan projede Çorlu`nun değişik bölgelerine 20 adet çocuk parkı yapılması planlanıyordu. Bu proje kapsamında Çorlu`da faaliyet gösteren ve yaptıkları milyonlarca dolarlık yatırımları ile oldukça büyük sermaye ve iş hacimlerine sahip olan fabrika ve sanayicilere maliyetleri onlar için devede kulak olan birer tane çocuk parkı yapmaları, bu parkların kendi isimleri ile anılması ve Çorlu`ya bu şekilde katkı sağlamaları istendi.Fakat ne gariptir ki Güzel Çorlumuzun kaynaklarını kullanan ve içlerinden bir çoğununda vergisini İstanbul`a ödediğini bildiğimiz firmalar bu projeye sıcak bakmadı. İştirak etmesi beklenen firmaların sadece 6’sının katıldığı toplantının üzerinden neredeyse 9 ay gibi bir süre geçmesine karşın her hangi bir dönüş yapılmaması dikkatlerden kaçmadı. Çorlu’nun suyunu, Çorlu’nun kaynaklarını, Çorlu`nun yollarını kullanan ve vergisini çoğunlukla İstanbul’a ödeyen firmaların birçoğunun belediye tarafından planlanan ve halkın yararını gözeten bir projeye kayıtsız kalması vatandaşlar tarafından da tepki ile karşılandı.
HABER VE FOTO: Faruk YIS

Çorlu Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Feyzullah Aktepe; Gemi Batıyor, Acaba Suç Kaptanında mı, Tayfasında mı?

Çorlu Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Feyzullah Aktepe Pazar günü yapılacak oda seçimleri öncesi bütün esnafları oy vermeye ve kendilerine bir dört yıl daha şans vermeye davet ettiklerini belirtti. Aktepe Pazar günü Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonunda yapılacak olan olağan kongre öncesi yaptığı açıklamada şunları belirtti;
“Öncelikle Mart ayı sonuna kadar yapılacak olan meslek odaları genel kurullarında sadece 2 seçim kaldığını belirtmek istiyorum. İl bazında ve ilçelerde genel kurulların çoğu yapıldı.
Esnafımıza Hizmet Etmekten Her Zaman Gurur Duyuyorum
Bilindiği gibi anayasanın 173. maddesi der ki; Devlet Türk Esnaf ve sanatkarlarını korumak mecburiyetindedir. Neden söylenmiştir. Çünkü esnaf ve sanatkarlar ülkemizde de dünya konjonktüründe de kendi adına bağımsız çalışan kimselerdir. Devlet vergi verirler, devletten bir şey istemezler. Köken olarak ahi evren kökeninden gelmiştir. Sabah besmele ile dükkanını açar, akşam besmele ile dükkanını kapar. Komşularını, çocuklarından daha fazla görür, hiçbir kötü örgüte bulaşmaz. Saf, tertemiz ve pırıl pırıl bir kitledir ve böyle bir kitlenin yöneticiliğini yaptığım için kendilerine minnettarım. Bu vesile ile bugüne kadar bana göstermiş oldukları güven ve teveccühe teşekkür etmek istiyorum. Onlara hizmet etmekten her zaman gurur duydum ve duymaya da devam edeceğim.
Bu İnsanların Antibiyotiğe İhtiyacı Vardır
Bilindiği gibi ülkemiz zor bir dönemeçten geçmektedir. Etrafımızdaki komşu ülkelerde ateşler yandı. Bir Yugoslavya paramparça oldu, bir çok devlet oldu. Ortadoğu kaynadı, Irak rejim değiştirdi. Bizde ülke olaraktan muhakkak ki bundan etkilendik. Şunu üzülerek ifade etmek istiyorum. Bugün ki koşullara baktığımızda orta ölçekli insanlar tamamen fakirleşti. Ama bireysel menfaatler ülkemizde ön plana çıkmıştır. Bu insanların antibiyotiğe ihtiyacı vardır. Ama ilacın özünü kendileri için içip, adasını başkalarına içirtemezler. Hadi bizler içtik, ama bunu çocuklarımıza içirtmeyeceğiz. Gemi batıyor, acaba suç kaptanında mı, tayfasında mı. Bir gün olur bunun hesabı sorulur. Dedi. Aktepe Pazar günü yapılacak olan Esnaf ve Sanatkarlar Odası genel kurulunda tüm kayıtlı olan üyelerin katılmalarını önemle arz ederken, basından ve medya organlarından kongreye destek vermelerini istedi.
Fikir Merkezleri Kuracağız
Aktepe; “Halkımıza karşı bu onuru ve kıvancı şahsım ve yönetimim adına tekrar yaşamak istiyorum. Bir dört yılın vizesini almak için kendilerinden bütün desteği alacağıma inanıyorum. Dört yıl içinde esnaf ve sanatkarlar odamızın bir karma oda olması dolayısıyla meslek gruplarımızın çok olduğu bir konuma sahibiz. Yönetim kurulumuz yedi kişiden ibarettir. Bunun dışında 3’de denetleme kurulu organımız vardır. Yönetimimiz dışında her meslek grubuna üyelerimiz içinden istişare kurulları oluşturmak düşüncesindeyiz. 3 ayda bir istişare kurulları toplantısı yapmayı hedefliyoruz. Fikir merkezleri kurup birbirimizin dertlerini ve sıkıntılarını sık sık istişare toplantıları yaparak tespit etmek ve çözüme ulaştırmak istiyoruz. Dedi.
Hurdacı ve Mermerci Esnafımızı Tek Bir Çatı Altında Toplayacağız
Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Feyzullah Aktepe son olarak odaya kayıtlı hurdacı ve mermerci esnafların tek bir çatı altında organize bir şekilde toplanmalarını sağlamak amacıyla Milli Emlak Müdürlüğüne yer tahsisi için başvurduklarını ve bu doğrultuda bir kooperatif kurduklarını belirtti. Aktepe; Çorlu Belediyesinin de desteği ile uygulamak istedikleri projelerin üstesinden geleceklerini belirtti.
HABER VE FOTO: : Faruk YIS

2 bin TL'lik kaçak sigara ile yakalandı

İstanbul'dan getirdiği kaçak sigaraları Tekirdağ iline bağlı Çerkezköy'ilçesinde pazarlayan bir kişi gözaltına alındı. Anfi Tiyatro karşısında kendisine ait Kartal Marka aracın bagajında sergilediği kaçak sigaraları satışa çıkaran H.U. isimli şahıs, polisin dikkatini çekti. Sigaralar üzerinde denetim yapan polis, satışa sunulan yerli ve yabancı sigaraların 'bandrolsüz' olduğunu belirledi. yaklaşık 220 paket sigaraya el koyan polis, sigaraların satışını yapan H.U.'yu da gözaltına aldı. Hakkında işlem yapılan H.U., çıkarıldığı Çerkezköy Adliyesi'nde tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
KAYNAK:ÇERKEZKÖY HABER GAZETESİ

Şair Adleyba’dan ‘Dikenli Gül’

Tekirdağ’ın tanınmış şairlerinden Kemal Adleyba, ‘Dikenli Gül’ ismini verdiği 424 sayfadan oluşan yepyeni bir şiir kitabı yayınladı.
Genellikle taşlama türü şiirler yazan Kemal Adleyba, şiirlerinde; Ülke sorunlarını cesur bir dille anlatırken, yazdıkları yüzünden çalışma yaşamı boyunca üç kez sürgüne gönderildi.
Kimya Mühendisliği mesleğini de şairliğinin yanı sıra sürdüren Adleyba, kitabının sunuş bölümünde, mizaç itibariyle kimseye yük olmak istemediğini, kişisel gücü varsa onu kullandığını, elinde olsa ölünce bile tabutunu taşıyacak 4 kişiye bile zahmet vermek istemediğinden söz ediyor.
Ülkemizde şimdilik ifade özgürlüğünün olmadığına da dikkat çeken Adleyba, şair ve yazarların, her zaman gerçekleri söylediğini ifade etti.
Namık Kemal ve Nazım Hikmet gibi yurtdışına sürülmemenin, kendisi için şanssızlık olduğuna da işaret eden Adleyba, öldükten sonra da gönüllerde yaşamayı, ortaya çıkardığı eserin, elden ele dolaşmasını umduğunu, evlatlarına. güzel torunlarına hatıra bırakmayı amaçladığını kaydetti.
Doğruları söylediği için 9 köyden değil, 999 köyden kovulsa da, zindanlara atılsa da kendisine ‘vız’ geleceğine vurgu yapan Adleyba, “Ünlü vatan şairimiz Namık Kemal, zindanlarda çürüdü de ne oldu?” diyerek tepkisini dile getirdi.
HABER VE FOTO: HABERTRAK GAZETESİ/TEKİRDAĞ

KESK, TEKEL işçilerine desteğini sürdürüyor

KESK, bir kez daha maden işçilerine destek için meydanlara çıktı. Tekirdağ Tuğlalı Park’ta yağan yağmura aldırış etmeyen KESK üyeleri, direnişlerini ve TEKEL işçilerine olan desteğini sloganlarla gösterdi.
“Her yerde Tekel, her yerde direniş, “Yan gelmedik, vatanı satmadık.”, “Başbakana göre TEKEL işçileri yan gelip yatıyor, milyonlar aç milyonlar işsiz”, “Yaşasın TEKEL direnişimiz”, “Biz haklıyız, biz kazanacağız”, “Hak verilmez alınır” “Zafer sokakta kazanılır.”şeklindeki sloganların ardından Eğitim-Sen ve KESK İl Temsilcisi Behçet Atlı basın bültenini açıkladı.
Basın bülteninde şu görüşlere yer verildi: “ Bu gün bir kez daha bir arada, alanlardayız. Ankara’nın soğuk ayazına rağmen, Hükümetin başvurduğu polis şiddetine rağmen, Başbakanın tehditlerine rağmen, Maliye Bakanının iftiralarına rağmen direnişlerini sürdürerek emekçilerin kararlılığını dosta düşmana bir kez daha gösteren TEKEL işçilerine buradan selam olsun. Mücadeleleri mücadelemizdir.
Buradan vicdanının sesine kulak vermekten vazgeçmemiş, alın terinin değerini bilen, göz nuruna saygı gösteren Türkiye’nin aydınlık ve namuslu insanları olarak bir kez daha sesleniyoruz. Dünyanın neresinde ücreti bir anda yüzde elliye varan oranlarda düşürülerek emeklilik hakları tırpanlanan emekçiler vardır? Kim evinin nafakasına, çocuklarının geleceğine yönelik açık bir saldırı karşısında sessiz kalabilir?
Dünyanın neresinde alınların teri için, ekmeklerinin onuru için direnen emekçilere iftira atmak, onları suçlu gibi göstermek vardır? Dünyanın hangi demokratik ülkesinde hak arayanlara, bunun için kitlesel olarak halkın vicdanına seslenen emekçilere tahammül edemeyen bir Başbakan vardır?
Hükümetin TEKEL direnişi karşısında sergilediği kibirli ve düşmanca tutumun nedenini bizler biliyoruz. Çünkü TEKEL işçileri 2 aydır sürdürdükleri direnişle siyasi iktidarı can evinden vurmuştur. AKP Hükümeti iktidarı süresince küresel sermayenin direktifleri doğrultusunda emeği mevcut güvencelerinden koparmak için sayısız adım atmıştır.4/C ile 4/B ile kamuda istihdamı güvencesizleştirme yolunda önemli hamleler yapmıştır. Taşeronlaşmayı savunarak aynı işi yapan fakat aldıkları ücretler arasında uçurum olan emekçiler yaratarak “eşit işe eşit ücret” ilkesini ayaklar altına almıştır.
Kamu personel reformu adı altında, performansa dayalı ücretlendirme adı altında emekçileri bölmeyi marifet saymıştır. TEKEL direnişi AKP iktidarını can evinden vurmuştur. Çünkü AKP iş güvencesine inanmaz, küresel sermayeye inanır; ucuz emek cennetine inanır. TEKEL direnişi AKP iktidarını can evinden vurmuştur. Çünkü AKP emekçilerin aldığı ücretin sosyal niteliğini görmez, o ücretin arkasındaki insanı görmez, o sadece işgücü maliyetini görür.
İşte bütün bu nedenlerle TEKEL direnişi siyasi iktidarı can evinden vurmuştur. Tekel işçilerine karşı Hükümetin sergilediği tahammülsüz, hasmane tutumun arkasında bu vardır; TEKEL işçilerine yönelik sayısız karalama, yalan ve iftira üretmesinin arkasında bu vardır. Başbakan TEKEL işçilerinin direnişi için son olarak “ideolojik” demiş. Buradan Başbakana soruyoruz: velev ki ideolojik sayın Başbakan, velev ki ideolojik?
Buradan siyasi iktidara sesleniyoruz. Yıllardır ülkenin başına bela ettiğiniz neo-liberal politikalar iflas etmiştir. Ülke bu politikalar nedeniyle defalarca krize girmiştir. Son olarak yüzünüzü döndüğünüz küresel sermaye büyük bir çöküş ve çaresizlik içindedir. Deniz bitmiştir. Gidecek yolunuz kalmamıştır.
Sayın Başbakan TEKEL direnişi ile ivme kazanan mücadele burada kalmayacaktır. Daha bir çok direnişle, gösteriyle, grevlerle bu mücadele yükselecek, gelişecek. Çünkü emekçiler mevcut kazanımlarından geri adım atmamaya kararlıdır. İş güvencesi, insanca yaşanacak bir ücret ve parasız sağlık ve eğitim hakkı emekçilerin vazgeçmeyeceği taleplerdir. Bunu görün, yüzünüzü sizi defalarca yarı yolda bırakmış sermayeye değil emekçilere dönün.
Çünkü bu ülkenin emekçileri olarak herkese iş güvencesi ve insanca yaşanacak bir ücret sağlanana kadar, nitelikli, parasız ve erişilebilir eğitim ve sağlık hizmetleri hakkını gerçekleştirene kadar, insanın insanı sömürmediği, demokrasi ve barışı temel alan bir ülke özlemimiz gerçekleşene kadar mücadeleye devam edeceğiz. Yaşasın emekçilerin ortak mücadelesi.”
HABER VE FOTO: HABERTRAK GAZETESİ/TEKİRDAĞ

Vatan Şairi Namık Kemal NamıkKemalÜniversitesindeki törenle anıldı

NKÜ Rektörü Nizamettin Şenköylü ” Namık Kemal Üniversitesi büyük vatan şairinin adına layık olmak için kısa zamanda çok büyük hedefler kaydetmiştir. NKÜ’de yapılacak çalışmalar onun adını yaşatacaktır. Üniversitemizde böyle bir toplantının yapılması bize şeref ve motivasyon kazandıracaktır.” dedi.
Ankara – Tekirdağlılar Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Merkezi’nin düzenlediği Namık Kemal Kültür ve Sanat Haftası etkinlikleri kapsamında Tekirdağ Valilik Kültür Merkezinde yapılan sempozyum’un ardından, NKÜ Piramit Salon’daki törenle bir kez daha anıldı.
Ankara Çankaya, Tekirdağ, Gelibolu, Silivri, KırklareliVize ve tüm Namık Kemal adını taşıyan ilköğretim, Lise öğrenci ve yöneticilerinin katıldığı törene; Tekirdağ Valisi Zübeyir Kemelek, Belediye Başkan Vekili Ali kılıç, eski Çevre Bakanlarından Fevzi Aytekin,CHP Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncü, NKÜ Rektörü Nizamettin Şenköylü, İl Genel Meclis Başkanı ve üyeleri ile Ankara- Tekirdağlılar Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Ferhat Akgül ile Başkan Yardımcısı Naci Akosman, Namık Kemal Derneği Fahri Başkanı Mehmet Serez ile Tekirdağ Namık Kemal Şiir Grubu ve vatandaşların katıldığı yemeğin ev sahipliğini Tekirdağ Namık Kemal İlköğretim Okulu yaptı.
Namık kemal İlköğretim Okulu Müdürü Dursun Ali Yılmaz Tüm Namık kemal İlköğretim okullarının böyle bir etkinlik kapsamında Tekirdağ’da toplanmasından duyduğu memnuniyeti anlattı.
NKÜ rektörü Şenköylü yaptığı konuşmada Namık kemal hakkındaki düşüncelerini anlatırken Namık kemal adına Tekirdağ’da bir üniversitenin kurulmasının Tekirdağ için onur ve gurur verici olduğunu anlatırken “Namık kemal Üniversitesi onun adına layık olmak için kısa zamanda çok büyük hedefler kaydetmiştir. NKÜ’de yapılacak çalışmalar büyük vatan şairinin adını yaşatacaktır. Üniversitemizde böyle bir toplantının yapılması bize şeref ve isteklendirme kazandıracaktır.”Dedi.
Gecenin anısına Tüm Namık kemal isimli okul müdürlerine ve plaket verilirken Tekirdağ Namık kemal İlköğretim Okulu halk oyunları ekibi folklor gösterisinin ardından, Tekirdağ Namık Kemal şiir grubu üyesi Hakan Zengin Türk sanat müziği eserlerinden kısa bir konser verdi.
HABER VE FOTO: HABERTRAK GAZETESİ/TEKİRDAĞ

TSMMO Başkan Kurt’un1 Mart Muhasebe Günü Mesajı:“Kayıt- kuyut bilmeyen bir toplum olmaktan çıkmak görevimizdir”

TSMMMO Başkanı Şerafettin Kurt, “Kayıt- kuyut bilmeyen bir toplum olmaktan çıkmak tamamen bizim görevimiz konumuna gelmiş bulunmaktadır. Bu konuda bizlere yetki tam anlamıyla verilirse bizler bunu başaracak güçte olduğumuzu kanıtlamaya hazırız.” dedi.
Tekirdağ Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Başkanı Şerafettin Kurt, 1 Mart Muhasebe Günü dolayısıyla bir açıklama yayınlayarak, hem muhasebe camiasının gününü kutladı, hem de 1989 yılında yasal statüye kavuşmasından bu tarafa 21. yılına giren Muhasebe Mesleğinin, gelişimine değindi.
Eğitimin, mesleğin gelişiminde en önemli unsurların başında geldiğine vurgu yapan Kurt, meslekî ve ekonomik çalışmalarının yanı sıra meslek mensuplarının eğitimlerinin hep ön planda tutulduğunu, eğitimin vazgeçilmez olduğunu kaydetti.
Muhasebe mesleğinin, dünya standartlarına ayak uyduracak seviyelere geldiğine de dikkat çeken Kurt, yayınladığı mesajda; “Kayıt altında olmayan veya kayıtlı olup ta vergi kaçırmaya yüz tutan her kesimi takip edip, vergi gelirlerin arttırılmasına, aynı zamanda da giderlerin de düşürülmesi için topyekün ve harfiyen çok ama çok çalışıp çaba göstermeliyiz.
Kayıt- kuyut bilmeyen bir toplum olmaktan çıkmak tamamen bizim görevimiz konumuna gelmiş bulunmaktadır. Bu konuda bizlere yetki tam anlamıyla verilirse bizler bunu başaracak güçte olduğumuzu kanıtlamaya hazırız.” dedi.
“Bilindiği gibi; 1. MART. 1989 yılında Yüce Meclis genel kurulunda kabul edilen 3568 sayılı yasamız bu tarihten sonrada Muhasebe camiası 01 MART’ ı Muhasebe günü olarak kutlamaktadır.. Mesleğimizin, 1989 yılında yasal statüye kavuşmasından bu tarafa 21. yıla girmiş bulunmaktayız. Bu zaman içerisinde hızlı bir çalışma kat ederek mesleğimizi geliştirmiş ve dünya standartlarına ayak uyduracak seviyelere getirmiş bulunmaktayız. Meslekle ve Ekonomiyle ilgili çalışmalarımızın yanı sıra meslek mensuplarımızın eğitimleri hep ön planda tutulmuştur. Ülkemizi olumsuz etkileyen küresel mali kriz herkesi etkilediği gibi meslek camiasını da etkilemiştir. Ama bu konuda meslek örgütümüz çalışmalarıyla ekonomimizin düzelmesinde katkısı küçümsenemeyecek kadar fazladır. Vergi ; Ülkelerin kalkınmasında önemli bir yer aldığını hepimiz biliyoruz.
Bu konuda da bizlere önemli bir görev düşmektedir. Şu andaki vergi sistemi ne olursa olsun uygulamak bizim asıl işimizdir. Bu konuda bizlere düşen görevi harfiyen yapmak mesleğimizin gereğidir.
Bizler Ülke kalkınmasının temel taşlarından biriyiz. Onun için Kayıt altında olmayan veya kayıtlı olup ta vergi kaçırmaya yüz tutan her kesimi takip edip, vergi gelirlerin arttırılmasına, aynı zamanda da giderlerin de düşürülmesi için top yekün ve harfiyen çok ama çok çalışıp çaba göstermeliyiz. Kayıt- kuyut bilmeyen bir toplum olmaktan çıkmak tamamen bizim görevimiz konumuna gelmiş bulunmaktadır.
Bu konuda bizlere yetki tam anlamıyla verilirse bizler bunu başaracak güçte olduğumuzu kanıtlamaya hazırız. Her alanda aldığımız eğitim bunu başaracağımızın bir göstergesidir. Yetiştirmekte olduğumuz jenerasyonun bunu layıkıyla yapacağına da cani gönülden inanıyoruz. Değerli Meslektaşlarım, yarınların umut ışıklarıyla aydınlanması ve umut saçan yol olması için cesur, çalışkan, dürüst ve denetime açık bir sistemle lider yöneticilik anlayışından ayrılmadan eşit ölçülerle çalışmalarımızı sürdürmeliyiz diyorum ve tüm camiamızın Muhasebe Günü’nü kutlar sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”
HABER VE FOTO:HABERTRAK GAZETESİ/TEKİRDAĞ

KESK Tekirdağ Şubeler Platformu Sözcüsü Eğitim-SEN Kadın Sekreteri Hülya ÇAKAR; “8 Mart tatil olsun”

“Kadınların özgürleşmesi ve örgütlülüğü için dayanışmaya ve mücadeleye” düşüncelerinden yola çıkan KESK Tekirdağ Şubeler Platformu’nun Sözcüsü Eğitim-SEN Kadın Sekreteri Hülya Çakar imzasıyla yayınlanan açıklamada; “8 Mart, bir başkaldırı günüdür. Çünkü emekçi kadınların kapitalist sisteme, erkek egemenliğine ve bunların bileşik sonuçları olan çifte ezilmişliğe ve çifte sömürüye karşı seslerini yükselttikleri bir gündür. 8 Mart’ın 100. yılında; 8 Mart’ın tatil edilmesini istiyoruz.” denildi.
KESK Tekirdağ Şubeler Platformu Sözcüsü ve Eğitim-SEN Kadın Sekreteri Hülya ÇAKAR, KESK’li, DİSK’li ve TTB’li kadınlar olarak 8 Mart’ın 100. yılında; Savaşlara, kapitalizme, şiddete, ırkçılığa ve erkek egemenliğine karşı mücadeleyi yükseltmek için biraraya geldiklerini belirterek “8 Mart’ın resmi tatil olarak kabul edilmesi için çalışmalar yürüttük. “ dedi.
Bu kapsamda içinde Yasa Tekliflerinin de bulunduğu bir dosya hazırlayarak, TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerden randevu istediklerini söyleyen Çakar, “Görüşmelerimizde tıpkı 1 Mayıs gibi, 8 Mart’ın da kökleri ABD’deki kadın işçilere kadar uzanan emek mücadelesinin bir kazanımı olduğunu; 8 Mart’ın tarihinin de direnişlerle, ölümlerle ve kanla yazıldığını ifade ettik. “ şeklinde konuştu.
KESK Tekirdağ Şubeler Platformu’nca, 8 Mart’ın, özellikle kadınlar açısından anlamına ve bu günle ilgili taleplerine ilişkin yayınlanan açıklamada şu görüşlere yerverildi:
“8 Mart, bir şenlik günüdür. Çünkü dünyanın her yerinden, farklı etnik köken, din, dil, ırk, mezhep, kültür ve sınıflara mensup kadınların siyasi, toplumsal ve ekonomik taleplerini haykırdıkları; aralarındaki uluslararası dayanışma ağlarını ördükleri; 100 yılı aşkın süredir devam eden eşitlik, özgürlük, adalet ve barış mücadelelerini kutladıkları bir gündür.
Bunun bilincinde olan biz; KESK’li, DİSK’li ve TTB’li kadınlar, 8 Mart’ın 100. yılında; Savaşlara, kapitalizme, şiddete, ırkçılığa ve erkek egemenliğine karşı mücadeleyi yükseltmek için bir araya geldik ve 8 Mart’ın resmi tatil olarak kabul edilmesi için çalışmalar yürüttük.
Bu kapsamda içinde Yasa Teklifimizin de bulunduğu bir dosya hazırlayarak, TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerden randevu istedik.
Görüşmelerimizde tıpkı 1 Mayıs gibi, 8 Mart’ın da kökleri ABD’deki kadın işçilere kadar uzanan emek mücadelesinin bir kazanımı olduğunu; 8 Mart’ın tarihinin de
direnişlerle, ölümlerle ve kanla yazıldığını ifade ettik.
8 Mart’ın tatil olması yönündeki ısrarımızın, bu günün basit bir kutlama, çiçek alma ve vermeden çok, emeğin, özgürlüğün, demokrasinin ve barışın güçlü haykırıldığı; kadın örgütlülüğünün geliştirildiği günlere dönüşmesi amaçlı olduğunu paylaştık.
Ülkemizdeki hâkim olan “tatil cennetiyiz” yaklaşımının gerçekleri yansıtmaktan uzak olduğunu; birçok emekçinin zaman buldukça ikinci ve üçüncü işlerde çalışmak zorunda olduğunun altını çizdik. Kaldı ki, kadınların istihdam oranları düşünüldüğünde, 8 Mart’ın kadınlar için tatil olması ile ülke ekonomisinde, ne yazık ki, çok da büyük bir kaybın yaşanmayacağını belirttik. Ve bugün buradan bir kez daha ifade ediyoruz ki:
Yılda bir gün de olsa, toplumsal cinsiyetlerinden kaynaklı olarak ikinci sınıf kabul edilen kadınların taciz, tecavüz, kadın katliamları vb maruz bırakıldıkları şiddet, sömürü ve ayrımcılığa karşı olabildiğince çok katılımla alanlarda buluşması ve dayanışmanın gücünü hissetmesi azımsanmayacak kadar önemlidir.
“8 MART’IN 100. YILINDA; 8 MART’IN TATİL EDİLMESİNİ İSTİYORUZ.”
Talebimiz iş yerlerine sıkıştırılmaya ve güvencesizliğe karşı mücadeleyi yükseltmek amaçlıdır.
Talebimiz cinsiyetçi çalışma alanına müdahale etmek amaçlıdır.
Talebimiz ekonominin cinsiyetçi kimliğine müdahale etmek amaçlıdır.
Ve en önemlisi, talebimiz; Eril, muhafazakâr ve liberal politikaların kadınlara dayattığı ev hapsine, işsizliğe, güvencesizliğe ve her türlü şiddet aygıtına karşı çıkarak, bilincimizi örgütlü ve özgürce ifade etmek amaçlıdır.

Bu kapsamda TBMM grubu bulunan siyasi partilerin kadın milletvekilleri ve ilgili komisyon başkanı ile görüşerek, 8 Mart’ın kadınlar için resmi tatil yapılması için destek istedik.

Randevu veren siyasi partilerle görüşmelerimiz olumlu geçmekle birlikte, iktidar partisinden ve ilgili bakanlıktan randevu alamadığımız gibi, herhangi bir geri dönüş de yaşanmadı.

İşte bugün bu açıklamayı TBMM önünde yapmamızdaki amaç iktidar partisindeki kadın milletvekillerine, Kadından Sorumlu Devlet Bakanı’na kadın sorununu sadece günü kurtarmacı değil, kadın temsiliyetine uygun politikaların gelişiminin önünü açan, güç katan, güven veren bir yaklaşımla ele almaya davet ediyoruz.

Mevcut iktidar, kadın sorunu görmezden gelmekte ve biz kadınları yaşamın tüm alanlarından tasfiye etmeye çalışmaktadır. AKP’nin liberal ve muhafazakâr politikaları nedeniyle kadınlar daha da yoksullaşmakta ve yaşam alanları giderek muhafazakârlaşmaktadır. Kamudaki istihdamın daralmasıyla birlikte kadınlar işgücünün piyasasında kendi hallerine bırakılmaktadır.

Bugün, dün olduğu gibi, kadınları yaşamın dışına itmeye çalışanlara karşı tekrar sözümüzü örgütlüyoruz ve diyoruz ki:

Her kadın için 8 Mart tatil günü gereklidir ve her politikanın kadın ayağına ihtiyacı vardır. Çünkü kadınlar 100 yıllık mücadeleyi dayanışma ruhu ve bilinciyle örgütlediler, bundan ayrılmak dostane değildir. Daha zamanımız ve gücümüz var değiştirip yenilemeye, örgütlemeye. Geç kalmayalım! Rusya’da, Çin’de ve birçok komşu ülkemizde olduğu gibi, 8 Mart’ın tatil olması yönündeki çalışmalarımızı ortaklaştıralım ve yasalaştıralım!

Bu mücadelemiz toplumun her kesiminden ezilen, dışlanan ama isyan eden, barış, emek, demokrasi ve kadın mücadelesinin ayrılmaz bütünlüğüne inanan bütün kadınlarla yaşamın her alanında yan yana, omuz omuza, el ele olduğumuz sürece başarılı olacağına inanıyoruz.

Çünkü gün dayanışma günüdür…

Çünkü gün direnme ve isyan etme günüdür...

Çünkü gün kadınların mücadele günüdür..

Yaşasın 8 Mart!

Yaşasın Kadın Dayanışması…!”
HABER VE FOTO: HABERTRAK GAZETESİ/TEKİRDAĞ

"Dünyanın hiçbir yerinde yok"

Edirne Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi, "Dünyanın hiç bir yerinde üç ülkeyi gören kule yok, bu kuleyi biz yapacağız” dedi. Sedefçi, Edirne Belediye Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında Yıldırım Kule Projesi için yarışma düzenleyeceklerini belirtti. Yarışma için jüri üyelerinin oluşturulduğunu ve yarışma şartnamesinin hazırlandığını ifade eden Sedefçi, “Bazı siyasilerin bu projeye hayal proje dediğini duydum. Hayaller olmazsa hedefe ulaşma şansınızda olmaz. Hayaller güzel şeylerdir kurmak gerekir. Edirne deyince akla Selimiye Cami gelir. Bu kulenin yapımını tamamladığımızda akla Selimiye'den sonra Yıldırım Kule gelecek. Bir sanatsal, sembol bir kule düşünüyorum. Bunun için hep beraber en iyisini yapacağız” dedi. Sedefçi, Yıldırım Kule Projesi'nin bölgenin kaderini değiştireceğini ve Edirne'ye daha fazla turist çekeceğini belirtti. Aklında çok farklı bir kule projesi olduğunu anlatan Sedefçi, şunları söyledi. “Ben kuleyle beraber bazı rekreasyon alanları da yapılmasını planlıyorum. 15-20 dönümlük suni göl. Gölün ortasında bir ada. Adada kule gibi bir düşüncem var. Adaya da ulaşım aracı olarak ufak gemiler koymayı planlıyoruz. İnsanlar ilk önce gölde gezecekler, sonra kuleye gelecekler” diye konuştu.
KAYNAK:EDİRNE BELEDİYE SİTESİ

Her zaman olduğu gibi vatandaşlarımızın yanında olacağız"

Edirne’de Meriç ve Tunca nehirlerindeki taşkınlarla ilgili Belediye Başkanlığına bağlı birimlerden oluşturulan komisyon, su baskını yaşanan yerlerde inceleme yaptı. Çavuşbey Mahallesi, Saraçhane, Papazoğlu, Süpürgeciler, Horozlu bayırı mevkilerinin set boylarında, Kirişhane, İstasyon, Talatpaşa ve Yıldırım Kum mahallelerinde kanal boyunda bulunan ve taşkından etkilenen yapılar, komisyonca yerinde incelendi. Şikayetlerin, Edirne Belediyesi altyapılarından değil nehirlerdeki su seviyesinin aşırı yükselmesinden kaynaklandığı tespit edildi. Edirne Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi, komisyonun belediyeye gelen şikayetleri yerinde inceleyip rapor hazırladığını belirterek, “Evi zarar görenler için bazı girişimlerimiz var. Belediyemize gelen şikâyetleri kurmuş olduğumuz komisyon yerinde inceleyerek rapor hazırlıyor. Edirne Belediye Başkanlığı olarak selden dolayı zarar gören vatandaşlarımızın her zaman olduğu gibi yanında olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Öte yandan, Hamdi Sedefçi, Lozan Caddesi'nde yaptığı inceleme sırasında yaptığı açıklamada ise “Hayat devam ediyor. İşimizin başındayız. Yolda sorun yok. Ufak tefek bozulmalar var. Talimat verdim. Arkadaşlarımız arası boşalan taşların arasını mekanik malzeme, ince kumla dolduruyor” dedi. Ekiplerin birkaç gün içinde çalışmalarını tamamlayacağını bildiren Sedefçi, “Edirne Valiliğinin daha önce yaptığı yol bozulmuştu, bizim yaptığımız yol gördüğünüz gibi sağlam. Bu da belediyenin yaptığı işin kalitesini gösteriyor” diye konuştu.Edirne Belediyesi ekipleri, Meriç Nehri'nin taşması sonucu hasar gören Lozan Caddesi'nde onarım çalışmasını kamyon, iş makinesi, traktör ve 20 işçiyle sürdürüyor. Lozan Caddesi'ndeki kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektöre ait iş yerlerinde yürütülen temizlik çalışmasıyla taşkının izleri silinmeye çalışılıyor.
KAYNAK.EDİRNE BELEDİYE SİTESİ

CHP’den Romanlar derneğine ziyaret

HABER VE FOTO.Lüleburgaz Hürfikir Gazetesi
CHP Lüleburgaz İlçe Teşkilatı, Lüleburgaz Batı Trakya Romanları Kültür Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’ni ziyaret etti.
Dernek başkanı Mustafa Gölce ve yönetim Kurulu ile bir araya gelen CHP’liler, Derneğin yeni açılan internet ve okuma salonu’nun açılmasından dolayı da tebriklerini ileterek, salonun Roman çocukların eğitimi için önemli olduğunu altını çizdiler.
İlçe Başkan Turabi Kayan ve Dernek başkanı Mustafa Gölce, ilçe ve romanların sorunları ile ilgili sohbet etti.

Karpa 3’üncü şubesini açtı

HABER VE FOTO. Lüleburgaz Hürfikir Gazetesi
Kırklareli iline bağlı LüleBurgaz ilçesinde Yıldız Mahallesi Kızılay Sokak’ta açılan Karpa Marketin açılışı, Belediye Başkanı Emin Halebak tarafından yapıladı.
Emin Halebak, yaptığı konuşmada, günümüz ekonomik koşullar içinde böyle bir yatırım yapmanın önemli olduğunu söyledi.
Kurdele kesiminin ardından Halebak, mağazayı gezerek bilgi aldı.

Nihat Güder’in acı günü

HABER VE FOTO. Lüleburgaz Hürfikir Gazetesi
Kırklareli iline bağlı LüleBurgaz ilçesinde eğitim ve öğretim hayatına devam eden Düvenciler Lisesi Müdürü Nihat Güder’in annesi Neriman Güder vefat etti.
Neriman Güder’in cenazesi, öğlen namazını müteakiben kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi.
http://www.trakyahaberci.com/ haber sitesi olarak Güder ailesine başsağlığı dileriz.
sağ üst köşede yer alan Önceki kayıtlar'a tıklayarak geçmiş haberlere ulaşabilirsiniz...