***Hoşgeldiniz!!! Trakyadaki en güncel ve en kaliteli haberler için; www.trakyahaberci.com...

28 Şubat 2010 Pazar

DSP ÇORLU İLÇE TEŞKİLATI MUSTAFA VARLI İLE DEVAM

D.S. P Çorlu ilçe teşkilatı yapılan ilçe seçiminde Mustafa Varlı ile devam dedi. Nazar Düğün salonunda yapılan ilçe seçiminde Başkanlık için Mustafa Varlı ve Erdoğan Kemiksiz yarıştılar. Seçim sonrası Mustafa Varlı 71 oyla başkanlığa seçilirken,Erdoğan Kemiksiz ise 55 oy aldı. Seçimde Beş oyda geçersiz çıktı. Seçimi Kazananan Mustafa Varlı nın listesinde şu isimler yer alıyor.
Yönetim Kurulu: Ahmet Kerpiççi, Ali Yeter, Arif Güven, Ayşe Yaşar, Bahattin Uzun, Behçet Mekik, Gülay Ersöz, Gülnur Sandgiç, İsmail Çakoğlu, İsmail Doğu, Kazım Yaşar, Mustafa Engin, Mustafa Ülkem, Yaşar Yılmaz
HABER VE FOTO:RECEP KARAGÖZ

FEYZULLAH AKTEPE GÜVEN TAZELEDİ

Tekirdağ iline bağlı Çorlu ilçesinde kurulu bulunanan Çorlu Esnaf ve Sanatkarlar Odası seçimi Çorlu Ticaret ve Sanayi odası salonunda yapıldı. Seçime iki liste ile gidildi. Eski Başkan Feyzullah Aktepe seçimde263 oy alarak yeniden güven tazelerken Diğer aday M.Sedat Kula ise 57 oy aldı. Seçimde 2 oyde geçersiz çıktı. Seçimi kazanan Feyzullah Aktepe nin listesinde şu isimler yer aldı. Başkan Feyzullah Aktepe Yönetim Kurulu : Ali Gültekin, Fevzi Saçar, Fethi Şanal, Semih Ergül, Yaşar Varlı, Ersin Akdağ Denetleme Kurulu ise: Süleyman Hashan, Zeki Güler, Recep Karıksız
HABER VE FOTO:RECEP KARAGÖZ

YILMAZ ÇİMEN:TEKİRDAĞ ESNAF VE SANATKARLAR ODALARI BİRLİĞİ BAŞKANLIĞINA ADAYIM

Tekirdağda ilinde bulunan 34 Esnaf ve Sanatkar odasının kayıtlı bulunduğu Tekirdağ Esnaf ve Sanatkarlar odaları Birliği Başkanı Yılmaz Çimen önümüzdeki seçimlerde yine Birlik Başkanlığına adayım dedi. Yılmaz Çimen 26 Seneden beri Birliğin başkanlığını yaptığını belirtirken Uç Beylerine meydan yok. Hakiki Beylere meydan var dedi. Çimen Yapılacak olan seçmin dost ve kardeşlik içinde geçmesini istediğini belirterek .Görevde kaldığım süre içinde Birliğimize bağlı Odaların devamlı yanında bulunup yardımlarına koştum. Kazandığım takdirde yine yanlarındayım dedi
HABER VE FOTO:RECEP KARAGÖZ

AK PARTİLİ MECLİS ÜYELERİ HANDAN VAR ve SEMANUR ÖZAY ÇORLU’NUN EĞİTİM ve KONGRE MERKEZİ OLMASINI ÖNERİYOR

AK Partili Çorlu Belediye Meclis üyelerinden Handan Var ve Semanur Özay, Mahalli İdarelere Hizmet Derneği (MİHDER)’nin 22-26 Şubat 2010 tarihleri arasında Antakya’da düzenlenen eğitimine katıldılar.
Eğitimci olarak; Abdurrahman Acar (Sayıştay 1. Daire üyesi), Cemal İşleyici (ODTÜ Öğretim Görevlisi) ve Mehmet Dönmez (MİHDER Genel Başkanı) katıldığı seminerde işlenen eğitim konuları; 2886 ve 4734 sayılı İhale Mevzuatı, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, 5216 ve 5393 sayılı Belediye Kanunları, 5302 sayılı İl Özel İdare Kanunu, 4483 sayılı Kanun kapsamındaki belediye başkanlarının yargılanma usulleri, özlük hakları, emeklilikleri, tören, temsil ve ağırlama giderleri, 3194 sayılı İmar Kanunu (yeni değişiklikler doğrultusunda) 2942 sayılı kamulaştırma kanunları oldu.
Düzenlenen eğitime Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden gelen 130 yerel yönetici katıldı. Katılımcıların çoğu Belediye Başkanları, İl Özel İdare Yetkilileri, Belediye Başkan Yardımcıları, Belediye Meclis Üyelerinin yanı sıra Personel İşleri, Fen İşleri, İmar İşleri ile ilgili birim amirleri ve belediye personeliydi.
Hatay, Antakya’da gerçekleşen seminer programının yanı sıra bir gün de kültür etkinliği olarak değerlendirildi. Bu kapsamda Antakya Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş makamında ziyaret edildi. Ardından St. Pierre Kilisesi, Antakya Mozaik Müzesi, Harbiye Şelaleleri, Samandağ, Seleukeia Pierria (Çevlik) Ören yeri ile Hızır (AS) Türbesine gidildi.
AK Partili Meclis Üyelerinden Handan Var ve Semanur Özay, seminerin ardından MİHDER Genel Başkanı Mehmet Dönmez’e eğitimden duydukları memnuniyeti dile getirerek, bundan böyle düzenlenecek organizasyonlarda Çorlu’yu da programlarına dahil etmelerini önerdiler.
Antakya’da düzenlenen bir hafta içindeki iki ayrı etkinlikte; Tarihi Kentler Birliği ve MİHDER eğitim toplantıları sayesinde 830 kişinin ağırlandığını, bu rakamın kendilerini heyecanlandırdığını ve Çorlu’da da bu eğitimlerin yapılabileceği fikrini verdiğini dile getirdiler.
AK Partili Meclis Üyesi Handan Var; “MİHDER Genel Başkanı Sayın Mehmet Dönmez’e programlarında bundan böyle Çorlu’yu da dikkate almasını önerdik. Çorlumuzun ulaşımdan başlamak üzere, konaklama ve ağırlama ile ilgili büyük organizasyonlar için her türlü donanıma sahip olduğunu hatırlattık. Bu vesile ile hem Çorlu’yu Türkiye’yi tanıtmak, hem Çorlumuza, esnafımıza bu tür etkinliklerle hareket getirmek, hem de Çorlu’ya gelen konuklarımıza misafirperverliğimizi göstermek için iyi bir fırsat olduğuna inanıyoruz. Sayın Genel Başkan Dönmez’in önerimize olumlu yaklaşması, derhal ilgilenmesi ve Çorlu Belediye Başkanı Sayın Ünal Baysan’la da paylaşacağını ifade etmesinden büyük mutluluk duyduk” dedi.
AK Partili Belediye Meclis Üyeleri Var ve Özay eğitimde öğrendikleri bilgilerin yanı sıra çok anlamlı kazanımları olduğuna inandıklarını ve Çorlu’nun kazanmasını istediklerini belirtiler. En büyük dileklerinin bundan böyle Çorlu’nun Trakya bölgesi için bir toplantı ve kongre merkezi olarak da değerlendirilmesi olduğunu ifade ettiler.
Ayrıca “AK Partili Belediye meclis üyeleri olarak öneri bizden, başarılı uygulama ise Çorlu’dan olacaktır. Bu eğitimde öğrendiklerimizin yanı sıra önerdiklerimizle de Çorlu halkına hizmete devam ettik. Halka hizmet Hakka hizmettir” diyerek Çorlu için umutlu olduklarını dile getirdiler.

27 Şubat 2010 Cumartesi

Amaç Çorlu’yu Güzelleştirmek Olunca, Vergisini İstanbul’a Ödeyen, Fakat Çorlu’nun Kaynaklarını Kullanan Firmalar Ortada Yok

Tekirdağ iline bağlı Çorlu’yu güzelleştirmek, halkın ve çocukların sosyal yönden faydalanması amacıyla planlanan park alanlarının oluşturulması için “Sizinde Bir Parkınız Olsun” projesinin tanıtımı amacıyla 26 Mayıs’ta gerçekleştirilen toplantıya sadece 6 firma katılırken, birçok üst düzey firmanın davete ilgi göstermeyişi dikkat çekti.
“Sizinde Bir Parkınız Olsun” sloganıyla gerçekleştirilmesi planlanan projede Çorlu`nun değişik bölgelerine 20 adet çocuk parkı yapılması planlanıyordu. Bu proje kapsamında Çorlu`da faaliyet gösteren ve yaptıkları milyonlarca dolarlık yatırımları ile oldukça büyük sermaye ve iş hacimlerine sahip olan fabrika ve sanayicilere maliyetleri onlar için devede kulak olan birer tane çocuk parkı yapmaları, bu parkların kendi isimleri ile anılması ve Çorlu`ya bu şekilde katkı sağlamaları istendi.Fakat ne gariptir ki Güzel Çorlumuzun kaynaklarını kullanan ve içlerinden bir çoğununda vergisini İstanbul`a ödediğini bildiğimiz firmalar bu projeye sıcak bakmadı. İştirak etmesi beklenen firmaların sadece 6’sının katıldığı toplantının üzerinden neredeyse 9 ay gibi bir süre geçmesine karşın her hangi bir dönüş yapılmaması dikkatlerden kaçmadı. Çorlu’nun suyunu, Çorlu’nun kaynaklarını, Çorlu`nun yollarını kullanan ve vergisini çoğunlukla İstanbul’a ödeyen firmaların birçoğunun belediye tarafından planlanan ve halkın yararını gözeten bir projeye kayıtsız kalması vatandaşlar tarafından da tepki ile karşılandı.
HABER VE FOTO: Faruk YIS

Çorlu Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Feyzullah Aktepe; Gemi Batıyor, Acaba Suç Kaptanında mı, Tayfasında mı?

Çorlu Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Feyzullah Aktepe Pazar günü yapılacak oda seçimleri öncesi bütün esnafları oy vermeye ve kendilerine bir dört yıl daha şans vermeye davet ettiklerini belirtti. Aktepe Pazar günü Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonunda yapılacak olan olağan kongre öncesi yaptığı açıklamada şunları belirtti;
“Öncelikle Mart ayı sonuna kadar yapılacak olan meslek odaları genel kurullarında sadece 2 seçim kaldığını belirtmek istiyorum. İl bazında ve ilçelerde genel kurulların çoğu yapıldı.
Esnafımıza Hizmet Etmekten Her Zaman Gurur Duyuyorum
Bilindiği gibi anayasanın 173. maddesi der ki; Devlet Türk Esnaf ve sanatkarlarını korumak mecburiyetindedir. Neden söylenmiştir. Çünkü esnaf ve sanatkarlar ülkemizde de dünya konjonktüründe de kendi adına bağımsız çalışan kimselerdir. Devlet vergi verirler, devletten bir şey istemezler. Köken olarak ahi evren kökeninden gelmiştir. Sabah besmele ile dükkanını açar, akşam besmele ile dükkanını kapar. Komşularını, çocuklarından daha fazla görür, hiçbir kötü örgüte bulaşmaz. Saf, tertemiz ve pırıl pırıl bir kitledir ve böyle bir kitlenin yöneticiliğini yaptığım için kendilerine minnettarım. Bu vesile ile bugüne kadar bana göstermiş oldukları güven ve teveccühe teşekkür etmek istiyorum. Onlara hizmet etmekten her zaman gurur duydum ve duymaya da devam edeceğim.
Bu İnsanların Antibiyotiğe İhtiyacı Vardır
Bilindiği gibi ülkemiz zor bir dönemeçten geçmektedir. Etrafımızdaki komşu ülkelerde ateşler yandı. Bir Yugoslavya paramparça oldu, bir çok devlet oldu. Ortadoğu kaynadı, Irak rejim değiştirdi. Bizde ülke olaraktan muhakkak ki bundan etkilendik. Şunu üzülerek ifade etmek istiyorum. Bugün ki koşullara baktığımızda orta ölçekli insanlar tamamen fakirleşti. Ama bireysel menfaatler ülkemizde ön plana çıkmıştır. Bu insanların antibiyotiğe ihtiyacı vardır. Ama ilacın özünü kendileri için içip, adasını başkalarına içirtemezler. Hadi bizler içtik, ama bunu çocuklarımıza içirtmeyeceğiz. Gemi batıyor, acaba suç kaptanında mı, tayfasında mı. Bir gün olur bunun hesabı sorulur. Dedi. Aktepe Pazar günü yapılacak olan Esnaf ve Sanatkarlar Odası genel kurulunda tüm kayıtlı olan üyelerin katılmalarını önemle arz ederken, basından ve medya organlarından kongreye destek vermelerini istedi.
Fikir Merkezleri Kuracağız
Aktepe; “Halkımıza karşı bu onuru ve kıvancı şahsım ve yönetimim adına tekrar yaşamak istiyorum. Bir dört yılın vizesini almak için kendilerinden bütün desteği alacağıma inanıyorum. Dört yıl içinde esnaf ve sanatkarlar odamızın bir karma oda olması dolayısıyla meslek gruplarımızın çok olduğu bir konuma sahibiz. Yönetim kurulumuz yedi kişiden ibarettir. Bunun dışında 3’de denetleme kurulu organımız vardır. Yönetimimiz dışında her meslek grubuna üyelerimiz içinden istişare kurulları oluşturmak düşüncesindeyiz. 3 ayda bir istişare kurulları toplantısı yapmayı hedefliyoruz. Fikir merkezleri kurup birbirimizin dertlerini ve sıkıntılarını sık sık istişare toplantıları yaparak tespit etmek ve çözüme ulaştırmak istiyoruz. Dedi.
Hurdacı ve Mermerci Esnafımızı Tek Bir Çatı Altında Toplayacağız
Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Feyzullah Aktepe son olarak odaya kayıtlı hurdacı ve mermerci esnafların tek bir çatı altında organize bir şekilde toplanmalarını sağlamak amacıyla Milli Emlak Müdürlüğüne yer tahsisi için başvurduklarını ve bu doğrultuda bir kooperatif kurduklarını belirtti. Aktepe; Çorlu Belediyesinin de desteği ile uygulamak istedikleri projelerin üstesinden geleceklerini belirtti.
HABER VE FOTO: : Faruk YIS

2 bin TL'lik kaçak sigara ile yakalandı

İstanbul'dan getirdiği kaçak sigaraları Tekirdağ iline bağlı Çerkezköy'ilçesinde pazarlayan bir kişi gözaltına alındı. Anfi Tiyatro karşısında kendisine ait Kartal Marka aracın bagajında sergilediği kaçak sigaraları satışa çıkaran H.U. isimli şahıs, polisin dikkatini çekti. Sigaralar üzerinde denetim yapan polis, satışa sunulan yerli ve yabancı sigaraların 'bandrolsüz' olduğunu belirledi. yaklaşık 220 paket sigaraya el koyan polis, sigaraların satışını yapan H.U.'yu da gözaltına aldı. Hakkında işlem yapılan H.U., çıkarıldığı Çerkezköy Adliyesi'nde tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
KAYNAK:ÇERKEZKÖY HABER GAZETESİ

Şair Adleyba’dan ‘Dikenli Gül’

Tekirdağ’ın tanınmış şairlerinden Kemal Adleyba, ‘Dikenli Gül’ ismini verdiği 424 sayfadan oluşan yepyeni bir şiir kitabı yayınladı.
Genellikle taşlama türü şiirler yazan Kemal Adleyba, şiirlerinde; Ülke sorunlarını cesur bir dille anlatırken, yazdıkları yüzünden çalışma yaşamı boyunca üç kez sürgüne gönderildi.
Kimya Mühendisliği mesleğini de şairliğinin yanı sıra sürdüren Adleyba, kitabının sunuş bölümünde, mizaç itibariyle kimseye yük olmak istemediğini, kişisel gücü varsa onu kullandığını, elinde olsa ölünce bile tabutunu taşıyacak 4 kişiye bile zahmet vermek istemediğinden söz ediyor.
Ülkemizde şimdilik ifade özgürlüğünün olmadığına da dikkat çeken Adleyba, şair ve yazarların, her zaman gerçekleri söylediğini ifade etti.
Namık Kemal ve Nazım Hikmet gibi yurtdışına sürülmemenin, kendisi için şanssızlık olduğuna da işaret eden Adleyba, öldükten sonra da gönüllerde yaşamayı, ortaya çıkardığı eserin, elden ele dolaşmasını umduğunu, evlatlarına. güzel torunlarına hatıra bırakmayı amaçladığını kaydetti.
Doğruları söylediği için 9 köyden değil, 999 köyden kovulsa da, zindanlara atılsa da kendisine ‘vız’ geleceğine vurgu yapan Adleyba, “Ünlü vatan şairimiz Namık Kemal, zindanlarda çürüdü de ne oldu?” diyerek tepkisini dile getirdi.
HABER VE FOTO: HABERTRAK GAZETESİ/TEKİRDAĞ

KESK, TEKEL işçilerine desteğini sürdürüyor

KESK, bir kez daha maden işçilerine destek için meydanlara çıktı. Tekirdağ Tuğlalı Park’ta yağan yağmura aldırış etmeyen KESK üyeleri, direnişlerini ve TEKEL işçilerine olan desteğini sloganlarla gösterdi.
“Her yerde Tekel, her yerde direniş, “Yan gelmedik, vatanı satmadık.”, “Başbakana göre TEKEL işçileri yan gelip yatıyor, milyonlar aç milyonlar işsiz”, “Yaşasın TEKEL direnişimiz”, “Biz haklıyız, biz kazanacağız”, “Hak verilmez alınır” “Zafer sokakta kazanılır.”şeklindeki sloganların ardından Eğitim-Sen ve KESK İl Temsilcisi Behçet Atlı basın bültenini açıkladı.
Basın bülteninde şu görüşlere yer verildi: “ Bu gün bir kez daha bir arada, alanlardayız. Ankara’nın soğuk ayazına rağmen, Hükümetin başvurduğu polis şiddetine rağmen, Başbakanın tehditlerine rağmen, Maliye Bakanının iftiralarına rağmen direnişlerini sürdürerek emekçilerin kararlılığını dosta düşmana bir kez daha gösteren TEKEL işçilerine buradan selam olsun. Mücadeleleri mücadelemizdir.
Buradan vicdanının sesine kulak vermekten vazgeçmemiş, alın terinin değerini bilen, göz nuruna saygı gösteren Türkiye’nin aydınlık ve namuslu insanları olarak bir kez daha sesleniyoruz. Dünyanın neresinde ücreti bir anda yüzde elliye varan oranlarda düşürülerek emeklilik hakları tırpanlanan emekçiler vardır? Kim evinin nafakasına, çocuklarının geleceğine yönelik açık bir saldırı karşısında sessiz kalabilir?
Dünyanın neresinde alınların teri için, ekmeklerinin onuru için direnen emekçilere iftira atmak, onları suçlu gibi göstermek vardır? Dünyanın hangi demokratik ülkesinde hak arayanlara, bunun için kitlesel olarak halkın vicdanına seslenen emekçilere tahammül edemeyen bir Başbakan vardır?
Hükümetin TEKEL direnişi karşısında sergilediği kibirli ve düşmanca tutumun nedenini bizler biliyoruz. Çünkü TEKEL işçileri 2 aydır sürdürdükleri direnişle siyasi iktidarı can evinden vurmuştur. AKP Hükümeti iktidarı süresince küresel sermayenin direktifleri doğrultusunda emeği mevcut güvencelerinden koparmak için sayısız adım atmıştır.4/C ile 4/B ile kamuda istihdamı güvencesizleştirme yolunda önemli hamleler yapmıştır. Taşeronlaşmayı savunarak aynı işi yapan fakat aldıkları ücretler arasında uçurum olan emekçiler yaratarak “eşit işe eşit ücret” ilkesini ayaklar altına almıştır.
Kamu personel reformu adı altında, performansa dayalı ücretlendirme adı altında emekçileri bölmeyi marifet saymıştır. TEKEL direnişi AKP iktidarını can evinden vurmuştur. Çünkü AKP iş güvencesine inanmaz, küresel sermayeye inanır; ucuz emek cennetine inanır. TEKEL direnişi AKP iktidarını can evinden vurmuştur. Çünkü AKP emekçilerin aldığı ücretin sosyal niteliğini görmez, o ücretin arkasındaki insanı görmez, o sadece işgücü maliyetini görür.
İşte bütün bu nedenlerle TEKEL direnişi siyasi iktidarı can evinden vurmuştur. Tekel işçilerine karşı Hükümetin sergilediği tahammülsüz, hasmane tutumun arkasında bu vardır; TEKEL işçilerine yönelik sayısız karalama, yalan ve iftira üretmesinin arkasında bu vardır. Başbakan TEKEL işçilerinin direnişi için son olarak “ideolojik” demiş. Buradan Başbakana soruyoruz: velev ki ideolojik sayın Başbakan, velev ki ideolojik?
Buradan siyasi iktidara sesleniyoruz. Yıllardır ülkenin başına bela ettiğiniz neo-liberal politikalar iflas etmiştir. Ülke bu politikalar nedeniyle defalarca krize girmiştir. Son olarak yüzünüzü döndüğünüz küresel sermaye büyük bir çöküş ve çaresizlik içindedir. Deniz bitmiştir. Gidecek yolunuz kalmamıştır.
Sayın Başbakan TEKEL direnişi ile ivme kazanan mücadele burada kalmayacaktır. Daha bir çok direnişle, gösteriyle, grevlerle bu mücadele yükselecek, gelişecek. Çünkü emekçiler mevcut kazanımlarından geri adım atmamaya kararlıdır. İş güvencesi, insanca yaşanacak bir ücret ve parasız sağlık ve eğitim hakkı emekçilerin vazgeçmeyeceği taleplerdir. Bunu görün, yüzünüzü sizi defalarca yarı yolda bırakmış sermayeye değil emekçilere dönün.
Çünkü bu ülkenin emekçileri olarak herkese iş güvencesi ve insanca yaşanacak bir ücret sağlanana kadar, nitelikli, parasız ve erişilebilir eğitim ve sağlık hizmetleri hakkını gerçekleştirene kadar, insanın insanı sömürmediği, demokrasi ve barışı temel alan bir ülke özlemimiz gerçekleşene kadar mücadeleye devam edeceğiz. Yaşasın emekçilerin ortak mücadelesi.”
HABER VE FOTO: HABERTRAK GAZETESİ/TEKİRDAĞ

Vatan Şairi Namık Kemal NamıkKemalÜniversitesindeki törenle anıldı

NKÜ Rektörü Nizamettin Şenköylü ” Namık Kemal Üniversitesi büyük vatan şairinin adına layık olmak için kısa zamanda çok büyük hedefler kaydetmiştir. NKÜ’de yapılacak çalışmalar onun adını yaşatacaktır. Üniversitemizde böyle bir toplantının yapılması bize şeref ve motivasyon kazandıracaktır.” dedi.
Ankara – Tekirdağlılar Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Merkezi’nin düzenlediği Namık Kemal Kültür ve Sanat Haftası etkinlikleri kapsamında Tekirdağ Valilik Kültür Merkezinde yapılan sempozyum’un ardından, NKÜ Piramit Salon’daki törenle bir kez daha anıldı.
Ankara Çankaya, Tekirdağ, Gelibolu, Silivri, KırklareliVize ve tüm Namık Kemal adını taşıyan ilköğretim, Lise öğrenci ve yöneticilerinin katıldığı törene; Tekirdağ Valisi Zübeyir Kemelek, Belediye Başkan Vekili Ali kılıç, eski Çevre Bakanlarından Fevzi Aytekin,CHP Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncü, NKÜ Rektörü Nizamettin Şenköylü, İl Genel Meclis Başkanı ve üyeleri ile Ankara- Tekirdağlılar Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Ferhat Akgül ile Başkan Yardımcısı Naci Akosman, Namık Kemal Derneği Fahri Başkanı Mehmet Serez ile Tekirdağ Namık Kemal Şiir Grubu ve vatandaşların katıldığı yemeğin ev sahipliğini Tekirdağ Namık Kemal İlköğretim Okulu yaptı.
Namık kemal İlköğretim Okulu Müdürü Dursun Ali Yılmaz Tüm Namık kemal İlköğretim okullarının böyle bir etkinlik kapsamında Tekirdağ’da toplanmasından duyduğu memnuniyeti anlattı.
NKÜ rektörü Şenköylü yaptığı konuşmada Namık kemal hakkındaki düşüncelerini anlatırken Namık kemal adına Tekirdağ’da bir üniversitenin kurulmasının Tekirdağ için onur ve gurur verici olduğunu anlatırken “Namık kemal Üniversitesi onun adına layık olmak için kısa zamanda çok büyük hedefler kaydetmiştir. NKÜ’de yapılacak çalışmalar büyük vatan şairinin adını yaşatacaktır. Üniversitemizde böyle bir toplantının yapılması bize şeref ve isteklendirme kazandıracaktır.”Dedi.
Gecenin anısına Tüm Namık kemal isimli okul müdürlerine ve plaket verilirken Tekirdağ Namık kemal İlköğretim Okulu halk oyunları ekibi folklor gösterisinin ardından, Tekirdağ Namık Kemal şiir grubu üyesi Hakan Zengin Türk sanat müziği eserlerinden kısa bir konser verdi.
HABER VE FOTO: HABERTRAK GAZETESİ/TEKİRDAĞ

TSMMO Başkan Kurt’un1 Mart Muhasebe Günü Mesajı:“Kayıt- kuyut bilmeyen bir toplum olmaktan çıkmak görevimizdir”

TSMMMO Başkanı Şerafettin Kurt, “Kayıt- kuyut bilmeyen bir toplum olmaktan çıkmak tamamen bizim görevimiz konumuna gelmiş bulunmaktadır. Bu konuda bizlere yetki tam anlamıyla verilirse bizler bunu başaracak güçte olduğumuzu kanıtlamaya hazırız.” dedi.
Tekirdağ Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Başkanı Şerafettin Kurt, 1 Mart Muhasebe Günü dolayısıyla bir açıklama yayınlayarak, hem muhasebe camiasının gününü kutladı, hem de 1989 yılında yasal statüye kavuşmasından bu tarafa 21. yılına giren Muhasebe Mesleğinin, gelişimine değindi.
Eğitimin, mesleğin gelişiminde en önemli unsurların başında geldiğine vurgu yapan Kurt, meslekî ve ekonomik çalışmalarının yanı sıra meslek mensuplarının eğitimlerinin hep ön planda tutulduğunu, eğitimin vazgeçilmez olduğunu kaydetti.
Muhasebe mesleğinin, dünya standartlarına ayak uyduracak seviyelere geldiğine de dikkat çeken Kurt, yayınladığı mesajda; “Kayıt altında olmayan veya kayıtlı olup ta vergi kaçırmaya yüz tutan her kesimi takip edip, vergi gelirlerin arttırılmasına, aynı zamanda da giderlerin de düşürülmesi için topyekün ve harfiyen çok ama çok çalışıp çaba göstermeliyiz.
Kayıt- kuyut bilmeyen bir toplum olmaktan çıkmak tamamen bizim görevimiz konumuna gelmiş bulunmaktadır. Bu konuda bizlere yetki tam anlamıyla verilirse bizler bunu başaracak güçte olduğumuzu kanıtlamaya hazırız.” dedi.
“Bilindiği gibi; 1. MART. 1989 yılında Yüce Meclis genel kurulunda kabul edilen 3568 sayılı yasamız bu tarihten sonrada Muhasebe camiası 01 MART’ ı Muhasebe günü olarak kutlamaktadır.. Mesleğimizin, 1989 yılında yasal statüye kavuşmasından bu tarafa 21. yıla girmiş bulunmaktayız. Bu zaman içerisinde hızlı bir çalışma kat ederek mesleğimizi geliştirmiş ve dünya standartlarına ayak uyduracak seviyelere getirmiş bulunmaktayız. Meslekle ve Ekonomiyle ilgili çalışmalarımızın yanı sıra meslek mensuplarımızın eğitimleri hep ön planda tutulmuştur. Ülkemizi olumsuz etkileyen küresel mali kriz herkesi etkilediği gibi meslek camiasını da etkilemiştir. Ama bu konuda meslek örgütümüz çalışmalarıyla ekonomimizin düzelmesinde katkısı küçümsenemeyecek kadar fazladır. Vergi ; Ülkelerin kalkınmasında önemli bir yer aldığını hepimiz biliyoruz.
Bu konuda da bizlere önemli bir görev düşmektedir. Şu andaki vergi sistemi ne olursa olsun uygulamak bizim asıl işimizdir. Bu konuda bizlere düşen görevi harfiyen yapmak mesleğimizin gereğidir.
Bizler Ülke kalkınmasının temel taşlarından biriyiz. Onun için Kayıt altında olmayan veya kayıtlı olup ta vergi kaçırmaya yüz tutan her kesimi takip edip, vergi gelirlerin arttırılmasına, aynı zamanda da giderlerin de düşürülmesi için top yekün ve harfiyen çok ama çok çalışıp çaba göstermeliyiz. Kayıt- kuyut bilmeyen bir toplum olmaktan çıkmak tamamen bizim görevimiz konumuna gelmiş bulunmaktadır.
Bu konuda bizlere yetki tam anlamıyla verilirse bizler bunu başaracak güçte olduğumuzu kanıtlamaya hazırız. Her alanda aldığımız eğitim bunu başaracağımızın bir göstergesidir. Yetiştirmekte olduğumuz jenerasyonun bunu layıkıyla yapacağına da cani gönülden inanıyoruz. Değerli Meslektaşlarım, yarınların umut ışıklarıyla aydınlanması ve umut saçan yol olması için cesur, çalışkan, dürüst ve denetime açık bir sistemle lider yöneticilik anlayışından ayrılmadan eşit ölçülerle çalışmalarımızı sürdürmeliyiz diyorum ve tüm camiamızın Muhasebe Günü’nü kutlar sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”
HABER VE FOTO:HABERTRAK GAZETESİ/TEKİRDAĞ

KESK Tekirdağ Şubeler Platformu Sözcüsü Eğitim-SEN Kadın Sekreteri Hülya ÇAKAR; “8 Mart tatil olsun”

“Kadınların özgürleşmesi ve örgütlülüğü için dayanışmaya ve mücadeleye” düşüncelerinden yola çıkan KESK Tekirdağ Şubeler Platformu’nun Sözcüsü Eğitim-SEN Kadın Sekreteri Hülya Çakar imzasıyla yayınlanan açıklamada; “8 Mart, bir başkaldırı günüdür. Çünkü emekçi kadınların kapitalist sisteme, erkek egemenliğine ve bunların bileşik sonuçları olan çifte ezilmişliğe ve çifte sömürüye karşı seslerini yükselttikleri bir gündür. 8 Mart’ın 100. yılında; 8 Mart’ın tatil edilmesini istiyoruz.” denildi.
KESK Tekirdağ Şubeler Platformu Sözcüsü ve Eğitim-SEN Kadın Sekreteri Hülya ÇAKAR, KESK’li, DİSK’li ve TTB’li kadınlar olarak 8 Mart’ın 100. yılında; Savaşlara, kapitalizme, şiddete, ırkçılığa ve erkek egemenliğine karşı mücadeleyi yükseltmek için biraraya geldiklerini belirterek “8 Mart’ın resmi tatil olarak kabul edilmesi için çalışmalar yürüttük. “ dedi.
Bu kapsamda içinde Yasa Tekliflerinin de bulunduğu bir dosya hazırlayarak, TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerden randevu istediklerini söyleyen Çakar, “Görüşmelerimizde tıpkı 1 Mayıs gibi, 8 Mart’ın da kökleri ABD’deki kadın işçilere kadar uzanan emek mücadelesinin bir kazanımı olduğunu; 8 Mart’ın tarihinin de direnişlerle, ölümlerle ve kanla yazıldığını ifade ettik. “ şeklinde konuştu.
KESK Tekirdağ Şubeler Platformu’nca, 8 Mart’ın, özellikle kadınlar açısından anlamına ve bu günle ilgili taleplerine ilişkin yayınlanan açıklamada şu görüşlere yerverildi:
“8 Mart, bir şenlik günüdür. Çünkü dünyanın her yerinden, farklı etnik köken, din, dil, ırk, mezhep, kültür ve sınıflara mensup kadınların siyasi, toplumsal ve ekonomik taleplerini haykırdıkları; aralarındaki uluslararası dayanışma ağlarını ördükleri; 100 yılı aşkın süredir devam eden eşitlik, özgürlük, adalet ve barış mücadelelerini kutladıkları bir gündür.
Bunun bilincinde olan biz; KESK’li, DİSK’li ve TTB’li kadınlar, 8 Mart’ın 100. yılında; Savaşlara, kapitalizme, şiddete, ırkçılığa ve erkek egemenliğine karşı mücadeleyi yükseltmek için bir araya geldik ve 8 Mart’ın resmi tatil olarak kabul edilmesi için çalışmalar yürüttük.
Bu kapsamda içinde Yasa Teklifimizin de bulunduğu bir dosya hazırlayarak, TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerden randevu istedik.
Görüşmelerimizde tıpkı 1 Mayıs gibi, 8 Mart’ın da kökleri ABD’deki kadın işçilere kadar uzanan emek mücadelesinin bir kazanımı olduğunu; 8 Mart’ın tarihinin de
direnişlerle, ölümlerle ve kanla yazıldığını ifade ettik.
8 Mart’ın tatil olması yönündeki ısrarımızın, bu günün basit bir kutlama, çiçek alma ve vermeden çok, emeğin, özgürlüğün, demokrasinin ve barışın güçlü haykırıldığı; kadın örgütlülüğünün geliştirildiği günlere dönüşmesi amaçlı olduğunu paylaştık.
Ülkemizdeki hâkim olan “tatil cennetiyiz” yaklaşımının gerçekleri yansıtmaktan uzak olduğunu; birçok emekçinin zaman buldukça ikinci ve üçüncü işlerde çalışmak zorunda olduğunun altını çizdik. Kaldı ki, kadınların istihdam oranları düşünüldüğünde, 8 Mart’ın kadınlar için tatil olması ile ülke ekonomisinde, ne yazık ki, çok da büyük bir kaybın yaşanmayacağını belirttik. Ve bugün buradan bir kez daha ifade ediyoruz ki:
Yılda bir gün de olsa, toplumsal cinsiyetlerinden kaynaklı olarak ikinci sınıf kabul edilen kadınların taciz, tecavüz, kadın katliamları vb maruz bırakıldıkları şiddet, sömürü ve ayrımcılığa karşı olabildiğince çok katılımla alanlarda buluşması ve dayanışmanın gücünü hissetmesi azımsanmayacak kadar önemlidir.
“8 MART’IN 100. YILINDA; 8 MART’IN TATİL EDİLMESİNİ İSTİYORUZ.”
Talebimiz iş yerlerine sıkıştırılmaya ve güvencesizliğe karşı mücadeleyi yükseltmek amaçlıdır.
Talebimiz cinsiyetçi çalışma alanına müdahale etmek amaçlıdır.
Talebimiz ekonominin cinsiyetçi kimliğine müdahale etmek amaçlıdır.
Ve en önemlisi, talebimiz; Eril, muhafazakâr ve liberal politikaların kadınlara dayattığı ev hapsine, işsizliğe, güvencesizliğe ve her türlü şiddet aygıtına karşı çıkarak, bilincimizi örgütlü ve özgürce ifade etmek amaçlıdır.

Bu kapsamda TBMM grubu bulunan siyasi partilerin kadın milletvekilleri ve ilgili komisyon başkanı ile görüşerek, 8 Mart’ın kadınlar için resmi tatil yapılması için destek istedik.

Randevu veren siyasi partilerle görüşmelerimiz olumlu geçmekle birlikte, iktidar partisinden ve ilgili bakanlıktan randevu alamadığımız gibi, herhangi bir geri dönüş de yaşanmadı.

İşte bugün bu açıklamayı TBMM önünde yapmamızdaki amaç iktidar partisindeki kadın milletvekillerine, Kadından Sorumlu Devlet Bakanı’na kadın sorununu sadece günü kurtarmacı değil, kadın temsiliyetine uygun politikaların gelişiminin önünü açan, güç katan, güven veren bir yaklaşımla ele almaya davet ediyoruz.

Mevcut iktidar, kadın sorunu görmezden gelmekte ve biz kadınları yaşamın tüm alanlarından tasfiye etmeye çalışmaktadır. AKP’nin liberal ve muhafazakâr politikaları nedeniyle kadınlar daha da yoksullaşmakta ve yaşam alanları giderek muhafazakârlaşmaktadır. Kamudaki istihdamın daralmasıyla birlikte kadınlar işgücünün piyasasında kendi hallerine bırakılmaktadır.

Bugün, dün olduğu gibi, kadınları yaşamın dışına itmeye çalışanlara karşı tekrar sözümüzü örgütlüyoruz ve diyoruz ki:

Her kadın için 8 Mart tatil günü gereklidir ve her politikanın kadın ayağına ihtiyacı vardır. Çünkü kadınlar 100 yıllık mücadeleyi dayanışma ruhu ve bilinciyle örgütlediler, bundan ayrılmak dostane değildir. Daha zamanımız ve gücümüz var değiştirip yenilemeye, örgütlemeye. Geç kalmayalım! Rusya’da, Çin’de ve birçok komşu ülkemizde olduğu gibi, 8 Mart’ın tatil olması yönündeki çalışmalarımızı ortaklaştıralım ve yasalaştıralım!

Bu mücadelemiz toplumun her kesiminden ezilen, dışlanan ama isyan eden, barış, emek, demokrasi ve kadın mücadelesinin ayrılmaz bütünlüğüne inanan bütün kadınlarla yaşamın her alanında yan yana, omuz omuza, el ele olduğumuz sürece başarılı olacağına inanıyoruz.

Çünkü gün dayanışma günüdür…

Çünkü gün direnme ve isyan etme günüdür...

Çünkü gün kadınların mücadele günüdür..

Yaşasın 8 Mart!

Yaşasın Kadın Dayanışması…!”
HABER VE FOTO: HABERTRAK GAZETESİ/TEKİRDAĞ

"Dünyanın hiçbir yerinde yok"

Edirne Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi, "Dünyanın hiç bir yerinde üç ülkeyi gören kule yok, bu kuleyi biz yapacağız” dedi. Sedefçi, Edirne Belediye Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında Yıldırım Kule Projesi için yarışma düzenleyeceklerini belirtti. Yarışma için jüri üyelerinin oluşturulduğunu ve yarışma şartnamesinin hazırlandığını ifade eden Sedefçi, “Bazı siyasilerin bu projeye hayal proje dediğini duydum. Hayaller olmazsa hedefe ulaşma şansınızda olmaz. Hayaller güzel şeylerdir kurmak gerekir. Edirne deyince akla Selimiye Cami gelir. Bu kulenin yapımını tamamladığımızda akla Selimiye'den sonra Yıldırım Kule gelecek. Bir sanatsal, sembol bir kule düşünüyorum. Bunun için hep beraber en iyisini yapacağız” dedi. Sedefçi, Yıldırım Kule Projesi'nin bölgenin kaderini değiştireceğini ve Edirne'ye daha fazla turist çekeceğini belirtti. Aklında çok farklı bir kule projesi olduğunu anlatan Sedefçi, şunları söyledi. “Ben kuleyle beraber bazı rekreasyon alanları da yapılmasını planlıyorum. 15-20 dönümlük suni göl. Gölün ortasında bir ada. Adada kule gibi bir düşüncem var. Adaya da ulaşım aracı olarak ufak gemiler koymayı planlıyoruz. İnsanlar ilk önce gölde gezecekler, sonra kuleye gelecekler” diye konuştu.
KAYNAK:EDİRNE BELEDİYE SİTESİ

Her zaman olduğu gibi vatandaşlarımızın yanında olacağız"

Edirne’de Meriç ve Tunca nehirlerindeki taşkınlarla ilgili Belediye Başkanlığına bağlı birimlerden oluşturulan komisyon, su baskını yaşanan yerlerde inceleme yaptı. Çavuşbey Mahallesi, Saraçhane, Papazoğlu, Süpürgeciler, Horozlu bayırı mevkilerinin set boylarında, Kirişhane, İstasyon, Talatpaşa ve Yıldırım Kum mahallelerinde kanal boyunda bulunan ve taşkından etkilenen yapılar, komisyonca yerinde incelendi. Şikayetlerin, Edirne Belediyesi altyapılarından değil nehirlerdeki su seviyesinin aşırı yükselmesinden kaynaklandığı tespit edildi. Edirne Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi, komisyonun belediyeye gelen şikayetleri yerinde inceleyip rapor hazırladığını belirterek, “Evi zarar görenler için bazı girişimlerimiz var. Belediyemize gelen şikâyetleri kurmuş olduğumuz komisyon yerinde inceleyerek rapor hazırlıyor. Edirne Belediye Başkanlığı olarak selden dolayı zarar gören vatandaşlarımızın her zaman olduğu gibi yanında olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Öte yandan, Hamdi Sedefçi, Lozan Caddesi'nde yaptığı inceleme sırasında yaptığı açıklamada ise “Hayat devam ediyor. İşimizin başındayız. Yolda sorun yok. Ufak tefek bozulmalar var. Talimat verdim. Arkadaşlarımız arası boşalan taşların arasını mekanik malzeme, ince kumla dolduruyor” dedi. Ekiplerin birkaç gün içinde çalışmalarını tamamlayacağını bildiren Sedefçi, “Edirne Valiliğinin daha önce yaptığı yol bozulmuştu, bizim yaptığımız yol gördüğünüz gibi sağlam. Bu da belediyenin yaptığı işin kalitesini gösteriyor” diye konuştu.Edirne Belediyesi ekipleri, Meriç Nehri'nin taşması sonucu hasar gören Lozan Caddesi'nde onarım çalışmasını kamyon, iş makinesi, traktör ve 20 işçiyle sürdürüyor. Lozan Caddesi'ndeki kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektöre ait iş yerlerinde yürütülen temizlik çalışmasıyla taşkının izleri silinmeye çalışılıyor.
KAYNAK.EDİRNE BELEDİYE SİTESİ

CHP’den Romanlar derneğine ziyaret

HABER VE FOTO.Lüleburgaz Hürfikir Gazetesi
CHP Lüleburgaz İlçe Teşkilatı, Lüleburgaz Batı Trakya Romanları Kültür Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’ni ziyaret etti.
Dernek başkanı Mustafa Gölce ve yönetim Kurulu ile bir araya gelen CHP’liler, Derneğin yeni açılan internet ve okuma salonu’nun açılmasından dolayı da tebriklerini ileterek, salonun Roman çocukların eğitimi için önemli olduğunu altını çizdiler.
İlçe Başkan Turabi Kayan ve Dernek başkanı Mustafa Gölce, ilçe ve romanların sorunları ile ilgili sohbet etti.

Karpa 3’üncü şubesini açtı

HABER VE FOTO. Lüleburgaz Hürfikir Gazetesi
Kırklareli iline bağlı LüleBurgaz ilçesinde Yıldız Mahallesi Kızılay Sokak’ta açılan Karpa Marketin açılışı, Belediye Başkanı Emin Halebak tarafından yapıladı.
Emin Halebak, yaptığı konuşmada, günümüz ekonomik koşullar içinde böyle bir yatırım yapmanın önemli olduğunu söyledi.
Kurdele kesiminin ardından Halebak, mağazayı gezerek bilgi aldı.

Nihat Güder’in acı günü

HABER VE FOTO. Lüleburgaz Hürfikir Gazetesi
Kırklareli iline bağlı LüleBurgaz ilçesinde eğitim ve öğretim hayatına devam eden Düvenciler Lisesi Müdürü Nihat Güder’in annesi Neriman Güder vefat etti.
Neriman Güder’in cenazesi, öğlen namazını müteakiben kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi.
http://www.trakyahaberci.com/ haber sitesi olarak Güder ailesine başsağlığı dileriz.

19 Şubat 2010 Cuma

AK PARTİ YENİ YÖNETİM KURULU BELLİ OLDU

Fırat ÇALIŞKAN
Lüleburgaz Hürfikir Gazetesi
AK Parti Lüleburgaz İlçe Başkanı Ahmet Yılmaz İlçe Yönetim Kurulu toplantısını yaptı. 29 Aralık 2009 tarihinde Kırklareli İl Başkanı Yurdaer Ulus’tan mazbatasını alan Ahmet Yılmaz yeni yönetim kurulu ile ilk toplantısını yaptı.
Toplantıya İl Başkanı Yurdaer Ulus ve İl Yönetim Kurulu Üyeleri, İlçe Yönetim Kurulu Üyeleri katıldı.
Toplantıda konuşma yapan İl Başkanı Yurdaer Ulus; "İlçe Başkanımız Ahmet Yılmaz ve İlçe Yönetim Kurulu Üyelerimizi yeni görevlerinde başarılar dileriz. Lüleburgaz bizim için en önemli ilçelerimizde birisidir. Burada yapmış olduğumuz yeni oluşum hem partimize, hem de vatandaşlarımıza daha iyi hizmet verecektir. Bu güne kadar hizmet veren tüm arkadaşlarımızı tebrik eder, bundan sonra da görev alan tüm arkadaşlarımıza başarılar dileriz." dedi.
Lüleburgaz İlçe Başkanı Ahmet Yılmaz'da;" Bizlere verilen bu görevi en doğru ve dürüst bir şekilde yerine getireceğimize inanıyoruz. Ben ve arkadaşlarım bizlere güvenen tüm partililerimizi, vatandaşlarımızı layıkıyla temsil edeceğiz. Bu ilk toplantımıza geldiğiniz bizlere destek verdiğiniz için hepinize teşekkür ederim."
AK Parti Lüleburgaz İlçe Yönetimi şu isimlerden oluştu.
Ahmet Yılmaz, Hakan Egin, Seda Akca, İlyas Aslan Aziz Vurucu, Esra Konca, Metin Küçük, Suna Öğülmüş, Talat Yılmaz, Seyhan Kaya Çetinbaş, Hasan Tavukçu, Nuray Aktürk, Cemal Küçük, Erol Akyol, Gürdal Balaban, Nurullah Polat, Güner Yapıcı, Halil Atabay, Hakan Dinçer, Şevket Diyarbakır, Üzeyir Seren, Aydın Ersin, Tayfun Özdoğan, Osman Ekkazan, Abduş Gülsen, Hasan Zeybek, Hakan Taylan, Hüseyin Yörük, Mustafa Kılıç, Murat Naci Eryapıcı .

—BU HAFTA CHP, 4C KONUSUNU ELE ALDI…

Haber: Erdoğan AYAŞLI
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Babaeski İlçe Başkanlığı’nda her hafta Perşembe günü yapılan bir konu bir konuk toplantısında, bu hafta partililere “4 C konusu” anlatıldı.
Parti binasında yapılan toplantıda, konu ilgili bir sunum yapan Genel İş Trakya Şube Başkanı Alaaddin Öztürk, “Tekel işçilerinin sorunu artık halk sorunu olmuştur, 4-C uygulaması sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyet’inin vatandaşlarına reva gördüğü bir uygulama olamaz.” dedi.
Öztürk, konuşmasında ayrıca, Tekel işçilerinin her türlü zorluğa ve siyasal iktidarın her türlü baskısına karşı Ülkede 66 gündür onurlu bir şekilde direniş örneği gösterdiğini de belirtti.
İlçe Başkanı İrfan Altınel aynı zamanda yapılacak olan kadın kolları seçimleri hakkında partililere kısa bir değerlendirme yaptı.
Toplantı sonrası, Demokratik Sol Parti Babaeski İlçe Başkanlığı Üyeliğinden istifa eden Hakkı Tarım, yapılan törenle Cumhuriyet Halk Partisine üye oldu.
İlçe Başkanı İrfan Altınel, yapılan tören sonrası, Hakkı Tarım’ın yakasına, CHP’nin rozetini taktı.

18 Şubat 2010 Perşembe

TARLALARDA BALIK AVLANIYOR

Edirne iline bağlı İpsala ilçesinde Sel suları altında kalan çeltik tarlalarda balıkçılara gün doğdu. Tarlalarda balık avlanıyor.
Su alan tarlalarda balıkçılar balık avlıyorlar. Balıkçılar Derelerde suların artması ve taşması ile birlikte balıkların tarlalara çıktığını ve burada kayıklarla özellikle sazan balığı avladıklarını belirttiler
KAYNAK:www.ipsala.com

Yeni Yönetim iş başında

Cumhuriyet Halk Partisi Tekirdağ merkez ilçe başkanı Recep Ökten ve yeni yönetim medya ile bir araya geldiler. Seçimden sonraki ilk medya toplantısını kendi binasında gerçekleştiren merkez ilçe teşkilatı yeni yönetimi takdim ederken yaptıkları açıklama ile Ak Parti hükümetine de gönderme yaptılar.
Açıklamayı medyadan sorumlu avukat Gülşen Tufan yaptı. Açıklamasında: “Ülke gündemini şekillendirme ve değiştirme çabası içinde olanlar, yapay gündem konuları ile hareket ederek Türkiye Cumhuriyetinin ulusal çıkarlara dayalı politikalar ve çözümler üretmesine ve uygulamasına engel olmaktadır.
Demokratik açılım adıyla yapılmak istenen de budur. Bu açılım toplumda derin ayrışma ve gerginliklerin artmasını neden olmakta, sosyal ekonomik ve kültürel kalkınma programları ile çözülecek sorunların üzerini örtmekte ve ülkemizin ulusal ve uluslar arası düzeyde zarar görmesine, güç kaybetmesine neden olmaktadır.
DEMOKRASİDE ASIL YAPILMASI GEREKEN; YASAMA ERKİNİN ÇALIŞMASI SIRASINDA YÜRÜTMENİN, TOPLUMSAL KONULARA İLİŞKİN DÜZENLEMERDE DİĞER SİYASİ PARTİLER İLE UZLAŞARAK YASAMA FAALİYETİNE KATKI SAĞLAMAKTIR.
BU UZLAŞMA NEYİ SAĞLAYACAKTIR. DOKTORU, AVUKATI, TEKEL İŞÇİSİNİ VE DAHA BİRÇOK MESLEK GRUBUNU SOKAĞA DÖKMEYECEKTİR. ÇOCUKLARIN POLİSE TAŞ ATMASINI ÖNLEYECEKTİR.
AKP HÜKÜMETİNİN YAŞADIĞI SORUNLARI MAHKEMELERE TAŞIMASI VE BİRÇOK KARARA SİYASİDİR YAKLAŞIMI İLE YARGIYA OLAN GÜVENİ SARSMASI SÖZ KONUSU OLMAYACAKTIR.
DEVLETİN KURUMLARI İÇİNDE KARMAŞA OLMAYACAK VE BU KARMAŞADAN BEKLENTİLERİ OLAN GRUPLAR ORTADAN KALKACAKTIR. BU NEDENLE DEMOKRASİNİN UNSURLARINDAN BİRİ OLAN SİYASAL UZLAŞIYI SAĞLAMADAN, ÇAĞDAŞ, DEMOKRATİK, SOSYAL, HUKUK DEVLETİ OLUNMASI İMKÂNSIZDIR.
ANCAK GELİŞMELER GÖSTERMEKTEDİR Kİ AKP HÜKÜMETİNİN TOPLUMLA UZLAŞMA GİBİ ÇABASI YOKTUR. HER GEÇEN GÜN BİR BAŞKA TOPLUMSAL SINIF İLE TARTIŞMAKTADIR.
EMEKÇİLERİ SOKAKLARA DÖKEN, BİLİM ADAMLARINI, GAZETİÇİLERİ, DÜŞÜNÜRLERİ VE KENDİSİNİ AZ VEYA ÇOK ELEŞTİRENLERİ CEZAEVLERİNE ATAN VE İDDİANAME KARGAŞASI İÇERİSİNDE BIRAKAN, TÜRK ORDUSUNU YIPRATMAK ADINA NE GEREKİRSE YAPAN, BUNUN DIŞINDA KALAN TÜM VATANDAŞLARINI POLİS DEVLETİ YAKLAŞIMLARI İLE BASKI ALTINA ALMAYA ÇALIŞAN BİR HÜKÜMET SÖZ KONUSUDUR.
BU NEDENLE CUMHURİYET HALK PARTİSİ OLARAK; CUMHURİYET TARİHİ BOYUNCA KAZANDIĞIMIZ VE GURUR DUYDUĞUMUZ, DEĞER KATARAK BU GÜNE GETİRDİĞİMİZ ÜLKEMİZİN MADDİ VE MANEVİ DEĞERLERİNİ YOK PAHASINA SATAN, TALAN ETTİREN, AKP POLİTİKALARINDAN KURTARMAK ADINA TÜM GÜCÜMÜZLE MÜCADELEYE ETMEYE DEVAM EDECEĞİMİZİ KAMUOYUNA BİR KEZ DAHA SAYGILARIMIZ İLE BİLDİRMEKTEYİZ” dedi. Daha sonra yeni yönetimi tanıtan merkez ilçe başkanı ardından da medyanın sorularını yanıtladı.
Yeni yönetimde: RECEP ÖKTEN,SAVAŞ ERDEM, KEMAL URAL, AYGÜL UZEL, SÜLEYMAN MUTLU, GÜLŞEN TUFAN, HÜSEYİN YÖRÜKLER, PINAR GÜNER, VAHİT GÜLCAN, İSMAİL ÖZTÜRK, İSMAİL KAYAZ, İLKER YAĞCIOĞLU, RAMAZAN ARIKÖK, MEHMET CANVERDİ Görev alıyor. Merkez ilçe başkanı Recep Ökten nisan ayında bir piknik ile birlik ve beraberliğin içinde kaynaşma sağlayacaklarının yanı sıra aylık olarak basın toplantıları yapacaklarını deklare ederek, haziran ayında ki kurultay da tüzük değişikliğinin söz konusu olarak bir başkan yardımcısı söz konusu olabileceğini ifade etti. Medyanın soruları içinde il başkanlığı seçimleri için ne düşünüyorsunuz?
Sorusuna da “elbette ki bulunduğumuz yerden daha yükseğe çıtayı çıkarak uygun ekipler ve başkan parti tarafından seçilecektir. Hedefimiz 2011 seçimlerinde en az dört milletvekili çıkartmaktır” dedi.
KAYNAK.ÇORLU DEVRİM GAZETESİ

Çorlu’da Yakma Tesisi Kurulacak

Tekirdağ 3. Grup Çevre Belediyeler Katı Atık Bertaraf Tesisleri Yapma ve İşletme Birliği'nin (TEKKAB- 3) meclis toplantısı, Çorlu Belediyesi Meclis Salonu'nda gerçekleştirildi. Çorlu Belediye Başkanı Ünal Baysan, birlik üyelerine hitaben yaptığı konuşmada, daha önce yapılan hazırlıkları uygulamaya koyabilmek için gerekli adımların bir an önce atılması gerektiğini ifade etti.
Çorlu Belediye Meclis Üyesi Aynet Buyan, TEKKAB-3 Denetim Komisyonunun hazırladığı raporu okudu. Raporun oy birliği ile kabul edilmesinin ardından katı atık bertaraf sisteminin uygulanmasıyla ilgili görüşmelere başlandı. Birlik üyeleri yürütülecek çalışmalar konusunda fikir alışverişinde bulunurken, bu sistemin uygulanmasında başarılı olan örnek projeler de değerlendirildi.
Çorlu’nun Ulaş Beldesi’nde enerji sektöründe yatırımları bulunan Eren Holding’in temsilcileri de toplantıya katılarak hazırladıkları projeleri paylaştılar. Eren Enerji Yatırımlar Bölümü Proje Mühendisi Canan Aktaş, slayt gösterisi eşliğinde şirket bünyesinde hayata geçirmeyi planladıkları çöp yakma tesisini anlattı. Elektrik enerjisi üretiminde önemli yatırımları olduğunu ifade eden Aktaş, Ulaş’ta saatte 55 ton çöp yakma kapasitesine sahip bir tesis kurarak hem elektrik enerjisi üretmeyi, hem de önemli bir sorun haline gelen çöpleri sistemli bir şekilde bertaraf etmeyi amaçladıklarını belirtti. Üç yıl içerisinde Avrupa Standartlarında modern bir yakma tesisini kurarak hayata geçirmeyi hedeflediklerini ifade eden Aktaş, sanayi atıklarının yanı sıra evsel atıkların da toplanarak elektrik enerjisi üretiminde kullanılacağını söyledi.
Daha sonra TEKKAB-3 Birliği ve özel sektör işbirliğiyle yürütülebilecek çalışmalardan bahsedildi. Yapılacak çalışmaların projelendirilerek yeniden değerlendirilmesi kararlaştırıldı.

Altan Lök açıkladı “Saros’da Uygulanacak Yapay Resif Projesi Türkiye’nin en geniş kapsamlı projesi olacak” dedi.

Erikli’de ESTAB (Edirne Saros Turizm Altyapı Hizmet Birliği tarafından uygulanması düşünülen yapay resif Projesi konusunda çalışmalarda bulunmak üzere Erikli’ye gelen Kadıköy Su Araştırma Merkezi Eğitmeni ve Proje Gönüllü Danışmanı Savaş Yapman ile İzmir Ege Üniversitesi Sualtı Araştırma ve Uygulama Merkezi’nden Prof.Dr. Altan Lök, Yardımcı Doçent Dr.Ali Ulaş,Araştırma Görevlisi Aytaç Özgül ve İbrice Dalış Merkezi Eğitmeni Ahmet Uz dün (18.02.2010) Erikli’de bir basın toplantısı düzenlediler.
İşçimen Hotel’de düzenlenen ve saat 11.00’de başlayan toplantıda ilk olarak konuşan Lök, çalışmalarla ilgili bilgi vererek şunları söyledi.
“Yapay Resif Projeleri yasal bir çerçevede yürümek zorundadır. Biz burada iki günden beri çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Öncelikle balıkçılık kooperatifi, belediye başkanları ve dalış kulüpleri harita üzerinde potansiyel yapay resif atılabilecek alanları belirledik. Ondan sonra bu alanlara dalış yaparak bu yerlerin uygunluk durumlarını gözlemledik. Tabi bu projede tek bir ayak yok. Proje kapsamında 3 farklı konu ele alınıyor. Birinci konu balıkçılara yönelik balıkçılık amaçlı yapay resif, ikinci amaç dalış turizmine yönelik açık ve kapalı tarih müzesi düşüncesi var. Bir de dalıcılara yönelik uçak ve gemi batırılması projesi var. Uçak gemi konusunda hemen akla gelen soru şu uçak ve geminin kullanılmasında yine bakanlığın istediği bir temizlik süresi var. Yani böyle buradan herhangi bir gemi veya uçak alınıp küt diye batırılmıyor, batırılmıyor da. Gemi kendi gövdesi kalmak üzere parçalanıyor. Makine ve plastik malzemeler sökülüyor, uçak da aynı şekilde tüm kirleticilerden temizleniyor. Sonra bakanlıktan bir görevli gelip batırılacak gemi ve uçağı inceliyor. Yani kamuoyunda bazen şu kanı oluşuyor hani gemi veya uçak alınıyor bir çöp ve hurda yığını gibi denize atılıyor. Bu böyle değildir. Zaten öyle atılsa dalıcılar dalmaz her tarafından yağ ve yakıt çıkan bir tekneye kimse dalış yapmaz. Biz arkadaşlarımızla birlikte bunların batırılacağı yerleştirileceği yerlerin tespiti için 7 nokta belirlemiştik.7 noktaya dalış yaptık, burada biz o noktanın çeşitli verilerini belirledik. Aynı anda da yukarıda bir cihazla suyun tüm katmanlarındaki değerleri de tespit ettik. Bu 7 noktadan sadece bir dalış noktası uygun çıkmadı diğer 6 nokta tüm amacımıza hizmet edecek durumda. Su parametlerini İzmir’le karşılaştığımızda oksijen seviyesi çok yüksek çıktı. Deniz canlıları açısında bu veriler çok önemli. Saros apayrı bir ekosistem bu ekosistemi korumamız gerekiyor.Çünkü böyle yerler çok az kaldı. Saros’a kıyı olan yerel yönetimler sivil toplum örgütleri halk bu tür yerlere sahip çıkmalı. Bu tür projeler bu bölgenin tanınması, bu bölgenin ekosisteminin biyolojik zenginliğinin tanınması da sağlanacak. Böylece bu proje kamuoyu tarafından daha çok destek görecektir. 3 ayaklı bu projeden önce biz bir rapor hazırlayıp bu proje için Ankara’ya izin talebinde bulunacağız. Ben bu izin talebinin 2 ay içersinde cevaplandırılacağını ve projenin onaylanacağını bekliyorum. Bu süreçte Savaş Yapman hocamız çalışmalara devam edecek. Projenin tamamlanması yerel yönetimlerin halkın ve bölgenin ve sponsorların desteğine bağlı. Ama burada bizim gördüğümüz kadarıyla çok iyi bir heyecan ve potansiyel yaratılmış proje ile ilgili olarak bu da çok güzel. Proje öncelikle açık Tarihi Su altı Müzesinden başlayacak. Onun yanında parelel balıkçılığa yönelik resif çalışması ve bir yandan da batık için gerekli çalışmalar yürütülecek. Zaten bu konuda başvurular yapılmış bazı ilişkişler devam ediyor. Bu projeye yakın projelerin tamamlanması 2 ya da 3 yıl sürdü. Bu proje Türkiye’de yürütülen bu tür projeler içersinde en kapsamlı ilk projedir. O nedenle bu kadar kapsamlı bir projenin tamamlanması tabi ki biraz zaman alacaktır. Eğer bu proje iyi bir destek alınırsa 2 yıl içersinde bitirilebilir. Bu işler aslında çok karmaşık işler gibiymiş görünüyor ama aslında karmaşık işler değil sadece organizasyonun doğru yürütülebilmesine bağlı”
Lök’ten sonra söz alan Savaş Yapman bu projenin 400 bin dolarlık bir proje olduğunu belirterek “Biz bunun büyük bir bölümünü sponsorlarla karşılayacağız. Bölge kaynakları ne kadar bir katkı sağlar bunu bilemiyoruz. Bu yıl projenin %50’sini bitirmeyi hedefliyoruz. Bizim asıl amacımız Saros Körfezi’nin bilimsel araştırma merkezi olmasını hedefliyoruz. Yapay Resif’in ardından bölgedeki canlıların gelişimini takip edeceğiz. Bu projede ayrıca Çanakkale Savaşlarını Saros’un altındaki Tarihi Sualtı Müzesi’nde yaşatmak istiyoruz. Bu yıl içersinde Erikli’ de Ulusal ve Uluslar arası Su Fotoğrafları Yarışması düzenlemek istiyoruz. Biz 2 ay süre içersinde balıkçılığa yönelik balıkçılığı geliştirecek Yapay Resif imalatına da başlamayı hedefliyoruz. 18 Mart tarihine kadar da projemizin açılışını yapmak istiyoruz. Ben 12 yıl Saros’da dalış yapan biri olarak bu projeye gönüllü olarak destek veriyorum. ESTAB ve Keşan Belediye Başkanımız Mehmet Özcan, Mecidiye Belediye Başkanımız Recep Çınar ve Su Ürünleri Kooperatifi Başkanımız Selahattin Gürselli’nin destekleri de çok önemlidir. Bu projenin tamamlanmasından sonra artık yurtiçi fuarlara değil yurtdışı fuarlara katılarak Saros’u tanıtmamız gerekecek. Çünkü yabancıları da bu proje ile bölgemize çekeceğiz. Biz buraya yapılacak Tarihi Sualtı Müzesi’nde Çanakkale Savaşı’ndaki gemilerimizin isimlerini de yaşatmayı hedefliyoruz. Biz bu tarihi sembolik de olsa yaşatmak istiyoruz. Bu çalışmada Çanakkale Savaşları’nın fotoğraflarına da yer vereceğiz. Dalış yapan kişi burada bu sergiyi gezip görebilecek” dedi.
HABER VE FOTO:RECEP KARAGÖZ

KÖY MUHTARLARI BİLGİLENDİRİLDİ

Lüleburgaz Hürfikir Gazetesi
Kırklareli Valisi Cengiz Aydoğdu’nun direktifleri doğrultusunda, Halk Eğitim Merkezi ve ASO Müdürlüğü’nde Köy Muhtarlarını bilgilendirmeye yönelik “İmar Kanunu ve Uygulamaları” konulu toplantı düzenlendi.
Köy Muhtarlarını Bilgilendirme Toplantısında açılış konuşmasını yapan Vali Aydoğdu, bu toplantının amacının ilk olarak köy muhtarları ile tanışma, Köy muhtarlarının sıkıntılarını ve isteklerini birebir dinleyerek çözüm yolu bulmak olduğunu belirterek;
“Muhtarlarımız ile kalabalıkta yaptığımız ilk toplantı. Muhtar, hepinizin bildiği gibi doğar doğmaz karşılaştığımız ilk devlet yüzüdür. Evimizden çıkar çıkmaz karşılaştığımız, devletin ilk kapısıdır, devlete ait ilk simadır ve önemlidir. Bizim idari sistemimizde şöyle bir sıralama yapmak adet olmuştur;Muhtar, Vali, Cumhurbaşkanı. Devletin böyle 3 temel, rükü diyebileceğimiz, milletin devleti gördüğü fotoriteler anlamında muhtarlar kanununun, köy kanununun, köy ve mahalle muhtarları ile ilgili düzenlemelerin başlangıcında muhtarların tutuklama yetkisi vardı biliyorsunuz. Şuanda daha çok muhtarların kamu hizmetinin takibinde vatandaşa intikalinde, devlet otoritesinin vatandaşa duyurmak istediği vatandaşla iletişim halinde bulunmak istediği noktalarda, muhtarlıklar hayati bir öneme haiz. Bunların hepsini biliyorsunuz. Kişi bazen kendi bulunduğu yerin çok fazla kalınca oradaki önemini unuturuz.
Sorumluluklarımızı, mesuliyetimizi, birbirimize sık sık hatırlatılması icap eder. Bu ciddiyeti zaman zaman bulunduğumuz yerlerin aslında ne kadar zor olduğunu, birbirimize hatırlatmamız lazım ve ne kadar şerefli olduğunu. Çünkü, devletin mahallede, köyde görünen yüzüsünüz.
Bu toplantıyı düzenlemekteki birinci maksadımız; sizlerle tanışma mahiyetinde. İlinize atanalı altı ayı geçti. Bir ilk toplantı olması. İkincisi de; Özel İdaremizin, Jandarmamızın ve bazı daire amirlerimizin sizlere duyurmak istedikleri konular. Esasen biz Pınarhisar ve Vize İlçemizde, İlçelerin İhtiyaç ve Sorunları konulu toplantılarımızı yaptık. Bu toplantıları bütün ilçelerimizde devam ettirip sizlerle bir araya geleceğiz. Bu daha çok bir tanışma, sizlerin bizlerden çok acil olarak istediklerinizi ve sormak istediklerinizi dinlemek.
Burada Özel İdarenin İmar ile bazı konuları, Jandarmanın bazı konuları hakkında sizlerle istişare edip bilgilendireceğiz. Toplantımızın hayırlı ve faydalı olmasını temenni ediyorum” dedi.
Toplantıda ilk bilgilendirme konuşmasını yapan Kırklareli İl Jandarma Alay Komutanı Albay Mehmet Yiğit, asayiş yönünden çok sakin olan Kırklareli’nde asayiş olaylarının hiç olmaması için ellerinden gereken ne geliyorsa yapıldığını, bu çalışmalara köy muhtarlarının da destek vererek daha da iyi çalışmalara imza atılabileceğini belirtti.
Toplantıda İl Özel İdaresi İmar ve Kentsel İyileştirme Müdürü Osman Yeter Somer, İmar Mevzuatı ile ilgili köy muhtarlarını bilgilendirdi.
İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Raif Kelep’te yaptığı konuşmasında İl Özel İdaresinin köylere yönelik yapılabilecek hizmetleri aktararak, özellikle köy muhtarlarının hizmet anlayışı konusunda çok duyarlı olmalarını belirtti
Köy Muhtarlarını Bilgilendirme Toplantısına, Vali Cengiz Aydoğdu başta olmak üzere, Vali Yardımcıları İsmail Gültekin, Taceddin Özeren, İl Jandarma Alay Komutanı Albay Mehmet Yiğit, İl Emniyet Müdürü M. Behzat Canbazoğlu, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Raif Kelep Kurum Müdürleri ve çok sayıda muhtar katıldı.

Üstünkol’dan vergi mükelleflerine uyarı

Lüleburgaz Hürfikir Gazetesi
Kırklareli SMMM Odası başkan Burhan Üstünkol iş dünyası ve diğer vergi mükelleflerini, sahte ve yanıltcı belge kullanımına karşı mücadele çerçevesinde Ba ve Bs formların her ay gönderilmesi konusunda uyardı.
Üstünkol, yaptığı açıklamada; “Gelir İdaresi Başkanlığı, sahte ve yanıltıcı belge kullanımına karşı mücadele çevresinde, 2008 başından itibaren, daha önce yılda bir kez istediği Ba (alış fatura ve benzeri belgeler için) ve Bs formlarının (satış faturası ve benzeri belgeler için) her ay gönderilmesi istenmektedir. Formların verilme süresi, 04 Şubat 2010 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğ ile 5 gün kısaltılmıştır. Daha önce, takip eden ikinci ayın 5 ‘ine kadar verilebilen formların teslim tarihi izleyen ayın sonuna çekilmiştir.
İrsaliyesini kestiğimiz mal satışlarınınız için: 7 gün içinde fatura düzenlemek, hizmet satışları için; fatura düzenleyerek alıcıya vermek zorundasınız.Bizlere ‘zamanında’ intikal eden belgeler için beyanname ve bildirimler, daha önce olduğu gibi, süresinde yapılacaktır. Ancak, 3065 Sayılı KDV Kanunun 29/3 maddesine göre, “Takvim yılı aşılmamak kaydı ile mükelleflerin aşılmış oldukları fatura ve benzer evraklardaki KDV’lerini indirim hakkı” olmasına karşın. Ba ve Bs formlarının düzeltilmesinden dolayı ceza uygulanması sizleri zor durumda bırakacaktır. Düzeltme işlemi için süreye bağlı olarak ceza kesilecektir.
Ba- Bs formlarının süresinde hiç verilmemesi halinde; 2010 yılında her ay için 1.000- TL Özel Usulsüzlük cezası kesilmektedir” dedi.
Açıklama şu şekilde sürdü: “Bildirimlerin süresinde verilmesi koşulu ile ilk gün içinde düzeltme yapılırsa ceza uygulamayacaktır. Ancak 10 günü takip eden 15 gün içinde verilirse ceza 500- TL olarak uygulanacaktır. Uygulamanın muhatabı olan Siz değerli müşterilerimiz, zaman zaman sizin dışınızdaki gelişmeler nedeniyle, ticari yaşamda karşılaşılması muhtemel olumsuzluklar ve bazen de bürokratik sürecin ağır işlenmesi nedeniyle evraklarınızı geciktirebiliyorsunuz. Süresinden sonra gelen evrakların düzeltme beyannamesi ve düzeltme bildirimleri ile idareye daha sonra da verileceğini savunan 80 bin muhasebe mesleği mensubunun temsilcileri olarak açıkça belirtiyoruz:Bürolarımıza ve firmalardaki muhasebe departmanlarına, yasalarla belirlenen sürelerde intikal etmeyen evraklardan dolayı meslek mensuplarımızın sorumlulukları bulunmaktadır”

CHP’DE TABAN HAREKETİ

Lüleburgaz CHP’den birlik beraberlik yemeği
Lüleburgazlı Cumhuriyet Halk Partiler (CHP) düzenlediği yemekte dostluk ve birliktelik mesajları verildi.
HABER VE FOTO: Fırat ÇALIŞKANLüleburgaz Hürfikir Gazetesi
Lüleburgazlı CHP’liler düzenlenen birlik beraberlik gecesinde bir araya geldi.
DSİ tesislerindeki yemeğe, Lüleburgaz Belediye Başkanı Emin Halebak, Belediye Başkan yardımcısı Hüseyin Kırcıoğlu, CHP’li Belediye Meclis üyeleri Koray Şentürk, Murat Gerenli, Tanjuı Göktaş, Öner Çavaş, CHP ilçe delegeleri ve üyeleri katıldı.
Yemekte katılımın yüksek olması dikkatlerden kaçmazken, burada meclis üyeleri, delegeler ve üyelerle birlikte olmanın mutluluğunu yaşadığını söyleyen Lüleburgaz Belediye Başkanı Emin Halebak “Örgütümüzle birlik ve beraberlik içinde olmamız bizleri mutlu ediyor. Örgütümüzle bundan sonra ki süreçte daha verimli çalışmalar yapacağımıza inanıyorum. Bundan sonraki süreçlerde örgütümüzle birlikte daha organizeli ve planlı çalışmalar yapacağız. Gençlik kollarımızı bundan sonraki siyasi atmosferimizde daha aktif görmek için kendi siyasi tecrübelerimizle desteklememiz gerekiyor. “dedi.
Yemekte bir açıklama yapan Lüleburgaz Belediye Meclis üyesi Tanju Göktaş; “Bu iktidar gidicidir. Ankara’ya Cumhuriyet Halk Partisi bayrağını dikmeye ve Sayın Genel Başkanımız Deniz Baykal’ı Başbakan yapmaya hep birlikte örgütümüzle yapacağız” dedi.
Göktaş sözlerine şöyle devam etti. “Bu yemeği örgütümüzün birlik ve beraberlik içinde olduğunu göstermek için düzenledik. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak Lüleburgaz’da örgütlülüğün ve birlikteliğin en iyi örneğini vereceğiz. Önümüzde genel seçimler var. Bundan sonraki hedefimiz örgütümüzle birlikte hem Lüleburgaz’da hem Kırklareli’nde ve hem de Türkiye’de partimizi iktidara taşımak olacaktır. Cumhuriyet Halk Partisi örgütüyle bu iktidarın sultasını yıkacak ve sosyal demokrat iktidarın bayrağını tüm ülkemizde dalgalandıracak” diye konuştu.
Gecede birlik beraberlik mesajları verilirken, bir arada olmak amacıyla düzenlenen toplantının her ay tekrarlanmasının düşünüldüğü ve bir sonraki toplantının CHP’li milletvekillerinin de katılacağı öğrenildi.

Yerli esnafa destek

HABER VE FOTO: Fırat ÇALIŞKAN
Kırklareli iline bağlı LüleBurgaz ilçesinin Düğüncübaşı Dramalılar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, yerli esnafın korunması için üyelerine yerli esnaftan alışveriş yapmayı cazip kılmak için esnafla alışveriş anlaşması yapma kararı aldı.
Yaklaşık 250 üyesi bulunan Düğüncübaşı Dramalılar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği çeşitli işkollarında faaliyet gösteren en az 100 esnafla anlaşma yapmayı planlıyor.
Konu ile ilgili bir açıklama yapan dernek yönetim kurulu üyesi Yılmaz Özetlin, “1995 yılında acele bir kararla altyapısı hazırlanmadan imzalanan Gümrük Birliği Anlaşması’nın yerli esnafı yabancı firmalarla rekabet etme konusunda zor durumda bıraktı. Buna bir de adına Global Kriz dedikleri krizin etkilerinin çıktı ve bazılarına göre bizi teğet geçtiği söylenen kriz, bize göre ise bağrımızı delip geçti. Uluslararası alışveriş ve gıda devleri ile rekabet etmeyi bıraktık, onlara karşı ayakta kalmaya çalışan yerli esnafla Alışveriş Anlaşması imzalamayı kararlaştırdık. Umarız diğer dernek ve kurumlarda, bunu örnek alır böyle bir başlangıçta imza atarlar ve esnafımıza bir moral olur” dedi.

İKİ KİTAPTA BENZERLİK

Marc Levy’nin yeni kitabı Birbirimize Söyleyemediğimiz Onca Şey kitapevlerinin raflarında yeni aldı. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de büyük bir okur kitlesine ulaşan Levy’nin yeni kitabıyla da okurların beğenisini kazanacağına kesin gözüyle bakılıyor.
Geçen yıllarda Türkiye’yi ziyaret eden Levy’nin yayınlanan kitapları arasında Sonsuzluk İçin Yedi Gün, Sizi Tekrar Görmek, Özgürlük İçin, Neredesin, Keşke Gerçek Olsa, Gelecek Sefere, Dostlarım Aşklarım bulunuyor. Yeni kitabın Fransızcadaki özgün adı “Toutes ces choses qu'on ne s'est pas dites”. Türkçe’deki karşılığı “Size Söylenmedi Tüm Bu Sözler” olan kitap Can Yayınları tarafından “Birbirimize Söyleyemediğimiz Onca Şey” başlığıyla yayınlandı. Yayıncının bu tercihi Epsilon Yayınevi’nin alt markası Sepya tarafından geçtiğimiz Ağustos ayında yayınlanan Ramis Çınar’ın Söylenmemiş Sözler adlı romanını çağrıştırıyor. Söz konusu anlam benzerliğinin tesadüf olup olmadığı ise merak konusu.
Konu ve içerik olarak oldukça farklı olan bu iki kitabın isim haricinde başka ortak yönleri de var. Birbirimize Söyleyemediğimiz Onca Şey’de romanın başkişisi Julia’nın babasının ölümünden sonra yaşadığı iç hesaplaşma anlatılırken, Söylenmemiş Sözler ise terk edilmiş bir sevgilinin on beş yıl aradan sonra ilk gözağrısına rastlaması üzerine kurulu. Aynı durum kitapların arka kapak yazıları için de geçerli. Bunları siz okurlarımızla paylaşıyoruz.
BİRBİRİMİZE SÖYLEYEMEDİĞİMİZ ONCA ŞEY – MARC LEVY
Arka Kapak
Düğününden birkaç gün önce, Julia babasının sekreterinden bir telefon alır. Önemli bir iş adamı olan babası Anthony Walsh törene katılamayacaktır. Her zaman mesafeli ve sorunlu bir ilişkileri olduğundan, Julia bu habere pek de şaşırmaz, ancak bu kez babasının mazereti haklıdır: Anthony Walsh ölmüştür.
Cenazenin ertesinde onu bekleyen bir sürpriz daha vardır. O güne kadarki en tuhaf seyahatine çıkacaktır; üstelik hiç düşünmediği biriyle ve on sekiz yıl önce kaybettiği başka birine doğru. Julia'nın, söylenememiş gerçekler, itiraf edilememiş sırlarla dolu geçmişi yaşamına yeni bir yön vermesine izin verecek midir? Babasının ve Tomas'la yarım kalan ilişkisinin açtığı yaralar onu nerelere savuracaktır?
SÖYLENMEMİŞ SÖZLER – RAMİS ÇINAR
Arka Kapak
"Sana söylemek isteyip de söyleyemediğim o kadar çok şey var ki; bunları anlatmaya kalksam nereden başlayacağımı bilemem.”
Söylenmemiş Sözler roman kahramanının bu sözleriyle başlıyor. Hırslı ve başarılı bir reklamcı olan Sezgin bir sabah işe giderken kendisini yıllar önce terk eden ilk gözağrısı Meltem'e rastlar. Aradan uzun yıllar geçmesine ve mutlu bir evlilik sürdürmesine rağmen onu unutamamıştır. Bu beklenmedik karşılaşmayı izleyen günlerde karşı koyamadığı bir istekle Meltem'i uzaktan uzağa takip etmeye başlar. Bir süre sonra onun karşısına çıkma cesareti gösterir. Meltem de ona hiç ummadığı bir yakınlık gösterir ve Sezgin tanışmalarından itibaren içinde kalanları açığa dökmeye başlar. Bir yandan yeni yetmelik dönemlerinden itibaren yaşadıklarını gözden geçirirken bir yandan da anıların da önemli bir yer edinen kadını yeniden tanıyacak, ne var ki karşısında bambaşka birini bulacaktır...
sağ üst köşede yer alan Önceki kayıtlar'a tıklayarak geçmiş haberlere ulaşabilirsiniz...