***Hoşgeldiniz!!! Trakyadaki en güncel ve en kaliteli haberler için; www.trakyahaberci.com...

11 Şubat 2010 Perşembe

Sanatçı Cansen Kuleci:Trakyada Çorlu Kültür ve Sanat Merkezi olmalı

Uzun süreden beri resim ve ebru sanatı ile yakından ilgilenen sanatçı Cansen Kuleci ile söyleşi yaptık.
“ On yılı aşkın bir süredir resim yapıyorum ve son dört yıldır buna ebruyu da ekledim.
Ünlü bir sanatçı olmak gibi iddiam yok, amatör ruhumu kaybetmek istemiyorum. Bu ruhun beni hep daha ileriye ve güzele götüreceğine inanıyorum.
Hayattan rahmetli babam kadar bir iz bırakarak geçebilirsem “ne mutlu bana” diyeceğim. Çünkü sevdiklerimde ve sevenlerimde kalan eserlerimle yaşayacağıma inanıyorum. “Çorlu’muzun , Trakya’nın Kültür ve Sanat Merkezi olmasını istiyorum. Çorlu’lu olarak bunu istemeye ve hayal etmeye hakkım olduğunu biliyorum! Sanatçılar ve sanat eserleri bir kenti ve kent yaşamını sonsuza dek güzelleştirecektir.
Çorlu Kültür ve Sanat Derneği olarak çorbada tuzumuz olsun istiyoruz ve bunun için çalışıyoruz.
• Resme nasıl ilgi duydunuz? Bu alanda çalışmalarınız ne zaman başladı?
Resme ilgim çocukluğumdan beri vardı. İlk okulda defterlerimin kenarlarını her sayfaya başka resimler yaparak süslemek, resim defterime sulu boya ile resim yapmak çok heyecan veriyordu.
O döneme ait içim sızlayarak hatırladığım bir şeyler daha var. Çocukken oturduğumuz mahallede Çoban Çeşme’nin etrafındaki yamaç hep ıslak ve çamur olurdu. Rahmetli babam ile beraber o yağlı çamurdan (killi toprak) çeşitli hayvan heykelcikleri yapardık. Sonra onların kurumasını beklerdik, kururken bazıları çatlar, bazıları da parçalanır bozulurdu, üzülürdük, sağlam olanlarını da sulu boya ile renklendirirdik. Şimdi benim torunum renkli hamurlarla oynuyor; her şey gibi malzemeler de değişti ve gelişti ama toprakla uğraşmak, ellemek, ekmek, dikmek… çok farklı bir zevk.
Lise yıllarında yağlı boya resme geçtim. Resimlerimi öğretmenim sergiye koymak için alırdı. Lisede notlarım yüksekti. İyi öğrenciler mühendislik, tıp, eczacılık, mimarlık … gibi mesleklere yönlendirilirdi. Hobilerimiz, sanat sanki birer lükstü ve daha geri planlarda kalıyordu. Eğer o zaman güzel sanatlara yönlendirilseydim şimdi mutlaka daha farklı yerlerde olurdum. Biraz da kısmet böyle imiş diyelim eczacılık mesleğini seçtim. Evlilik, çocuk, iş hayatı… uzunca bir süre resim çalışmalarımı düzenli olarak sürdüremedim.
Belki resme yoğunlaşmam için ciddi bir sebep gerekiyordu. 17 Ağustos 1999 depreminde mezun olduğum İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi büyük hasar görmüştü. Onun onarımına katkı sağlamak için kapsamlı bir karma sergi düzenleme girişimim oldu ve ben ciddi şekilde kendimi resim dünyamın içinde buldum, sonra da çıkamadım. Arkadan ebru öğrenme şansını yakaladım. Ebru resim sanatının yanında daha zor ve büyüleyici sürprizleri olan, heyecan verici bir tutku oldu. Ebruyu tuval üzerine aldım ve yağlı boya çalışmalarımla birleştirdim. Farklı bir karışık teknik oluşturmuştum.
• Ebru Sanatı hakkında bilgi verir misiniz?
Ebru en eski Türk kâğıt süsleme sanatlarından biridir. Orta Asya dillerinden Çağatayca’da “hâre gibi damarlı” anlamına gelen Ebre kelimesi sanatın bilinen ilk adıdır. İpek yolu ile İran’a gelen sanat burada “Abru” (su yüzü) veya “Ebri” (bulutumsu, bulut gibi) olarak isimlendirilmiştir. Türklerle birlikte Anadolu’ya gelen sanat “Ebru” olarak anılmaktadır. 15.yüzyıldan bu yana yapıldığı bilinen geleneksel Türk Sanatı “Ebru” yoğunlaştırılmış su üzerine , toprak ve toz boyalarla resim yapma sanatıdır. Kitre (koyulaştırıcı madde) ile yoğunluğu arttırılmış suyun üzerine, içine sığır ödü katılmış, suda eriyen boyalar serpilerek çeşitli sivri uçlar ve taraklarla şekiller oluşturulur. Su yüzeyinde oluşan şekiller kâğıda geçirilir. Ebru uygun boyalar kullanılarak kumaş, seramik, ahşap ve cam üzerine de geçirilebilir.
• Çorlu’da ve Türkiye genelinde resim sanatına olan ilgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye genelinde sanata ve resim sanatına ilgi maalesef olması gerektiği ölçüde değil. Resim yapıp satarak kişinin geçimini sağlaması henüz pek mümkün değil. Toplumumuzun sanatçıya ve sanat eserlerine verdiği önem, ilgi ve desteği arttıkça , sanatçı da sadece kendisi için bir şeyler yapıyor olmaktan çıkıp , toplum için üretiyor olacaktır. İnsanımız duvarlarına asmak için, aynısından yüzlerce olan seri üretim ithal mal Japon, Çin resimlerinin yerine , emek verilerek yaratılmış gerçek sanat eserlerini tercih edebildikleri zaman “sanata evet” demiş, sanatçıyı maddi açıdan da desteklemiş olacaklardır. Sanatçıya desteğin mutlaka maddi açıdan olması gerekmez. Misal “bir ressam neden sergi açar? Asla yaptıklarının hepsi satılsın diye değil.Öncelikli amaç yaptıklarını dostlarıyla , sevdikleriyle ve de toplumla paylaşmaktır. Bu arada masrafını karşılayacak kadar eser satabilirse büyük mutluluk olur.
• Biraz da Onursal Başkanı olduğunuz Çorlu Kültür ve Sanat Derneği’nin çalışmalarından bahseder misiniz?
Çorlu’muzda sanata ve sanatçıya ilgi büyük şehirlere göre daha az. Çorlu Kültür ve Sanat Derneği’nin kuruluş amacı Çorlu’da sanatı geliştirmek , sanatla ilgilenenleri ortaya çıkarmak, yaşadığımız kentte (ben Çorlu’ya artık ilçe diyemiyorum) birlikte sanatsal faaliyetlerde bulunmak , Çorlu’nun kültürel yaşamına renk katmak. Üç yıldır düzenlediğimiz ödüllü resim, şiir yarışmasına bu sene fotoğrafı da ekledik. Resim ve el sanatları sergileri açıyoruz, şiir dinletileri yapıyoruz, tiyatro oyunları getirmeye çalışıyoruz.
Mekan ve etkinliklerin duyurulması konusunda zorlanıyoruz. Büyük emeklerle açılan sergiyi üç yüz bin nüfuslu Çorlu’da bana göre üç bin kişi gelip ziyaret etmeli ki yaptığımız iş amacına ulaşmış olsun.Ama bunun onda biri bile olmuyor! Olmuyor diye biz vazgeçmeyeceğiz. Zamanla bu değişecektir.
Velhasıl Çorlu Kültür ve Sanat Derneği’nin yolu daha çoook uzun. Ama çıktığımız yoldan dönmek bize yakışmaz.
• Şimdiye kadar katıldığınız yarışma ve sergiler, aldığınız ödüller
Üç kez Tekel Genel Müdürlüğü’nün, iki kez Deniz Müzesi’nin iki kez D.Y.O, iki kez Nuri İyem, üç kez Şefik Bursalı, iki kez Türkiye Jokey Kulübü ve bir kez Ressamlar Derneği’nin yarışmalarına katıldım.
İstanbul’da Ressamlar Derneği’nin “Renk ve Bahar” konulu resim yarışmasında “üçüncülük” ödülü aldım. 2004’te Çorlu, 2008 de İstanbul’da iki kişisel resim sergisi açtım.Çorlu , Çerkezköy ve İstanbul’da olmak üzere on iki karma sergiye , 2008 de Viyana’da ( Avusturya) bir yurtdışı karma sergiye katıldım. Bu yıl Mart ayında da Paris’te Ressamlar Derneği ile karma sergiye katılacağım.”
KAYNAK.ÇORLU DEVRİM GAZETESİ

Hiç yorum yok:

sağ üst köşede yer alan Önceki kayıtlar'a tıklayarak geçmiş haberlere ulaşabilirsiniz...