Tekirdağ’da otobüs şoförlüğü yaparak ailesine bakan 46 yaşındaki Hüseyin Asamaz, 6,5 yaşında sürekli kanaması olan Sevgi Sedef ismindeki kızını önce Tekirdağ’daki hastanelerde tedavi etmek istedi.
Bir süre Devlet Hastanesinde tedavi olan 12 yaşındaki Sevgi Sedef Asamaz, daha sonra İstanbul Çapa Tıp Fakültesine sevk edildi. Çapa’da 2008 yılına kadar tedavi süreci yaşayan küçük kızın hastalığına teşhis konulamadı.
Çapa 2008 yılında küçük Sedef’e ‘akciğer kanseri’ teşhisi koydu. İddialara göre, Çapa Tıp Fakültesi kanser teşhisinin ardından küçük kızı tedavi etmeyerek hastaneden çıkardı. Şoför Hüseyin Asamaz, kızını 1,5 yıl boyunca Ankara’daki hastanelerde tedavi ettirdi. 2009 yılının ilk aylarında teşhisin konulduğu Çapa tıp Fakültesine kabul edilen Sevgi Sedef Asamaz, 13 gün süreyle ışın (radyoterapi) tedavisi gördü. Sevk olduğu Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 2,5 yıllık tedavi süresinin ardından akciğer kanseri olduğu tespit edilen 12 yaşındaki küçük kız, bir süre radyoterapi tedavisi gördükten sonra hastaneden çıkarıldı. Evinde aniden rahatsızlanan küçük kız yeniden başvurduğu Çapa Tıp Fakültesine alınmayınca Tekirdağ Devlet Hastanesi’nde getirildi.
Baba Hüseyin Asamaz, ışın tedavisinin ardından hastanenin kızını eylül ayında taburcu ederek evine yolladığını söyledi. Aralık ayının başında kızının evinde fenalaştığını ifade eden baba Asamaz, hemen Tekirdağ Devlet Hastanesine geldiklerini anlattı.
Gözü yaşlı baba Asamaz, “Aralık ayının 3’ncü kızımı ambulans ile Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’ne diye yola çıkardık. Çapa kabul etmemiş, başka bir hastaneye götürdüler. Orada da küçükler için yoğun bakım olmadığı için tekrar Tekirdağ’da II. Kısım Devlet Hastanesine geri geldik. Tekirdağ Devlet Hastanesi Başhekimi Cengiz Becerir bizi hastaneye kabul etti. Ama burası bir kanser hastanesi olmadığı için çocuğum burada yeterli tedavi göremiyor” dedi. Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’nin kızının hastalığı ile ilgili her şeyi bildiğini ifade eden baba Hüseyin Asamaz, hastanenin kanserli kızı için riske girmek istemediğini ve hastaneye almadığını öne sürdü.
Tekirdağ’da doktorların her gün Çapa’yı aradığını kaydeden Hüseyin Asamaz, “Benim kızım 12 yaşında akciğer kanseri. Hastalığı başka yerlere de sıçramış durumda. Kızımın Çapa tıp Fakültesi’nde tedavi edilmesi gerekiyor.
Çapa, kızım kanser hastası olduğu için riske girmek istemiyor. Ölecek diye mi düşünüyor, ne yapıyor biliyorum ama kabul etmiyor” dedi.
Tekirdağ’da Nurettin Ekmekçioğlu İlköğretim Okulu 5’nci sınıfta okuyan kızının hayat dolu olduğunu anlatan gözü yaşlı baba, kızının her geçen gün eridiğine şahit olduğunu söyledi.
Kızının ardından güçten düştüğünü ifade eden çaresiz baba Hüseyin Asamaz, “Sedef’imi 28 Kasım’da hastaneye getirdiğimde 52 kiloydu, 45 günde benim kızım 30 kiloya kadar düştü.
O zaman Çapa kızımı kabul etseydi, benim kızım tedaviye karşılık verecekti. Ama bugünden sonra tedavi de olmayabilir çünkü güçten düştü” diyerek feryadını dile getirdi.
Asamaz ailesinin ikinci çocuğu olan Sevgi Sedef Asamaz’ın hastalığı annesi Saime Asamaz’ı da perişan etti. Hastanelerde bile başından ayrılmadığı kızının her geçen gün erimesini izlediğini anlatan gözü yaşlı anne, “Bir anne için kızını bu halde çaresiz görmek ne bilir bilemezsiniz.
Yanındayız ama bir şey yapamıyoruz en çok bu bizi üzüyor. Hastanede kabul etmiyor. Devlet Hastanesi’nde de kanser tedavisi yok, serumla, oksijenle vakit geçiriyorlar” dedi.
KAYNAK:ÇORLU DEVRİM GAZETESİ
Bir süre Devlet Hastanesinde tedavi olan 12 yaşındaki Sevgi Sedef Asamaz, daha sonra İstanbul Çapa Tıp Fakültesine sevk edildi. Çapa’da 2008 yılına kadar tedavi süreci yaşayan küçük kızın hastalığına teşhis konulamadı.
Çapa 2008 yılında küçük Sedef’e ‘akciğer kanseri’ teşhisi koydu. İddialara göre, Çapa Tıp Fakültesi kanser teşhisinin ardından küçük kızı tedavi etmeyerek hastaneden çıkardı. Şoför Hüseyin Asamaz, kızını 1,5 yıl boyunca Ankara’daki hastanelerde tedavi ettirdi. 2009 yılının ilk aylarında teşhisin konulduğu Çapa tıp Fakültesine kabul edilen Sevgi Sedef Asamaz, 13 gün süreyle ışın (radyoterapi) tedavisi gördü. Sevk olduğu Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 2,5 yıllık tedavi süresinin ardından akciğer kanseri olduğu tespit edilen 12 yaşındaki küçük kız, bir süre radyoterapi tedavisi gördükten sonra hastaneden çıkarıldı. Evinde aniden rahatsızlanan küçük kız yeniden başvurduğu Çapa Tıp Fakültesine alınmayınca Tekirdağ Devlet Hastanesi’nde getirildi.
Baba Hüseyin Asamaz, ışın tedavisinin ardından hastanenin kızını eylül ayında taburcu ederek evine yolladığını söyledi. Aralık ayının başında kızının evinde fenalaştığını ifade eden baba Asamaz, hemen Tekirdağ Devlet Hastanesine geldiklerini anlattı.
Gözü yaşlı baba Asamaz, “Aralık ayının 3’ncü kızımı ambulans ile Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’ne diye yola çıkardık. Çapa kabul etmemiş, başka bir hastaneye götürdüler. Orada da küçükler için yoğun bakım olmadığı için tekrar Tekirdağ’da II. Kısım Devlet Hastanesine geri geldik. Tekirdağ Devlet Hastanesi Başhekimi Cengiz Becerir bizi hastaneye kabul etti. Ama burası bir kanser hastanesi olmadığı için çocuğum burada yeterli tedavi göremiyor” dedi. Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’nin kızının hastalığı ile ilgili her şeyi bildiğini ifade eden baba Hüseyin Asamaz, hastanenin kanserli kızı için riske girmek istemediğini ve hastaneye almadığını öne sürdü.
Tekirdağ’da doktorların her gün Çapa’yı aradığını kaydeden Hüseyin Asamaz, “Benim kızım 12 yaşında akciğer kanseri. Hastalığı başka yerlere de sıçramış durumda. Kızımın Çapa tıp Fakültesi’nde tedavi edilmesi gerekiyor.
Çapa, kızım kanser hastası olduğu için riske girmek istemiyor. Ölecek diye mi düşünüyor, ne yapıyor biliyorum ama kabul etmiyor” dedi.
Tekirdağ’da Nurettin Ekmekçioğlu İlköğretim Okulu 5’nci sınıfta okuyan kızının hayat dolu olduğunu anlatan gözü yaşlı baba, kızının her geçen gün eridiğine şahit olduğunu söyledi.
Kızının ardından güçten düştüğünü ifade eden çaresiz baba Hüseyin Asamaz, “Sedef’imi 28 Kasım’da hastaneye getirdiğimde 52 kiloydu, 45 günde benim kızım 30 kiloya kadar düştü.
O zaman Çapa kızımı kabul etseydi, benim kızım tedaviye karşılık verecekti. Ama bugünden sonra tedavi de olmayabilir çünkü güçten düştü” diyerek feryadını dile getirdi.
Asamaz ailesinin ikinci çocuğu olan Sevgi Sedef Asamaz’ın hastalığı annesi Saime Asamaz’ı da perişan etti. Hastanelerde bile başından ayrılmadığı kızının her geçen gün erimesini izlediğini anlatan gözü yaşlı anne, “Bir anne için kızını bu halde çaresiz görmek ne bilir bilemezsiniz.
Yanındayız ama bir şey yapamıyoruz en çok bu bizi üzüyor. Hastanede kabul etmiyor. Devlet Hastanesi’nde de kanser tedavisi yok, serumla, oksijenle vakit geçiriyorlar” dedi.
KAYNAK:ÇORLU DEVRİM GAZETESİ
ataturk14vh7.jpg)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder