***Hoşgeldiniz!!! Trakyadaki en güncel ve en kaliteli haberler için; www.trakyahaberci.com...

9 Ekim 2009 Cuma

Yeni Dünya’nın Kurumları!…

MURAT SEVGİ(KÖŞE YAZISI)
Daha önce "Yeni Dünya Düzeni"(http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=158618) ve "Büyük Savaş" (http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=159932) başlıklı makalelerimde detayları ile anlattığım, büyük dünya devletinin ilk kurumlarından olan IMF ve Dünya Bankası'nın birlikte düzenlenen son toplantısı (2009 Ekiminin ilk haftasında) İstanbul'da yapıldı. Yapılan toplantının Türkiye özelinde bir karar ile ilgili hedef-sonuç ilişkisi yoktu. New York yada Washington gibi bir yerde yapılmasından farklı hiçbir sonuç oluşmadı. Olay sadece bu büyük devletin ihtişamını yerel yönetimlere (yani ülke yönetimlerine) göstermek ve 'siz bizim için değerlisiniz' olgusunu hissettirmek etkisi verebilir.
Gelişmiş ve geri kalmış ülkeler arasındaki temel fark; değer oluşturma işinin nerede yapıldığıdır. Eğer bir ülke kendi değerlerini kendisi oluşturabiliyorsa gelişmiştir. Eğer değerler o ülkeye dışarıdan getiriliyorsa gelişmemiştir. Yani gelişmişlik üretim, yaratım, tasarım ve aklı öne çıkarma ile birebir bağıntılıdır.
İşte bu; geri kalmış ülkeler, içinde bulundukları sefalet durumunun vahametine rağmen üzerinde bulundukları coğrafya gereği bazı değerlere rastlantısal bir şekilde sahip olabilirler. Gelişmiş ülkeler; geri kalmış bir ruh ile yaşayan, saklı değerlere sahip bu ülkelere yanaşır. Elinde bulunan değerli ne varsa bunu o ülkenin hakketmediğine inanarak (tamamen bir haksızlık engelleme amacı ile) elinden almaya çalışır.
Gelişmemiş ülkelerin geri kalmış ortamında yaşayan aklı diğerlerinden biraz iyi çalışan (bu durumdaki çorba toplumlara az gelişmiş diyorlar) birileri geri kalmış ülkelerini bu değerlerden kurtarmaya çalışan hayırsever (gelişmiş) ülkeleri emperyalizm ile itham eder.
Aslında emperyalizm; az gelişmiş ülkesinde yaşamla ölüm arasında bir hayat sürüp üzerinde yaşadığı değerlerin farkında olmayan insanları uyandırmadan kıçlarının altındaki değerleri ellerinden almaya yarayan bir sistemdir. O değerleri zaten kullanamayan bu insanlar 'değer' ellerinden gittiğinde değil, bunu fark ettiklerinde sızlanmaya başlarlar.
İşte bu sızlanmayı oluşturmamak için ülkelerin ve toplumların yapısına algı sorunları yaşamasını sağlayacak sızlanma kaynakları vermek gerekir.
Sızlanma sağlayıcı kaynaklar, o toplumun fakir ve bakımsız insanlarının meşgul olabileceği, her coğrafya için değişkenlik gösterse de çoğunlukla toprak paylaşımının ön plana çıkarıldığı sorunlardır.
Hedefte parçalama ve bölme amacı yoktur. Ama bu gerçekleşirse de bu işten üzülmezler. Gerçi hiç bir sonuç -onları etkilemediği sürece- onlar için önemli değildir.
Bu sistem; 1930'larda başlayan altyapı çalışmasının 2nci Dünya Savaşı sonrası su yüzüne çıkan yansımasıdır. Su yüzüne çıkan; Birleşmiş Milletler ruhu ile ilgili bir birlik ve bütünlük çalışmasından çok zor durumdaki ülkelere finansal destek vererek yönetiminde etkili olabilecek sızmalar gerçekleştirmektir.
Mali durumları sorunlu ülkeler, siyasal açıdan da sorunlu olduğu için bu sızmalara çok rahat zemin hazırlayabilmektedir.
IMF ile masaya oturan ülke yönetimleri kredi olarak verilecek paranın pazarlığına odaklanırlar. Asıl önemli olan para değildir. Sonuçta verilecek para; oltaya takılı yemden başka bir şey değildir. İşte bu yeme tamah eden yönetimler, iştahlı bir sazan gibi krediyi ham yapıp birkaç milyar doları kapmanın verdiği sarhoşlukla ülke yönetimini kontrolünü ellerinden kaçırırlar. Ülke yönetimi, ithal yöneticiler yada ithal denetleyiciler eliyle ithal politikalara teslim edilir. Yerli siyasetçiler, kendilerine ezberletilen ithal politikaları ve sonuçlarını gülücükler atarak topluma anlatır.
*
* *
Sonuçta maç biter. Bizim kazandığımızı söylerler. Hiç kimse kupayı göremez. Ama herkes sevinç içerisinde stadı terk eder. Evlerinin yoluna koyulur. Gerçeği ancak ertesi gün midemizde kocaman bir topla uyanınca fark ederiz. Artık çok geçtir.
Hep sevgi ile kalın.
Murat SEVGİ

Hiç yorum yok:

sağ üst köşede yer alan Önceki kayıtlar'a tıklayarak geçmiş haberlere ulaşabilirsiniz...