***Hoşgeldiniz!!! Trakyadaki en güncel ve en kaliteli haberler için; www.trakyahaberci.com...

18 Mart 2010 Perşembe

500 litre çalıntı mazot ele geçirildi

Çorlu’da çaldıkları 500 litre mazot ile kaçan hırsızlar polis tarafından uzun süren kovalamacanın ardından yakalandı. Olay, Şeyhsinan Mahallesi Derinyol sokak üzerinde meydana geldi.13 yaşındaki Y.S iki arkadaşı ile birlikte bir depodan bidonlara konmuş mazotları at arabasına yüklediler. Yükledikleri mazot ile giderken devriye gezen polis otosunu gören küçük zanlılar arabada bulunan bidonları atarak kaçmaya başladılar. Bidonların atıldığını gören polis ekipleri ile küçük hırsızların kullandığı at arabası arasında kovalamaca başladı.Yakalanacaklarını anlayan küçük hırsızlar bu kez at arabasını terk ederek hızla ara sokaklara kaçtılar. Kaçan hırsızlardan 13 yaşındaki Y.S polis tarafından yakalandı. Yakalanan Y.S ile birlikte mazot dolu bidonlar sahibinin bulunması için polis merkezine getirildi. Y.S yaşı küçük olduğu için ailesine teslim edilirken olay ile ilgili soruşturma sürüyor.
KAYNAK:ÇORLU DEVRİM GAZETESİ

Kendisini benzinle yaktı

Çorlu’da inşaat işi ile uğraşan 36 yaşındaki Niyazi Esmebaşı mezarlık bahçesi yanında kendisini benzinle yakarak yaşamına son verdi.
Olay dün sabah saat 10.15 sıralarında meydana geldi. Mezarlıkta kabristan ziyaretinde bulunan vatandaş, bir kişinin yandığını görünce çevreden yardım isteyerek Esmebaşının üzerine su döktüler.
Polis ile sağlık ekiplerinin olay yerine gelmesi üzerine yapılan kontrolde 36 yaşındaki Niyazi Esmebaşının hayatını kaybettiği belirtildi. Cumhuriyet savcısı olay yerine gelerek inceleme başlattı. Polis ekipleri ise duvarın üstündeki kimlikten yola çıkarak Niyazi Esmebaşı'nın kimliğini tespit etti. Ekipler daha sonra eski eşi ve 2 çocuğunun oturduğu Şehsinan Mahallesi Kumyol Caddesi'ndeki Ömür Apartmanı'nın 5'inci kattaki evine gitti. Ekipleri kilitli yatak odasından içeri girdiğiklerinde yatağın içinde yastıkla boğularak öldüğü tahmin edilen 39 yaşındaki Öznur Kılınç'ın cesedi ile karşılaştı.Polisin sorusu üzerine evde bulunan 12 yaşındaki Tarık ve 14 yaşındaki Burak Esmebaşı, babaları Niyazi Esmebaşı ile anneleri Öznur Kılınç'ın yaklaşık 2 yıl önce boşandığını, babalarının arada eve geldiğini ve dün akşamdan itibaren babalarının yatak odasına girmelerini yasakladığını söylediği belirtildi. Savcının yaptığı inceleme ardından cesetler otopsi için Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Polis ekipleri ise cinayetin ve intiharın nedenini araştırıyor.
KAYNAK:ÇORLU DEVRİM GAZETESİ

“Trafik Kazasını Bir Katliama Çevirmişler”

Marmaracık beldesinde fırıncılık yapan Sinan Gören, kardeşi E. G. hakkında çıkan haberlerin gerçeği yansıtmadığını söyledi.
“Silivrili E. G., fırınına ceza yazıldı diye otomobiliyle önüne gelen herkese çarptı, 2 kişiyi öldürüp 5’ini yaraladı” şeklindeki iddia ile ulusal gazetenin manşetinden çıkan haber sonrasında E. G. isimli şahsın ağabeyini Marmaracık beldesindeÇorluda günlük olarak yayın hayatını sürdüren Avrupa Yakası Gazetesi buldu. Çıkan haberlerin yanlış olduğunu ve olayların yazıldığı gibi meydana gelmediğini söyleyen ağabey Sinan Gören; “Kardeşim psikolojik tedavi görüyordu. Yapılan haber asılsız. Kardeşim Çorlu’da hiçbir kazaya karışmadı. Önceki gün gazetede çıkan sanki katliam yapmış gibi gösterilen haberde, çok şey yanlış. Yazılanlar gibi katliam diye bir şey söz konusu olamaz. Bu olay aslında bir trafik suçudur ancak bunu bir katliam gibi yazmışlar. Haberde bahsedildiği gibi bizim 15 yıldır fırınımıza kesilen her hangi bir ceza yoktur” dedi.
Daha önce hiçbir gazeteci ile görüşmediğini ve sadece şuan açıklamaya yaptığını belirten ağabey Sinan Gören; “Ben gelen hiçbir gazeteci ile görüşmedim sadece ilk kez size konuşuyorum. Kardeşim Silivri’de cezaevinde, onunla hiç görüşme şansları yok. Benim kardeşim 16 yıldır psikolojik tedavi görmektedir. Bunun 7 yılını Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde tedavi görerek geçirdi. Kardeşim ile ilgili raporlar var. Kendisi askerliğini dahi yapamamış, rahatsızdır. Bununla ilgili olarak elimizde bulunan raporları zaten devam eden mahkemeye verdik. Ancak gazetede çıkan haberde sanki bile bile yapmış gibi gösteriliyor. Burada şunu anlayamıyorum trafik kazasını bir katliama çevirmişler, bunu kimler nasıl yapıyor anlamış değiliz. Kaza olduktan sonra beni aradılar, Gümüşyaka’daki Jandarma’ya gittiğimde kardeşim ile görüştüm kendisi bana Silivri’de bir kişiye vurduğunu söyledi. Mahkeme de devam ediyor. Diğer kaza ile ilgili olarak kesin kimin çarptığı mahkeme sürecinde belli olacaktır. Zaten Silivri’de kaza yaptıktan sonra biraz ilerleyip durmuş burada bir kaçma söz konusu değil. Haberde yazıldığı gibi benim fırınıma kesilen bir ceza yok, böyle bir ceza yokken kardeşim ne diye böyle bir şey yapsın. Marmara Üniversitesinde 9 kişilik profesörlerden oluşan heyetin imzası ile raporu bulunuyor. Mahkemeye raporları sunduk. Ne okul var, ne 5 kişi yaralı var ne de iki kişi öldü. Kardeşim sadece 1 kişiye çarptığını söyledi. Kardeşim hakkında yazılanların hepsi yalandır. Olay günü aracı fırının önünden alarak Silivri’ye gitmiş, daha sonra bize kardeşimin birine çarptığı haberi geldi” diye konuştu.
KAYNAK:ÇORLU AVRUPA YAKASI GAZETESİ

Mantı keyfinin yeni adresi Orion’da

Türk mutfağında özel bir yeri olan mantıyı, zengin menüsüyle sizlere sağlıklı ve hızlı bir şekilde sunan Mantı Keyfi, Çorlu şubesini Orion AVM’de açtı. Orion üst katında açılan ve çok kısa sürede pek çok müdavim edinen Mantı Keyfi’nde 8 farklı mantı çeşidi sunuluyor.
Her tür damak tadına hitap eden Mantı Keyfi, mantıseverlere klasik mantının yanı sıra kızarmış, kepekli, sebzeli mantı çeşitleri hazırlıyor. Orion’daki Mantı Keyfi’nde mantı çeşitlerinden başka çorba, salata, tatlı ve zeytinyağlı çeşitleri de bulunuyor. Günlük olarak hazırlanan zeytinyağlılar ve salatalar, tazeliği nedeniyle pek çok kişi tarafından tercih ediliyor. Evde yapılmış gibi hazırlanan el yapımı mantıları sağlıklı ve hızlı bir şekilde uygun fiyatla sunan Mantı Keyfi’nde özel bir de mantı çeşidi bulunuyor. Tatlı çeşitleri arasında en ilgi çekeni olan bu özel mantı, çikolatalı. Çikolata dolgulu mantı hamurunun üzeri çikolata sosuyla süslenerek hazırlanan bu değişik tatlı, deneyenlerin beğenisini topluyor.

Meker’den veda konuşması

CHP Tekirdağ Merkez İl Başkanı Fahrettin Meker İl Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte görev süresinin 21 Mart’ta sona erecek olması sebebiyle CHP Tekirdağ Merkez İl Binasında yerel ve ulusal basın mensuplarına veda konuşması yaptı.
Meker, “Ben kamuoyunu bilgilendirmekte çok önemli işlev yapan, kamu hizmeti yapanları denetleyen basının önemini çok iyi bilen bir arkadaşınızım. Basının değerini çok iyi biliyorum. Ama basın, çok kısıtlı imkânlar içinde mücadele ediyor.” dedi.
Meker, 3 Şubat 2008 tarihinde başlayan CHP İl Yönetim Kurulu görevinin 21 Mart saat 16.00’da hukuken bitmiş olacağını açıklayarak; “ Çalışma dönemimizde CHP’nin bugüne kadar olagelen çalışma tarzından farklı daha dikkatli daha özenli bir çalışma yaptığımıza inanıyorum.” dedi.
“Yönetim Kurulu arkadaşlarım her biri çok nitelikli değerli tecrübeli kendi alanlarında başarılar kazanmış olan arkadaşlarımdır. Bu arkadaşlarımla topluma olabildiğince CHP olarak güven veren bir anlayışta olmaya çalıştık.” diyen Meker, şöyle konuştu: “ Basınımızdan da olağanüstü derecede nezaket, yakınlık ve destek gördük. Basınımıza, Yönetim Kurulum adına yürekten teşekkür ediyorum. Eleştirilerini dahi nezaket kuralları içinde yaptılar. Ben bu eleştirilerden çok faydalandım. Basının eleştirileri bize daima yol gösterici olmuştur. Bunlara bu yönden hiçbir zaman olumsuz bakmadığımı ifade ederek tekrar tekrar teşekkür etmek istiyorum. İnşallah önümüzdeki süreçte de CHP bünyesinde bizden sonra görev alacak olan arkadaşlarımız da aynı anlayış içinde hareket ederler umudundayım.
Ben kamuoyunu bilgilendirmekte çok önemli işlev yapan, kamu hizmeti yapanları denetleyen basının önemini çok iyi bilen bir arkadaşınızım.26 yıl öğretmenlik,25 yıl avukatlık toplam 42 yıl Tekirdağ’a hizmeti olan bir insan olarak basının değerini çok iyi biliyorum.”
Basının, çok kısıtlı imkânlar içinde mücadele ettiğine de işaret ettiği konuşmasında Meker,
“Keşke bizim partimizin bütçesi daha rahat bir bütçe olsaydı. Ben özel ve yerel basına çok büyük bir destek vereceğimi düşüyordum. Böyle bir imkânı bulamadım. Bunu söylemeye dilim varmıyor ama, bizim ne yazık ki belli kaynaklardan il yönetiminin bütçesi olarak tahsil edecek, tahsis yapacak imkânımız yoktur. Biz haram para ve yahut ta gayımeşru bir kazanç veya gayrımeşru bir kaynak peşinde hiçbir zaman olmadık. Kısıtlı bütçemizle bu görevi yapmaya çalıştık. Ben basınımıza tekrar teşekkür ediyorum.” şeklinde konuştu.
Bir basın mensubunun “Ben sizi, bu seferki toplantıda sizi çok rahatlamış görüyorum. Bir önceki toplantıda sıkıntılıydınız. Şimdi sizi oldukça rahat görüyorum. Üzerinizden bir yükü atmış gibi rahatlamış gördüm.” diye söylemesi üzerine Meker, şu açıklamaya yerverdi: “ Biz başarılı bir performans gösterdiğimize inanıyoruz. Rakamlar yanılmıyor. O performansın sonunda yine içinde bulunduğumuz ortamda parti bütünlüğüne zarar vermeyecek en doğru kararı verdiğimizi düşünüyorum. Çünkü ben bir önceki dönemde başarılı bir performanstan sonra, il başkanı olarak tekrar il başkanlığına aday olsaydım, belki de örgüt içinde benim yanımda yer alanlarla bile, benim karşıma muhtemelen çıkacak olan bir adayın desteklenmesi noktasında bir takım sıkıntılar yaşanacaktı. Ben bu sıkıntıları aşabilmek için kendimden fedakârlık yaptım. Çekildim. O birtakım hesapları bozmuş oldum. Açıkçası bu. O hesaplar allak bullak oldu. Yani böylece parti bütünlüğünü sağlamış oldum. Şimdiye kadar pek siyasi partilerde görülmeyen bir tavırdır. Yönetim kurulundaki arkadaşlarımızla birlikte böyle bir karar verdik. Ne kadar isabetli, ne kadar doğru bir karar verdiğimizi de zaman gösterdi. Böyle bir karar aldığım için her yerden olağanüstü derecede olumlu tepkiler aldım. Bazen kendinizden fedakârlık ederek böyle bir ortamda bu şekilde davranarak olumlu katkı yaparsınız. Bizim de böyle yaptığımıza inanıyorum. Zaman bizim ne kadar haklı olduğumuzu gösterecektir.”
Derhal tek aday üzerinde konsensüs sağlandığını da belirten Meker, “ Eğer ben girmiş olsaydım iki aday olacaktı. Büyük ihtimalle benim yanımda olanlarla, öteki yanda olanların çarpışması olacaktı. Parti içinde birtakım sıkıntılar, baskılar yaşanacaktı. Ben bu baskıları önlemiş oldum. Parti baskı altında olmaktan kurtuldu. Yerime geçecek olan aday arkadaşım da fevkalade olgun, fevkalade seviyeli bir arkadaşımızdır. En azından çelebi yapısıyla, birleştirici ve sevecen yapısıyla, insan sevgisine sahip şahsiyetiyle sizlerle aynı diyoloğu kuracağı inancındayım. Rahatladım. Evet, görevini yapmış olmanın huzuru içindeyim. Bu konuda basının da apayrı bir desteğini gördüm.Eleştirilerinde bile bir saygı duydum.” şeklinde konuşarak sözlerini tamamladı.
HABERTRAK GAZETESİ/TEKİRDAĞ

HEPAR’dan HABER TRAK Gazetesini ziyaret

Hak ve eşitlik partisi merkez ilçe başkanı Kıvanç karakaş, İl sekreteri Kadir karakaş ve İl yönetim kurulu üyesi Ramadan Yürük habertrak gazetesini ziyaret ederek 23 Mart Salı günü hak ve eşitlik partisi genel başkanı Osman Pamukoğlu’nun saat 12.30’da Tekirdağ’a gelerek İl ve İlçe başkanlığının açılışını yapacaklarını bildirdiler.
Osman Pamukoğlu’nun Tekirdağ’a gelişinde esnaf ziyaretinde bulunacağını, Tekirdağ genç girişimciler ve yöneticiler derneğinin Tekirdağ Belediye kültür Merkezinde hazırlamış olduğu siyaset günleri programına konuk olacağını ifade ettiler.
HABERTRAK GAZETESİ/TEKİRDAĞ

Öğretmen Okulları’nın kuruluşunun 162. yıldönümü kutlandı

Tekirdağ Ziraat odası konferans salonunda yapılan etkinliğe Atatürkçü Düşünce Derneği Tekirdağ Şubes, Eğitim-İş-, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Emekli Öğretmenler Derneği ile Ulusal Eğitim Derneği Tekirdağ Temsilcilikleri katıldı.
Etkinliğe katılanlar, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Tekirdağ ŞubeBaşkanı Gömeç Göçmen’in rehberliğinde saygı duruşu ve istiklal marşını, öğretmen marşını birlikte okudular.
Atatürkçü Düşünce Derneği Tekirdağ Şube Başkan Yardımcısı Fazlı Ertekin, kuruluşundan günümüze kadar öğretmen okulları konusunda tarihi bilgiler verdi.
Atatürkçü Düşünce Derneği Tekirdağ Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Emekli İlköğretim Müfettişi Yücel Coşkun ile Atatürkçü Düşünce Derneği Tekirdağ Şubesi Disiplin Kurulu Üyesi İlhan Tutak günün anlamını anlatan şiirlerini okudular.
Atatürkçü Düşünce Derneği Tekirdağ Şubesi Üyesi Emekli Öğretmen Ekrem Erdemir, kuruluşundan günümüze öğretmen okullarında eğitim konusunda sunum yaptı.
Ulusal Eğitim Derneği Tekirdağ Temsilcisi Emekli Öretmen, Yazar ve Şair Hakan Akarsu, gündem anı ve şiirlerini okudu.
HABERTRAK GAZETESİ/TEKİRDAĞ

Uygur Kardeşler ve ‘Tuhaf İkili’ Mayıs ayında Tekirdağ’a geliyor

Tekirdağ Belediyesi ünlü tiyatrocu ve sanatçıları Tekirdağ halkı ile buluşturmaya devam ediyor.
Göreve geldiği günden bu yana kültür ve sanat etkinliklerine büyük önem verdiğini kaydeden Belediye Başkanı Dalgıç, Tekirdağ Belediyesi organizesinde Süheyl ve Behzat Uygur kardeşlerin, tiyatro oyunu kapsamında Tekirdağ’a geleceklerini belirtti.
BEHZAT UYGUR BAŞKAN DALGIÇ’I ZİYARET ETTİ
Ünlü Tiyatrocu Süheyl Uygur, Başkan Dalgıç’ı ziyaret etti.
11 Mayıs tarihinde Tekirdağ’da ‘Tuhaf İkili’ adlı oyunu sahneleyecek olan Uygur Kardeşlerden Süheyl Uygur, Belediye Başkanı Op. Dr. Adem Dalgıç’ı makamında ziyaret ederek bir süre sohbet etti.
Özellikle tiyatroya büyük önem verdiklerini belirten Başkan Dalgıç, “Göreve geldiğimizden bu yana hemen hemen her ay bir tiyatro etkinliğini ücretsiz olarak halkımızla buluşturuyoruz. Süheyl ve Behzat Uygur kardeşleri de şehrimizde görmekten büyük mutluluk duyacağız”diye konuştu.
Tiyatronun kendileri için vazgeçilmez bir parça olduğunu söyleyen Süheyl Uygur ise, “Biz de Tekirdağ’da olmayı çok istiyoruz. 11 Mayıs’ta Tekirdağlı sanatseverlerin karşısına çıkmak için sabırsızlanıyoruz. Başka etkinliklerde de Tekirdağ’da olmak isteriz” dedi.
Ziyarette Süheyl Uygur’un büyük ağabeyi Ahmet Uygur ve Belediye Başkan Yardımcısı Haldun Güler de bulundu.
HABERTRAK GAZETESİ/TEKİRDAĞ

Tekirdağ Belediyesi’nden resim sergisi

Tekirdağ Belediyesi kültür ve sanat etkinlikleri devam ediyor.
Doğuş Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Öğretim Elemanları tarafından hazırlanan ‘Doğuş’ta Sanat 6’ isimli resim sergisi 19 Mart 2010 Cuma Günü saat 18.00’de Sarıköşk sergi salonunda açılacak.
Doğuş Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi’nde görev yapan 34 öğretim elemanı tarafından hazırlanan resim, ilüstürasyon, fotoğraf ve endüstriyel tasarımlardan oluşan sergiye tüm sanatseverleri beklediklerini söyleyen Tekirdağ Belediye Başkanı Adem Dalgıç, ‘’Tekirdağ Belediyesi olarak kültür ve sanat etkinliklerimize hız kesmeden devam ediyoruz. Tüm sanatseverleri sergimize bekliyoruz. Etkinliklerimiz bundan sonra da artarak devam edecek’’ dedi.
HABERTRAK GAZETESİ/TEKİRDAĞ

“ Maliye Bakanlığı Güvenirliliğini Kaybetti”

Türk Büro-Sen Tekirdağ Şube Başkanı Adnan Gürel, Maliye Bakanlığının güvenirliğini yitirdiğini iddia ederek bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada
“Bir kez daha haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe karşı sesimizi duyurmak için alanlardayız.
Hepinizin bildiği gibi Maliye Bakanlığı; IMF, Dünya Bankası, AB’den gelen talepler doğrultusunda siyasi irade tarafından ‘GELİR ve GİDER’ diye ikiye ayrılmıştır.
Ülkemizdeki güvenilir kurumların başında gelen, siyasetin fazla etkileyemediği Maliye Bakanlığı, maalesef son 5-6 yıl içinde güvenilirliğini kaybetmiş, siyasetin elinde oyuncak haline gelmiştir.
Bir tarafta Gelir İdaresi çalışanları, diğer taraftan Gider diye adlandırılan Maliye Bakanlığı, Defterdarlık çalışanları.
Her ikisi de aynı bakanlığa bağlı olmasına, bölünme öncesi her yönüyle mali ve özlük hakları anlamında bir ve beraber olmasına rağmen bugün iki ayrı kurum, iki ayrı kurum çalışanı, iki ayrı özlük ve mali haklara sahip duruma düşmüşlerdir.
Tüm bunlar yetmemiş gibi, çalışanlar arasında aynı işi yapmalarına rağmen ücret adaletsizliği her geçen gün artmaktadır. Mum dibine ışık vermemektedir.
Bütün kurumlara VHKİ kadroları sınavsız verilirken, Maliye çalışanları sınava tabi tutulmaktadırlar.
Uzmanlık sınavlarında kısıtlı sayıda da olsa başarılı olanların uzmanlık atamaları yapılmış, mali hakları az da olsa düzeltilmiştir. Ancak , aynı işi yapan, aynı birimde, aynı Bakanlık ve Başkanlıkta çalışanlar arasında eşit işe eşit ücret uygulaması bir türlü gerçekleştirilememiştir.
Uzun yıllar bu teşkilata hizmet veren, sahasında uzmanlaşmış olan arkadaşlarımızın talepleri hep göz ardı edilmiştir. Ek ödemeleri, birkaç yıldan beri aynı oranda kalmış, herhangi bir artış sağlanmamıştır.
Yine emekliliği dolmuş olmasına rağmen binlerce çalışan hizmet üretmeye devam etmektedir. Emekli olmaları halinde, aylık maaşları yarıya inecek bu arkadaşlarımız, bir an önce ilave ödemelerin emekli keseneğine tabi tutulmasını beklemektedirler.
Yıllarca çalışıp üreten ve bir nevi uzmanlaşan lise ve ön lisans mezunlarının en azından uzman yardımcılığına atama talepleri bir an önce yerine getirilmelidir.
Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek’i buradan uyarıyoruz. On binlerce çalışan şimdilik faks eylemi yaparak, konuya bir an önce eğilmenizi bekliyor. Bu ilk uyarımızdır. Yarın meydanlara inen, iş üretmeyen Maliye çalışanlarını görürseniz şaşırmayın.
VHKİ Kadrolarının sınavsız verilmesi, uzmanlık sınavlarındaki sınırlamanın kaldırılması, şartları tutan arkadaşlarımızın uzman yardımcılıklarına atanması, şoför ve hizmetli kadrosunda görev yapan personel ile yardımcı hizmetler sınıfında görev yapan özürlü personele yönelik görevde yükselme sınavlarının acilen açılması, ek ödeme oranlarının yeniden ele alınarak ücret adaletsizliğinin giderilmesini ısrarla talep ediyoruz.
Aksi halde çalışanlar olarak bize gösterilen meydanları yığınlarla dolduracak olduğumuzu unutmayın.”diyerek kamuoyuna dert yandı.
HABERTRAK GAZETESİ/TEKİRDAĞ

“Amerika ve İsveç’te alınan sahte ‘soykırım’ kararıHaçlı seferlerinin yeni uzantısıdır”

Kamu_Sen Tekirdağ İl Temsilcisi Muzaffer Doğan yazılı basın açıklaması yaparak Amerika ve İsveç’i kınadı. Doğan açıklamasında;
Önce geçtiğimiz hafta Amerika’da Temsilciler Meclisi’nin, akabinde de iki gün evvel İsveç Parlamentosu’nun sadece “bir” (sayı ile: 1) oy farkla, yani kıl payı ile 1915 olaylarını Ermeni Soykırımı olarak kabul etmesini şiddet ve nefretle kınıyoruz.
Bahse konu bu iki hadise, gerçekte bizzat kendileri soykırımların, katliamların en dehşetlilerini yapmış olduğu ve günümüzde de aynen yapmaya devam etmekte fütur getirmediği halde, katliam yapmak bir yana, bizzat kendisi batılıların desteklediği Ermeni çetelerinin katliamlarına maruz kalan Türk milletinin temiz ve pâk yüzüne, kendi ellerindeki kanları sürmekten çekinmeyen; utanma, edep ve hayâ nedir bilmeyen yüzsüz batılıların çirkin suratlarını bir kere daha ve açıkça göstermiş bulunmaktadır.
Hakikatte kimler soykırımcı, kimler kanlı katil?
Türkler mi, yoksa çirkin batılılar mı?
Her şeyden evvel, tarihin aynasında kendi kanlı suratına bakmayanlar nasıl olur da Biz’e, Biz Türklere bu denli küstahça cephe alabilir?
Sadece 1492 ilâ 1542 yılları arasında Orta ve Güney Amerika’da 20 milyondan fazla yerliyi yakarak, keserek, açlığa mahkûm ederek yok ettiği, zamanının dürüst Katolik rahibi Bartolomé De Las Cassas’ın 1542 tarihli raporu ile sabit olan*; aynı şekilde, Endülüs’ün düşüşünden sonra milyonlarca Müslüman ve Yahudi’yi, kılına bile dokunmayacağına söz verdiği halde katleden İspanyollar mı, yoksa onların elinden kaçan yüz binlerce Yahudi’ye topraklarını açan Türkler midir soykırımcı? Ve yine eğer katledilmeseler idi bugün en az 200 milyon olacağı tahminen hesap edilen Kuzey Amerika yerlilerinin kanları ellerinde hâlâ kurumadan duran, “özgür doğan ülke”nin (?) “özgür kurucuları” (?) Amerikalılar mı yahut fırsat bu fırsattır” deyip, harbe girmiş Türkiye’yi arkadan vurmak için harekete geçerek Ruslara beşinci kol görevi yapan ve kitlesel kıyıma kalkışan Ermeniler mi, yoksa müdafaa-i nefs için çarpışan Türkler midir soykırımcı ve kanlı katiller? Yine, daha henüz 1990’ların başında Saddam’ın önünden kaçan Kuzey Irak Kürtlerine kapılarını açan Türkler midir soykırımcı, yoksa 2003’deki istilâ ve işgalinden bu yana 1 milyon Iraklının doğrudan veya dolaylı olarak ölümüne, bunun birkaç mislinin de göçe ve ülkesini, yerini-yurdunu terk etmesine sebep olan Amerikalılar mı? Yahut da tıpkı İsveç gibi gerçek bir devlet bile olmayan Belçika’nın tiksinti veren ırkçı politikalarının sebebiyet verdiği ırkçı ayrımın sonucu patlayan kanlı iç savaşta yine Fransız İhtilâli’nin üç kutsalı olan “özgürlük”, “kardeşlik” ve “eşitlik” ilkelerini bizzat kendisi – hem de kaçıncı defa – çiğnemekte tereddüt bile etmeyen eli kanlı Fransa’nın desteği ile 1994’te yüz gün gibi kısa bir müddet zarfında 800 bin ilâ 1 milyon arası Tutsi ve ılımlı Hutu’nun katledilmesine yol açan batılılar mı, yoksa tehcir ettiği Ermenilerin iaşesi için dahi tedbir alan ve cephede çarpışması gereken askerini cephe gerisinde bu muhacirleri korumak için görevlendirerek cepheyi zayıflatma riskini göze alan Türkler mi?
Gerçek şu ki, Batı her zaman kıyıcı, her zaman kan dökücü, her zaman soykırımcı olmuştur; hem de en alçak usullerle!
Ve yine bu iki hadise bir kere daha açık ve seçik olarak göstermiştir ki, Haçlı ruhu bugün de aynıyla devam etmektedir.
Amerika’nın Irak’ı işgali nasıl ki apaçık bir Haçlı seferi ise, son olarak Amerika’da ve İsveç’de alınan muş’um kararlar da aynı şekilde ve fakat farklı metotlarla yürütülen Haçlı seferleridir; her ikisi de, hiç ölmemiş olan Haçlı ruhunun çirkin tezahürleridir.
Bu çirkin davranışı çirkefe dönüştüren başka bir husus da bizzat konunun ele alınış tarzıdır; şöyle ki:
Tarihten ve tarih felsefesinden azıcık da olsa bir şeyler anlayan vasat bir zekâ dahi bilir ki, Tarih dediğimiz şey ne ise odur, hiç değişmez; mühim olan, aslolan ve ilmî ve ahlâkî olan, bugün burada duran tarihçinin, dün olup-bitmiş hadiseleri, elinden gelen azami yetkinlik ve dürüstlükle aslına sadık bir şekilde ortaya koymasıdır. Aksi takdirde, bugün, dünkü hadiseler hakkında ne hüküm verilirse verilsin, hiç birisi, tarihte olup-bitmiş hadiseleri bir mikrometrecik kadar dahi değiştiremez. Kaldı ki bu söylediklerimiz tarihçiler içindir, hele bir de parlametonların tarih ve tarihî hadiseler hakkında karar almağa kalkışmaları kelimenin tam ve gerçek anlamıyla ahlâksızlığın dik alasından başkası değildir!
Ne zamandan beri tarihte olup-bitmiş hadiseler parlamentolarda parmak hesabı alınan kararlar ile sonuca bağlanır olmuştur?
Batılılar bilim üretmekle övünürler; bu mudur onların bilim üretme metotları ve bilim ahlâkı!
Yazıklar olsun! Lânetler olsun!
Tarih parlamentolarda karara bağlanamaz; tarih tarihin belgelerin arasında duruyor!
Niçin öyleyse, Türk tarihçilerinin bütün ısrarlı davetlerine karşılık, kendi tarihçileri ayet görmüş şeytan gibi köşe bucak kaçmaktadırlar ilmî müzakerelerden?
Kaçmaktadırlar, çünkü o belgelerde asıl katillerin Türkler değil, arkalarında destekçi olarak kendilerinin durduğu Ermeniler olduğunun sabit olduğunu kendileri de biliyorlar.
Kaçmaktadırlar, çünkü asıl katillerin kimler olduğunun ortaya dökülmesi, kendilerinin işlediği cinayetlerin de birer birer ortalık yere saçılıp dökülmesinin tetikleyecektir.
Korkuları budur!
Lânet olun böyle bir zihniyete!
Ve ondan daha fazla lânet olsun, onların Türkiye’de ajanlığını yapan, ekmeğini yediği ülkesini arkadan vuran yerli işbirlikçilere!
Bu arada küçük bir not da İsveç parlamentosunda milletvekili olan “Türkiyeli” hainlere düşmek isteriz.
Basında çıkan haberlere göre, İsveç Parlamentosu’ndaki “Türkiye kökenli” dört milletvekilinden üçü, Sosyal Demokrat Parti’nin Genel Sekreteri Süryani kökenli İbrahim Baylan ile aynı partiden Süryani kökenli Yılmaz Kerimo ve Halk Parti’den Vanlı Kürt kökenli Gülan Avcı Türkiye’yi ve Türkleri katil ilan edenlerin kuyruğuna yapışarak karar lehinde kabul oyu verirken Çevre Partisi milletvekili Mehmet Kaplan ise güya “tepki” amacıyla oylamaya katılmayarak dolaylı destek vermiş bulunmaktadır.
Yazıklar olsun sizlere! Lânetler olsun sizlere!
Türkiye Kamu-Sen olarak, deriz ki:
Ey Türkler ve Ey Türkler! Ey halkımız! Bunlar gözünüzü korkutmasın!
Yetmiş milyonluk Türkiye, iki tırnak arasında ezilecek bir sömürge değildir!
Yeter ki siz birlik olarak kaya gibi sağlam durunuz!
Kaya gibi sağlam durunuz ve fakat her şeyi de kayıt altına alınız; bilhassa içinizdeki hainleri!
Hele bilhassa onları hiç unutmayınız; gün gelecek, hesap sormak için lâzım olacaktır!” görüşlerine yer verdi.
HABERTRAK GAZETESİ/TEKİRDAĞ

Çorlu Belediyesi’nin Kursları Açıldı

Çorlu Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü bünyesinde düzenlenen kurslar açıldı. Perşembe Pazarında bulunan Çorluspor’un eski lojmanında ücretsiz olarak verilen kurslar İngilizce, Almanca, ahşap boyama, takı tasarım, elde kurdele, resim, bilgisayar, gitar, keman, bağlama, Türk halk oyunları, sanat müziği, hazır giyim makineleri ve satranç olmak üzere 14 branştan oluşuyor.
Kurs binasını ziyaret eden Çorlu Belediye Başkanı Ünal Baysan, kursiyerler ve öğretmenlerle bir araya geldi. Farklı branşlarda verilen kursların halk tarafından büyük bir ilgi gördüğünü dile getiren Baysan, “Halkımızın talepleri doğrultusunda bu kursları düzenledik. Önümüzdeki yıllarda daha geniş ve daha elverişli bir ortamda bu kursların düzenlenmeyi hedefliyoruz. Eski Belediye binasındaki tadilat tamamlanıp oraya taşındıktan sonra şu an kullanmakta olduğumuz bina kültür ve kongre merkezi olarak düzenlenecek. Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü bünyesinde düzenlediğimiz bu kurslar orada devam ettirilecek,” diye konuştu. Kurs binasındaki derslikleri gezen Baysan, kursiyerler ve öğretmenlerin istek ve önerilerini dinledi.
Kurslarda yürütülen çalışmalar hakkında değerlendirmeler yapan Kültür ve Sosyal İşler Müdürü İsmail Güneşkaya, “Farklı branşlarda düzenlediğimiz kurslara halkımızın yoğun bir ilgisi var. Bu nedenle kursiyerlerin başvurularını belirli bir sıraya göre değerlendiriyoruz. Belirli bir program dahilinde bütün başvurulara cevap vermeyi planlıyoruz,” diye konuştu.

Kaymakam Gürsoy’dan ayakkabı ve eşofman sözü

Lüleburgaz Hürfikir Gazetesi
Lüleburgaz Kaymakamı Lütfullah Gürsoy, Lüleburgaz’a bağlı Karaağaç Köy okulunu ziyaret ederek sorunları dinledi.
Karaağaç Şehit Mednan Tuna İlköğretim Okulunu ziyaret eden Gürsoy, ilk olarak öğrencilerin bulunduğu sınıfa girdi. Sınıf öğretmeni Canan Bozkurt’tan sınıfın eksikliklerini dinleyen Gürsoy, öğrencilere, ayakkabı ve eşofman sözü verdi.
Gürsoy, ardından da okuldaki dikiş kursunu ziyaret ederek, düz makine dikiş kursu eğitimi alan bayanların ihtiyaçlarını dinledi. Kursun eğitmeni Nazife Acar’dan bilgi alan Gürsoy, kursiyer bayanlara Lüleburgaz Halk eğitim Merkezi aracılığı ile overlok göndereceğini ifade etti.

Elektrikçiler Odası Başkan Adayı Yılmaz Özeltin; “Odamızı sosyal ve iş yapan bir oda haline getirmeyi amaçlıyoruz.”

HABER: Fırat ÇALIŞKANLüleburgaz Hürfikir Gazetesi
20 Mart 2010 Cumartesi günü yapılacak olan Lüleburgaz Elektrikçiler, Elektronikçiler ve İnşaatçılar Odası seçimleri öncesi başkan adaylarından Yılmaz Özetlin gazetemizi ziyaret ederek açıklamalarda bulundu.
Odanın bugüne kadar üyelerine yönelik genel anlamda hiçbir faaliyette bulunmadığını kaydeden Özetlin, “Odamızın üzerinde tabiri caizse ölü toprağını atıp, her alanda üyelerine ve Lüleburgaz’a fayda sağlayacak bir oda olmasını amaçlıyoruz”.dedi.
Özeltin, oda olarak en büyük sıkıntılarının elektrikçilerin özlük haklarının güvence altında olmaması olduğunu dile getirdi.
Özetlin yaptığı açıklamada; “Elektrikçi esnafının özlük haklarının oluşturulması en büyük isteğimiz. Nasıl ilaç almak için eczanelere gidiliyorsa, ciddi ve tehlikeli bir meslek olan elektrik malzemeleri de elektrikçi dükkânlarından alınmalı. Ama bu ürünleri halkımız her yerden temin edebiliyor. Bilinçsizce alınan bu ürünler ileride büyük kayıplara yer verebildiği gibi insan hayatını tehlikeye atabiliyor. İşte bu sebepten ötürü göreve geldiğimiz takdirde ilk işimiz özlük haklarımızın kazanılmasını sağlamak olacaktır.
Önem verdiğimiz diğer bir konuda federasyon ile ilişkilerimizi ilerletmek ve üyelerimiz için faydalı çalışmalar yapmak. Günün gereklerine, koşullarına, olanaklarına uygun olarak üyelerimizin sorunlarını çözmek için çalışmak, mesleğimizin ilçemizin yararına göre uygulanması ve geliştirilmesi için çabalar göstermek, diğer meslek odaları ve üyeleri ile uzmanlık alanlarına göre kamuoyu oluşturmak ilgilileri uyarmak birinci görevimiz olacaktır.” dedi.

Lüleburgaz’da Kimyasal Gübre uygulaması başladı

Lüleburgaz Hürfikir Gazetesi
Kırklareli Valisi Cengiz Aydoğdu’nun katılımıyla, Mera Kanunu kapsamında yürütülen mera ıslahı ve amenajmanı projeleri çerçevesinde Lüleburgaz’a bağlı Ertuğrul Köyünde kimyasal gübre uygulaması yapıldı.
Mera alanına gelerek yetkililerden bilgi alan Vali Cengiz Aydoğdu, daha sonra traktöre binerek gübreleme işlemini başlattı.
Vali Aydoğdu gübreleme işleminin ardından köy kahvesinde köylülerle bir araya geldi. Köylülerin sorunlarını dinleyen Vali Aydoğdu, muhtar ve köylülerden köyün durumu ve sorunları ile ilgili bilgi aldı.
Ziyarete, Vali Cengiz Aydoğdu’nun yanı sıra, Lüleburgaz Kaymakamı Lütfullah Gürsoy, İl Emniyet Müdürü Behzat Canbazoğlu, İl Tarım Müdürü Erdinç Yazıcı, İl Jandarma Komutanı Albay Mehmet Yiğit, İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Halit Gülten katıldı.
Aydoğdu ve beraberindekiler, daha sonra, Ertuğrul köyü Kültür Evini ziyaret etti. Evin sahibi Fatma Efe Aydoğdu ve beraberindekilere kültür evini gezdirerek bilgi verdi. Aydoğdu da, eski eşyaların ve kültürel ürünlerin bulunduğu evi ilgiyle gezdi. Aydoğdu, Fatma Efe’den Kültür Evi’nin ihtiyaçlarını dinledi ve gereken desteği vereceğini söyledi.

TEKİRDAĞ BELEDİYESİNDEN PİLAV DAĞITIMI

Tekirdağ Belediyesi, 18 Mart Çanakkale deniz zaferi ve Çanakkale şehitlerini anma günü dolayısıyla vatandaşlara pilav dağıttı.
Valilik önünde oluşturulan stantta gerçekleştirilen pilav dağıtımını Belediye Başkan Yardımcısı Eyüp Yiğiter ve Kent Konseyi Başkanı Levent Gündoğdu ve Meclis Üyesi Ali Yılmaz ilk kepçeyi koyarak başlattı. 5000 kişilik olarak hazırlanan pilav dağıtımına Tekirdağlı vatandaşlar büyük ilgi gösterdi.

TEKİRDAĞ BELEDİYESİNDEN ÇANAKKALE GEZİSİ

Tekirdağ Belediyesi Kültür ve Sosyal İşleri Müdürlüğü tarafından 18 Mart Çanakkale Zaferi nedeniyle düzenlenen Çanakkale Şehitlerini Anma gezisine Tekirdağlı vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. Tekirdağ Belediye Başkan yardımcısı Eyüp Yiğiter Çanakkale’ye gidecek olan 7 otobüsü sahilden uğurladı. Yaklaşık 350 vatandaşımız Çanakkale’de atalarımızın savaştığı yerleri ve şehitlik abidesini gezeceğini belirten Belediye başkan yardımcısı Eyüp Yiğiter ‘Bundan sonraki yıllarda da gezilerimizi devam ettireceğiz’ dedi.

18 Mart Şehitleri Anma Günü Tekirdağ ilindede Törenlerle kutlandı

18 Mart Şehitleri Anma Günü etkinlikleri Muratlı Caddesinde bulunan Şehitler Abidesine Çelenk Sunma töreni ile başladı. Tekirdağ Valisi Zübeyir KEMELEK, Garnizon Komutanı Tuğgeneral İsmail GÜMÜŞTEKİN, Belediye Başkanı Adem DALGIÇ tarafından Şehitlik Anıtına çelenkler sunuldu.
Yurdumuzun Kurtarıcısı, Cumhuriyetimizin Kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK, silah arkadaşları ve aziz şehitlerimizin huzurunda saygı duruşunda bulunuldu. Valimiz Sayın Zübeyir KEMELEK tarafından Şehitlik defteri imzalandı. Valimiz Sayın Zübeyir KEMELEK şehitlik defterine ; Aziz Şehitlerimiz, Ezelden ebede onuru ve istikbali için yaşayan yüce Türk Milletinin, vatan ve hürriyet uğruna düşünmeden canını veren, fedakar evlatlarısınız. Yurdumuzda ve cihanda bağımlık timsali oldunuz. Vatan size minnettardır. Bugün de milletimiz, aynı inanç ve azimle, Devletimizin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü sağlamak uğruna, yurdunu ve istiklalini savunma kararlığındadır. Kahraman güvenlik güçlerimiz ve nice değerli kamu görevlilerimiz canlarını siper ederek görev yaparken şahadet şerbetini içmişlerdir. Vatanımız ve milletimiz,siz Şehitlerimiz sayesinde birliğini ve istiklalini muhafaza etmiştir. Yaptığınız hizmet ve fedakarlıkları hiçbir zaman unutmayacağımızı bir kez daha belirtiyor, Şehitler Günün münasebetiyle, sizleri saygı ve minnetle anıyoruz. Ruhunuz şad olsun. Çelenk Sunma Töreni sonunda Şehir Mezarlığındaki Şehit Mezarları Şehit yakınları ile birlikte ziyaret edildi.


Devlet Övünç Madalyası ve Şehitleri Anma Töreni Belediye Kültür Merkezinde yapıldı. Devlet Övünç Madalyası ve Şehitleri Anma Törenine Tekirdağ Valisi Zübeyir KEMELEK, Garnizon Komutanı Tuğgeneral İsmail GÜMÜŞTEKİN, Belediye Başkanı Adem DALGIÇ, daire müdürleri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, şehit yakınları ile basın mensuplarının katılımıyla yapıldı. 30 Eylül 2008 tarihinde, Diyarbakır İli Lice ilçesi Kokantepe bölgesinde bölücü terör örgütü mensupları tarafından açılan ateş sonucu şehit olan Er Yalçın GÜRBÜZ ün madalyası babası Mustafa GÜZBÜZ e , Özel Harekat Şube Müdürlüğünde görevli iken 30/10/1995 tarihinde Iğdır İlinde PKK Terör örgütüne yönelik yürütülen operasyonda çıkan silahlı çatışma sonucu yaralanmış, 04.12.2007 tarihinde 3713 sayılı Kanun kapsamında Vazife Malullülüğü onaylanan Gazi Polis Memuru Ali BOSTAŞ’ ın Devlet Övünç Madalyaları Valimiz Zübeyir KEMELEK tarafından verildi.
Devlet Övünç Madalyalarının verilmesinden sonra tören Namık Kemal Lisesi tarafından hazırlanan törenle sona erdi.
Tören bitiminde Aydınlar Ocağı tarafından 18 Mart Şehitler Anma Günü dolayısıyla Hükümet Konağı önünden açılan fotoğraf sergisi gezildi.

18 Mart Şehitleri Anma Günü Etkinlikleri çerçevesinde Tekirdağ ValisiZübeyir KEMELEK tarafından Şehit yakınları ile Gazilerimize öğle yemeği verildi.

18 Mart Şehitleri Anma Günü Etkinlikleri çerçevesinde Tekirdağ Valisi Zübeyir KEMELEK tarafından Şehit yakınları ile Gazilere öğle yemeği verildi.
Tekirdağ Valisi Zübeyir KEMELEK tarafından verilen öğle yemeğine, Garnizon Komutanı İsmail GÜMÜŞTEKİN, Belediye Başkanı Adem DALGIÇ, daire müdürleri,şehit yakınları ile gazilerimiz katıldı.
Tekirdağ Valisi yapmış olduğu konuşmasında; bugün 18 Mart Şehitleri Anma Günü münasebetiyle Şehitlerimizin yakınları ve Gazilerimizle birlikte olmak istedik. Bizleri kırmadılar sizlerin huzurunda kendilerine teşekkür etmek istiyorum. Tabii bugün duygu yüklü bir gün yaşıyoruz. Türkiye Cumhuriyetinden bu tarafa olan tarihimizde olsun gerek daha önceki tarihimiz de olsun bizim tarihimiz şanla şerefle doludur. Tarihin her döneminde bu topraklar şehit kanlarıyla sulanmıştır. Özgürlüğümüzü bu kanlara borçluyuz. Ayrıca Cumhuriyetten itibaren gerek iç güvenliğimizde ve gerekse ülkemizin yurt dışındaki savunmamızda binlerce şehit verdik ve birçok gazimiz olmuştur. Onları minnetle anıyoruz. Aramızda bulunan gazilerimize sağlık ve sıhhat diliyoruz. Şehit yakınlarımıza sabır diliyoruz. Devletimiz olarak her zaman yanlarındayız. Bu önemli günde bizlerle birlikte olduğunuz için hepinize hoş geldiniz diyorum dedi.


KAYNAK:TEKİRDAĞ VALİLİK SİTESİ

—Babaeski’de, “18 Mart Şehitler Günü” kutlandı…

Haber: Metin KARAKUŞ
Ülke genelinde olduğu gibi Babaeski İlçesi’nde de “Çanakkale Deniz Zaferi’nin 95. Yıldönümü ve 18 Mart Şehitleri Anma Günü” nedeniyle tören ve çeşitli etkinlikler düzenlendi.
Şehitlikte yapılan törene, Kaymakam Mustafa Demir, Garnizon Komutanı İs. Alb. Murat Mayda, Belediye Başkanı Av. Abdullah Hacı, Eski Devlet Bakanı Hasan Korkut, Cumhuriyet Başsavcısı Kurtuluş Tayanç Çalışır, Emniyet Müdürü Tuncay Sancak, İlçe Jandarma Komutanı J.Yüzbaşı Abdülkadir Eren, Kurum Amirleri, Askeri Erkan ile Gazi ve Şehit Aileleri Derneği üyeleri katıldı.
Belediye Bandosu eşliğinde saygı duruşunda bulunulmasının ardından, Tören Birliği tarafından 3 el saygı atışı ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan tören, çelenklerin konulması devam etti.
Düzenlenen törende günün anlam ve önemini belirten konuşma İs.Üst. Tğm. Serdar Bardakçı, tarafından yapıldı.
İs.Üst. Tğm. Bardakçı, konuşmasında, şunları söyledi;
“Değerli Şehit Aileleri, bugün; yüce Türk Milletinin ve kutsal vatan topraklarının bağımsızlığı ve bütünlüğü uğrunda, kahraman vatan evlatlarımızın, üstün bir cesaret ve feragat örneği göstererek, şehitlik mertebesine ulaştıkları, aynı zamanda, tüm imkânsızlıklara rağmen, Çanakkale’nin geçilemeyeceğinin, Türk Milleti’nin esir edilemeyeceğinin, Türk Vatanı’nın parçalanamayacağının tüm dünyaya haykırıldığı, 18 Mart Çanakkale Zaferinin 95’inci yıldönümüdür. Bu zafer; yıkılmakta olan Osmanlı Devletinin küllerinden, yeni bir Türk Devleti doğmasının ve Türk benliğinin kazınılmasının ilk kıvılcımını veren bir kahramanlık ve diriliş destanıdır. Değerli Konuklar, bugünün anlamı bizler için çok büyüktür. Bugün, Bayrağımızın sonsuza kadar göklerde özgürce dalgalanması, ülkemizin ve milletimizin bağımsızlığı ve bütünlüğü ile Ulu Önder Atatürk’ün gösterdiği çağdaş medeniyet seviyesini yakalama uğrunda, ettikleri yeminlerine sadık kalarak, canlarının bedeliyle bu toprakları vatan yapan, kanlarıyla bayrağımızı renklendiren, Türk ulusunun yok oldu denilen anlarda bile dirilmesini sağlayan, milletinin vicdanında ve gönlünde en kutsal ölümsüzler olarak yaşayan, Kahraman şehitlerimizin günüdür. Çanakkale ve Türk Kurtuluş Savaşı, gerektiğinde ölmesini bildiği için yaşamaya hak kazanan milletlerin haysiyet mücadelesi, Türk Ulusunun gelecek kuşaklara armağan etmekle gurur duyduğu, onur abideleridir. Aziz Şehitlerimizin Bizlere Emaneti Saygıdeğer Şehit Aileleri; Ne mutlu ki sizlere, evlatlarınız kendilerinden öncekiler gibi içtikleri anda sadık kalarak, vatan ve millet uğrunda, canlarını feda ettiler. Onlarla ne kadar övünseniz, ne kadar gurur duysanız azdır. Sizler böyle kahraman evlatlara, bizler ise böyle yüce silah arkadaşlarına sahip olmanın haklı gururunu taşıdığımız sürece, şehitlerimizin ruhu şad olacak ve sonsuza dek Türk Milleti’nin kalbinde yaşayacaktır. Büyük onurunuzla övünç duyuyor, sizleri yürekten selamlıyoruz. Yüce Türk Milletinin Kahraman Şehitleri; Bizler, bu topraklarda bağımsız ve onurlu yaşamanın, şanlı bayrağımızı göklerde özgürce dalgalandırmanın bedelinin nasıl ödendiğini, bu uğurda nasıl fedakârlıklara katlanıldığının bilinci içerisindeyiz. Bizlere emanet ettiğiniz, şanlı bayrak ve kutsal vatan için nöbet sırası şimdi bizdedir. Aldığımız yüce emaneti, kendimizden sonra gelenlere devretmeden son nefesimizin verilmeyeceği bilinciyle dimdik vazifemizin başındayız. Türk Ulusunun bağrından çıkan, aslında Türk Ulusunun kendisi olan TSK’nin mensupları olarak bizler, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşında atalarımızın sergilediği kararlılık ve inançla diyoruz ki; Sizlerin bıraktığı kutsal emanete yönelen saldırılar, inançlı ve kararlı göğsümüzde parçalanacak, içinde bulunduğumuz koşullar ne olursa olsun, gücümüzü ve cesaretimizi damarlarımızdaki asil kandan alarak, bütün engeller aşılacak, Ulu Önder Atatürk’ün kurmuş olduğu laik, demokratik ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti, O’nun ilke ve devrimleri ışığında, milli birlik ve bütünlük içerisinde, sonsuza dek yaşatılacaktır. Her karış vatan toprağını kanlarıyla sulayan ve özgür ay yıldızlı bayrağın gölgesinde huzur içinde yatan, başta Ulu Önder Atatürk olmak üzere tüm aziz şehitlerimizi, şükran ve minnet duygularıyla anarken, değerli şehit ailelerine ve kahraman gazilerimize saygılarımı sunuyorum. Ruhunuz Şad olsun.”
Gazi ve Şehit Aile yakınları adına ise günün anlam ve önemini belirten konuşma Ali Süzgen tarafından yapıldı.
Şehit babası Süzgen, yaptığı konuşmasında şunları söyledi;
“Değerli Şehit Aileleri, bugün 18 Mart Şehitleri Anma Günü’dür. Tarihte Çanakkale Zaferi Millet olma bilincinin tohumlarının atılarak kurtuluş savaşının kazanılmasına zemin hazırlayan bir prestij ve azmin mücadelesini gözler önüne seren bir savaş olmuştur. Mukaddes vatan toprakları için canlarını seve seve vererek bir ulusun kaderini değiştiren vatanımızı istiklalimizi sarsılmaz imanları eşsiz cesaretlerini borçlu olduğumuz aziz şehitlerimiz dünyada eşi benzeri olmayan bir destan yazmıştır. Yıllardır süren terör belasında, bu destan yazılmaya devam etmektedir. Çanakkale zaferini ve terör gerçeğini özellikle genç nesillere iyi anlatılması ecdadımıza ve şehitlerimize bir borcumuz olduğu gibi geleceğimizin de teminatıdır. Bu konuda şehit ailelerimizin ve gazilerimizin çok önemli bir sorumluluğu üstlendiklerini görüyoruz. Şehit ailelerimiz yaşadığımız pek çok dönemde ortaya koydukları sağduyu ve tutumla milletimizin vicdanı haline gelmiştir gazilerimiz toplumumuzun milli hafızasını oluşturmaktadır. Bugün yaşayan gazilerimizin ve şehit ailelerinin önemini unutan bir toplumun gelecekte karşılaşılacak, sorunlarının üstesinden gelmesi mümkün değildir. Çünkü geçmişini bilmeyenler, geleceklerine yön veremezler. Çanakkale savaşı ve terör gerçeği ortaya koymuştur ki her ne sebeple olursa olsun savaş, büyük bir yıkımı, insanlık onurunu ayaklar altına alınmasını ifade eder. Türk milleti kendi şehitlerine gösterdiği özeni ve ilgiyi Çanakkale savaşı ile terörde ölen ve yaralanan kendisine kurşun sıkan insanlara göstererek, insanlığın yere düşen onurunu da ayağa kaldırmıştır. Halan güvenlik milletlerine kurşun sıkan terör unsurlarına devletin ve milletin sıcak ve onurlu elini uzatarak onlara her türlü yardımı yapmaktadır. Büyük önder Atatürk’ün Çanakkale şehitlerimiz ile bugüne kadar vermiş olduğumuz tüm aziz şehitlerimizin şehitler günü nedeni ile bir kez daha anarken saygı ve şükranlarımızı sunar, yüce Allahtan rahmet dileriz. Ruhları şad olsun.”
Babaeski Anadolu Lisesi Öğrencisi Fatma Tekin tarafından hazırlanan şiirin okunmasından sonra, Kaymakam Demir, Şehitlik Anı Defterini imzaladı.
Kaymakam Demir, duygu yüklü şiir okuyan öğrenci Fatma Tekin’i tören sonrası ödüllendireceğini söyledi.
Şehit mezarlığı ziyareti ile devam eden tören, İlçe Müftüsü İsmail Gökmen tarafından okunan dualarla sona erdi.
Tören sonunda, Kaymakam Mustafa Demir, Garnizon Komutanı İs. Alb. Murat Mayda, Belediye Başkanı Av. Abdullah Hacı, İlçe Emniyet Müdürü Tuncay Sancak ve İlçe Jandarma Komutanı J.Yüzbaşı Abdülkadir Eren tarafından, Gaziler Derneği ziyaret edildi.
Gaziler Derneği ziyaretinden sonra Kaymakam Mustafa Demir, Garnizon Komutanı İs. Alb. Murat Mayda, Belediye Başkanı Av. Abdullah Hacı, İlçe Emniyet Müdürü Tuncay Sancak ve İlçe Jandarma Komutanı J.Yüzbaşı Abdülkadir Eren tarafından, Şehit P.Komanda Çavuş Erol Güney’in ve Şehit Asteğmen Turgay Süzgen’in aileleri ziyaret edildi.
Kaymakam Mustafa Demir, Askeri Gazinoda, Gazi ve Şehit aile yakınlarına bir akşam yemeği verdi.

18 Mart Çanakkale Şehitleri AnmaGünü Çorlu ilçesindede Kutlandı

18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Günü tören ve etkinliklerle kutlandı.
Çanakkale Deniz Zaferi’nin 95. yıl dönümü münasebetiyle düzenlenen geleneksel tören Çorlu Şehitliği’nde düzenlendi. Çorlu Belediye Başkanı Ünal Baysan, Çorlu Kaymakamı Ali Dursun, 5. Kolordu Komutanı Kor. Gen. Ümit Dündar, CHP Çorlu İlçe Başkanı Emre Köprülü, Çorlu Belediye Başkan Yardımcısı Serhad Çatalkaya, Çorlu Belediye Meclis Üyeleri, resmî kurumların temsilcileri, askerî erkan, gaziler, şehit aileleri, ortaöğretim kurumlarının öğrencileri ve halkın katılımıyla gerçekleştirilen törende Şehitlik Anıtına çelenk konuldu. Öğretmen Yarbay Ayhan Kilment ve İsth. Kur. Alb. Şenol Mavi’nin günün anlam ve önemini belirten konuşmalarını yapmalarının ardından Çorlu Kaymakamı Ali Dursun, Şehitlik Hatıra Defterini imzaladı.
Daha sonra Çorlu Şehitliğinde bulunan şehit mezarları ziyaret edildi. Çorlu Belediye Başkanı Ünal Baysan, Çorlu Kaymakamı Ali Dursun, 5. Kolordu Komutanı Kor. Gen. Ümit Dündar ve resmî erkan şehit aileleri ve gaziler ile bir araya gelerek sohbet ettiler
sağ üst köşede yer alan Önceki kayıtlar'a tıklayarak geçmiş haberlere ulaşabilirsiniz...