Tarım sigortası kapsamında Tekirdağ ilinde zarar gören çiftçilerimize yönelik yapılacak hasar ödemeleri çerçevesinde Tekirdağ İl Genel Meclisi toplantı salonunda temsili çek verme töreni gerçekleştirildi.
Törene katılan Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr.Ramazan KADAK tarım sigortaları ile ilgili bilgi verdi. KADAK yaptığı konuşmada; nüfusumuzun yaklaşık yüzde 25 i tarım sektöründe çalışıyor ve sanayiye önemli hammadde tedarik ediyor. Ödemeler dengesi, gayri safi milli hâsılaya ve ihracata önemli katkısı var. Tüm ulusumuzun gıda ihtiyacı bu sektörden karşılanıyor. Son söylediğim Tarım sektörünün önemini ortaya koyuyor. Toplumların gıda ihtiyacı sebebiyle geçmişte savaşlar yaptığını, göç etmek zorunda kaldığını hepimiz biliyoruz. Tarım bilindiği üzere meteorolojik riskler altında yapılıyor. Olumsuz şartlarla karşı karşıya olan bu sektörün sürdürülebilir olması için özellikle gelişmiş ülkeler risk transfer sistemleri geliştirmişler. İşte ülkemizde bu konu 1930 lu yıllardan beri dile getirilmiş. Bunun finansal açıdan karşılanabilmesi için ciddi anlamda finansmana ihtiyaç olduğu çok açık. Bu konu gündeme geldiğinde hükümetler bu yükün altında kalamayız anlayışıyla 1957 yılına kadar uygulamadan uzak durmuşlar. 1957 de uygulamaya başlanan sigorta uygulamasında sadece doluya karşı sigorta imkânı sunulmuş. Çok köklü bir sistem uygulanamadığı için 2005 yılına kadar bu konuda ciddi bir ilerleme sağlanamamış. 2005 yılının 21 haziranında 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu çıkartılabilmiş. Daha sonra bu kanuna istinaden Tarım Bakanlığı 16 Ocak 2006 tarihinde Tarım Sigortaları Havuzu oluşturulmuştur. Bu havuz bir kamu havuzudur. Çiftçilerden sigorta poliçeleri düzenlenirken ücretlerin yarısı talep ediliyor. Diğer yarısını Tarım Bakanlığı bütçesinden devlet karşılıyor. Türkiye nin en ücra köşesinde dijital ortamda poliçe düzenleyebilecek altyapıyı oluşturduk. Bunu oluştururken Trafik Sigortaları Sisteminin alt yapısını kullanarak, belli bir ücret ödemek suretiyle kiraladık. 1 yıl sonra da kendi bilgi işlem altyapımızı oluşturduk. Sigorta sitemi, 2006 yılında bitkisel ürünlerde dolu riski sigorta kapsamına alınarak başladı. Sigorta sisteminde biz bir paket yaparak yapılan sigortanın sadece dolu riskini değil aynı zamanda yangın, heyelan, fırtına ve hortum risklerini de kapsayacak şekilde dolu sigortası altında tek poliçeyle çiftçilerimize uyguluyoruz. Ancak, don felaket tarzında bir risk olduğu için ilk sene sadece gelişmişlik sıralamasına göre az gelişmiş olan 90 ilçemizde pilot olarak başladık. 2007 yılına geldiğimizde uluslar arası piyasada bu riski üstlenen firmalarla anlaşmak suretiyle ülkemizde tüm meyvelerde don riskini de kapsama aldık. 2007 yılında ayrıca su ürünlerinde her türlü kaza ve ölüm riskini sigorta kapsamına aldık. Bu arada soy kütüğüne kayıtlı süt inekleri de kapsam dahilinde. Kapalı kümeslerde üretim yapan ve biyo-güvenlik ve hijyen tedbirlerini almış kümeslerde yetiştirilen kanatlıların da her türlü hastalık ve tedbirlerini de kapsama almıştık. 2010 yılında sel ve su baskını riskini de sigorta kapsamına alma noktasına geldik. Geçtiğimiz günlerde yaşanan sel felaketi sebebiyle Tekirdağlı çiftçilerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Türkiye de sigorta geçmişiyle ilgili verilere baktığımızda; 2006-2007-2008-2009 yıllarında toplamda 3,5 milyon dekar araziyi sigorta yapmışız. Bunun için 277 trilyon TL para toplanmış. Bu rakamın yarısı çiftçilerden toplanmış. Çiftçiden toplanan 138 trilyona karşılık 180 trilyon ödeme yapılmış. Tekirdağ da ise 2009 yılında 34 bin 482 poliçe düzenlenmiş. Bu rakamla Tekirdağ İli Tarım Sigortası kapsamında birinci sırada görünüyor. Ödenilen prim 3,8 trilyon TL. Yani 1,9 trilyonu çiftçiden alınmış. Buna karşılık 2010 yılında ödenecek hasar tutarı 2,9 trilyon TL. Bilindiği üzere geçtiğimiz özellikle son iki ay hasat zamanıdır. Hasar tespitleri de yoğunlukla Eylül-Ekim aylarında yapılabilmekte bu hasarlarda ağırlıklı olarak don olayına bağlı hasarlardır. Tekirdağ da düzenlenen 34 bin poliçe sahibinden 2732 poliçe sahibi zarar görmüş, dedi.
Törende konuşan Valimiz Sayın Zübeyir KEMELEK yaptığı konuşmada; son 1,5 ay içinde 3 ayrı sel felaketi yaşadık. 8 vatandaşımızı kaybettik ve ev ve tarım arazileri zarar gördü. Tarım arazilerinin harslarıyla ilgili ne yapacağımız konusunda biz de sıkıntı çektik. Vatandaşımız tabi olarak mağduriyet içinde. Devlet olarak bir şey yapmak gerekiyor. Ancak, devleti sigorta şirketi gibi görmek de doğru değil. Şu an için sel sigorta kapsamında olmadığı için de niye tarım sigortası yaptırmadınız da diyemiyoruz. İnşallah Müsteşar Yardımcımızın açıkladığı gibi 2010 yılında selin de sigorta kapsamına alınmasını umuyoruz. Çiftçilerimizin sigorta uygulamalarına katılmalarının sağlanması ve bu oranın artması için devletin sigorta primlerinin yüzde 50 sini karşılama yönündeki uygulaması devam ediyor. Çiftçilerimizin de bu uygulamada İlimizdeki çiftçilerimizin birinci sırayı almaları da ayrıca memnuniyet verici, dedi.
Konuşmaların ardından hasar gören çiftçilerin hasar poliçelerinin ödenmesine yönelik sembolik çek verme törenine geçildi. Temsili olarak zarar gören 7 çiftçiye çekleri verildi.
DEVLET DESTEKLİ TARIM SİGORTALARI BİLGİ NOTU
Tarımsal üretimde en etkin risk yönetim araçlarından biri olan sigorta sisteminin ülkemizde de başlatılabilmesi amacıyla 14 Haziran 2005 tarihli 5363 sayılı “Tarım Sigortaları Kanunu” çıkarılmıştır. Söz konusu Kanun ile Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) kurulmuş ve 2006 yılının Haziran ayında sigorta faaliyetine başlamıştır.
Tarım Sigortaları Havuzu kar amacı taşımayan bir kamu tüzel kişiliğidir. Havuz, sigortacılık teknik esaslarına bağlı olarak hâlihazırda Bitkisel Ürün Sigortası, Sera Sigortası, Büyükbaş Hayvan Hayat Sigortası, Su Ürünleri Hayat Sigortası ve Kümes Hayvanları Hayat Sigortası olmak üzere 5 ayrı başlık altında üreticilere sigorta hizmeti vermektedir.
Devlet Destekli Tarım Sigortaları’nda teminat kapsamına alınacak riskler, ürünler ve bölgeler her yıl Bakanlar Kurulu’nca belirlenmekte olup, ürünler, riskler, bölgeler ve işletme ölçekleri itibariyle devlet tarafından sağlanacak prim desteğinin miktarları da yine her yıl Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından belirlenmektedir.
Sigorta poliçeleri, Genel Şartlar ve Teknik Şartlar, Tarife ve Talimatlar çerçevesinde sisteme katılan Sigorta Şirketleri aracılığıyla internet ortamında gerçek zamanlı olarak düzenlenmektedir. Sigorta şirketleri tarafından yapılan sigortalara ait prim ve risklerin tamamı Havuz’a devredilmektedir. Teminat kapsamındaki riskler nedeniyle üreticilerin uğradığı zararlar Havuz eksperleri tarafından tespit edilmekte, poliçe şartları çerçevesinde Havuz tarafından doğrudan üreticilere ödenmektedir.
Bu yasanın çıkmasından sonra İlk çiftçi toplantılarından birisi ilimizde yapılmıştır. Tekirdağ da yasanın çıkmasından itibaren tüm gece eğitimlerinde, çiftçi toplantılarında Tarım Sigortaları kanunu öncelikli olarak programa alınarak üretici bilgilendirilmiştir.
Tekirdağ geçmiş yıllarda da olduğu gibi 2009 yılında da bütün branşlarda Ülke genelinde yapılan 297.713 poliçenin %12’si olan 34.482 poliçe ile 1.’nci sırada yer akmıştır.
Törene katılan Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr.Ramazan KADAK tarım sigortaları ile ilgili bilgi verdi. KADAK yaptığı konuşmada; nüfusumuzun yaklaşık yüzde 25 i tarım sektöründe çalışıyor ve sanayiye önemli hammadde tedarik ediyor. Ödemeler dengesi, gayri safi milli hâsılaya ve ihracata önemli katkısı var. Tüm ulusumuzun gıda ihtiyacı bu sektörden karşılanıyor. Son söylediğim Tarım sektörünün önemini ortaya koyuyor. Toplumların gıda ihtiyacı sebebiyle geçmişte savaşlar yaptığını, göç etmek zorunda kaldığını hepimiz biliyoruz. Tarım bilindiği üzere meteorolojik riskler altında yapılıyor. Olumsuz şartlarla karşı karşıya olan bu sektörün sürdürülebilir olması için özellikle gelişmiş ülkeler risk transfer sistemleri geliştirmişler. İşte ülkemizde bu konu 1930 lu yıllardan beri dile getirilmiş. Bunun finansal açıdan karşılanabilmesi için ciddi anlamda finansmana ihtiyaç olduğu çok açık. Bu konu gündeme geldiğinde hükümetler bu yükün altında kalamayız anlayışıyla 1957 yılına kadar uygulamadan uzak durmuşlar. 1957 de uygulamaya başlanan sigorta uygulamasında sadece doluya karşı sigorta imkânı sunulmuş. Çok köklü bir sistem uygulanamadığı için 2005 yılına kadar bu konuda ciddi bir ilerleme sağlanamamış. 2005 yılının 21 haziranında 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu çıkartılabilmiş. Daha sonra bu kanuna istinaden Tarım Bakanlığı 16 Ocak 2006 tarihinde Tarım Sigortaları Havuzu oluşturulmuştur. Bu havuz bir kamu havuzudur. Çiftçilerden sigorta poliçeleri düzenlenirken ücretlerin yarısı talep ediliyor. Diğer yarısını Tarım Bakanlığı bütçesinden devlet karşılıyor. Türkiye nin en ücra köşesinde dijital ortamda poliçe düzenleyebilecek altyapıyı oluşturduk. Bunu oluştururken Trafik Sigortaları Sisteminin alt yapısını kullanarak, belli bir ücret ödemek suretiyle kiraladık. 1 yıl sonra da kendi bilgi işlem altyapımızı oluşturduk. Sigorta sitemi, 2006 yılında bitkisel ürünlerde dolu riski sigorta kapsamına alınarak başladı. Sigorta sisteminde biz bir paket yaparak yapılan sigortanın sadece dolu riskini değil aynı zamanda yangın, heyelan, fırtına ve hortum risklerini de kapsayacak şekilde dolu sigortası altında tek poliçeyle çiftçilerimize uyguluyoruz. Ancak, don felaket tarzında bir risk olduğu için ilk sene sadece gelişmişlik sıralamasına göre az gelişmiş olan 90 ilçemizde pilot olarak başladık. 2007 yılına geldiğimizde uluslar arası piyasada bu riski üstlenen firmalarla anlaşmak suretiyle ülkemizde tüm meyvelerde don riskini de kapsama aldık. 2007 yılında ayrıca su ürünlerinde her türlü kaza ve ölüm riskini sigorta kapsamına aldık. Bu arada soy kütüğüne kayıtlı süt inekleri de kapsam dahilinde. Kapalı kümeslerde üretim yapan ve biyo-güvenlik ve hijyen tedbirlerini almış kümeslerde yetiştirilen kanatlıların da her türlü hastalık ve tedbirlerini de kapsama almıştık. 2010 yılında sel ve su baskını riskini de sigorta kapsamına alma noktasına geldik. Geçtiğimiz günlerde yaşanan sel felaketi sebebiyle Tekirdağlı çiftçilerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Türkiye de sigorta geçmişiyle ilgili verilere baktığımızda; 2006-2007-2008-2009 yıllarında toplamda 3,5 milyon dekar araziyi sigorta yapmışız. Bunun için 277 trilyon TL para toplanmış. Bu rakamın yarısı çiftçilerden toplanmış. Çiftçiden toplanan 138 trilyona karşılık 180 trilyon ödeme yapılmış. Tekirdağ da ise 2009 yılında 34 bin 482 poliçe düzenlenmiş. Bu rakamla Tekirdağ İli Tarım Sigortası kapsamında birinci sırada görünüyor. Ödenilen prim 3,8 trilyon TL. Yani 1,9 trilyonu çiftçiden alınmış. Buna karşılık 2010 yılında ödenecek hasar tutarı 2,9 trilyon TL. Bilindiği üzere geçtiğimiz özellikle son iki ay hasat zamanıdır. Hasar tespitleri de yoğunlukla Eylül-Ekim aylarında yapılabilmekte bu hasarlarda ağırlıklı olarak don olayına bağlı hasarlardır. Tekirdağ da düzenlenen 34 bin poliçe sahibinden 2732 poliçe sahibi zarar görmüş, dedi.
Törende konuşan Valimiz Sayın Zübeyir KEMELEK yaptığı konuşmada; son 1,5 ay içinde 3 ayrı sel felaketi yaşadık. 8 vatandaşımızı kaybettik ve ev ve tarım arazileri zarar gördü. Tarım arazilerinin harslarıyla ilgili ne yapacağımız konusunda biz de sıkıntı çektik. Vatandaşımız tabi olarak mağduriyet içinde. Devlet olarak bir şey yapmak gerekiyor. Ancak, devleti sigorta şirketi gibi görmek de doğru değil. Şu an için sel sigorta kapsamında olmadığı için de niye tarım sigortası yaptırmadınız da diyemiyoruz. İnşallah Müsteşar Yardımcımızın açıkladığı gibi 2010 yılında selin de sigorta kapsamına alınmasını umuyoruz. Çiftçilerimizin sigorta uygulamalarına katılmalarının sağlanması ve bu oranın artması için devletin sigorta primlerinin yüzde 50 sini karşılama yönündeki uygulaması devam ediyor. Çiftçilerimizin de bu uygulamada İlimizdeki çiftçilerimizin birinci sırayı almaları da ayrıca memnuniyet verici, dedi.
Konuşmaların ardından hasar gören çiftçilerin hasar poliçelerinin ödenmesine yönelik sembolik çek verme törenine geçildi. Temsili olarak zarar gören 7 çiftçiye çekleri verildi.
DEVLET DESTEKLİ TARIM SİGORTALARI BİLGİ NOTU
Tarımsal üretimde en etkin risk yönetim araçlarından biri olan sigorta sisteminin ülkemizde de başlatılabilmesi amacıyla 14 Haziran 2005 tarihli 5363 sayılı “Tarım Sigortaları Kanunu” çıkarılmıştır. Söz konusu Kanun ile Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) kurulmuş ve 2006 yılının Haziran ayında sigorta faaliyetine başlamıştır.
Tarım Sigortaları Havuzu kar amacı taşımayan bir kamu tüzel kişiliğidir. Havuz, sigortacılık teknik esaslarına bağlı olarak hâlihazırda Bitkisel Ürün Sigortası, Sera Sigortası, Büyükbaş Hayvan Hayat Sigortası, Su Ürünleri Hayat Sigortası ve Kümes Hayvanları Hayat Sigortası olmak üzere 5 ayrı başlık altında üreticilere sigorta hizmeti vermektedir.
Devlet Destekli Tarım Sigortaları’nda teminat kapsamına alınacak riskler, ürünler ve bölgeler her yıl Bakanlar Kurulu’nca belirlenmekte olup, ürünler, riskler, bölgeler ve işletme ölçekleri itibariyle devlet tarafından sağlanacak prim desteğinin miktarları da yine her yıl Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından belirlenmektedir.
Sigorta poliçeleri, Genel Şartlar ve Teknik Şartlar, Tarife ve Talimatlar çerçevesinde sisteme katılan Sigorta Şirketleri aracılığıyla internet ortamında gerçek zamanlı olarak düzenlenmektedir. Sigorta şirketleri tarafından yapılan sigortalara ait prim ve risklerin tamamı Havuz’a devredilmektedir. Teminat kapsamındaki riskler nedeniyle üreticilerin uğradığı zararlar Havuz eksperleri tarafından tespit edilmekte, poliçe şartları çerçevesinde Havuz tarafından doğrudan üreticilere ödenmektedir.
Bu yasanın çıkmasından sonra İlk çiftçi toplantılarından birisi ilimizde yapılmıştır. Tekirdağ da yasanın çıkmasından itibaren tüm gece eğitimlerinde, çiftçi toplantılarında Tarım Sigortaları kanunu öncelikli olarak programa alınarak üretici bilgilendirilmiştir.
Tekirdağ geçmiş yıllarda da olduğu gibi 2009 yılında da bütün branşlarda Ülke genelinde yapılan 297.713 poliçenin %12’si olan 34.482 poliçe ile 1.’nci sırada yer akmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder