***Hoşgeldiniz!!! Trakyadaki en güncel ve en kaliteli haberler için; www.trakyahaberci.com...

12 Ocak 2010 Salı

Eski Bakan Sağlar Çorlu`da

Çağdaş Solda Büyük Buluşma adıyla gerçekleştirilen toplantıya konuşmacı olarak katılan Eski Kültür Bakanı Fikri Sağlar, Türkiye`de eşitsizlik olduğunu söyledi.
Eski Bakanlardan Sağlar, Ergenekon davası içinse, ‘Davayı destekliyorum ama hukuksuzluğu destekleyemem, ben binlerce insanı öldüren kontrgerillanın avukatı olamam” dedi. Eski Kültür Bakanı Fikri Sağlar, SHP Genel Başkanı Hüseyin Ergün, Siyaset Bilimci Oğuz Kaan Salıcı ve Prof. Dr. Ahmet İnsel`in konuşmacı olarak olan katıldığı Çağdaş Solda Büyük Buluşma adlı konferans Elit Düğün Salonu`nda gerçekleştirildi.
Yaklaşık 250 kişinin izlediği konferansta konuşan Eski Bakanlardan Fikri Sağlar, umudun olmadığı yerde boş vermişlik olur diyerek; “6 yıldır yaşanan olaylar, içinde bulunduğumuz baskılar, kadınlarımızın çektiği çileler ortada. İktidarın olayları pembe gözlüklerle anlatmasıyla uyanıyoruz, muhalefetin eleştirileri ile güne devam ediyoruz. İktidar, emekliye 60 lira zam yapılmasını güzel olarak anlatıyor. Muhalefet ise az bulduğunu söylüyor ama 60 lirayı nasıl arttıracağını anlatmıyor. Böylesine adaletsizliğin olduğu bir ülkede bursla okuyan çocuklar tabi gemi sahibi olurlar. Türkiye`de eşitsizlik var. Nüfusun % 15`i gelirin % 85`ini paylaşıyor. Nüfusun % 85`i ise gelirin % 15`ini pay ediyor. Yılda 1 milyon dolar kazananımız da var 500 dolar kazananımız da var ama bir gecelik istatistikî oyunlarla kişi başına düşen gelirin 12 bin dolara ulaştığı söyleniyor” dedi. Türkiye çok farklı bir noktaya gidiyor bu gidişin nedeni muhalefetin olmamasıdır diyen Sağlar; “Muhalefetin kendisi iktidara talip değil. Ben muhalefette olup da iktidara geleceğiz ve sizden hesap soracağız diyenini görmedim, duymadım. Biz hesap sormak istiyoruz. Dünyadaki dolar milyarderleri listesinde 2002 yılında 6 Türk vardı. 2008 yılında 29 Türk olduğunu gördük. Dünya ekonomisine yön veren Japonya`dan bile 27 kişi bu listedeyken Türkiye`den 29 kişi listeye girmeyi başarmıştı. 2009 yılında bu listeyi öğrenemedik. Biz öğrenmeyelim diye dergiyi sokmadılar. Türkiye`nin devlet yapısının değiştirilmesi gerekiyor. Siyasetin artık farklı şekillerde yapılması gerekiyor. Kurumların birbirinden kuşku duyduğu bir halde iken daha fazla ilerleme mümkün değildir” diye konuştu. Konuşmasının bir bölümünde Ergenekon Davasına da değinen Sağlar; “Ergenekon davasını destekliyorum ama hukuksuzluğu destekleyemem. Ben Veli Küçük`ün, binlerce insanı öldüren kontrgerillanın avukatı olamam. 12 Eylül`e karşı mücadele veren, 12 Eylül`den önce içeride yatan bir insanım. 12 Eylül darbesini kimlerin çağırdığı belli. Deştiğiniz, üzerine gittiğiniz zaman ya bir şey buluyorsunuz ya da öldürülüyorsunuz. Tek kalırsanız çabuk yok ediliyorsunuz. Birlik beraberlik içerisinde bir olmalıyız, diri olmalıyız” şeklinde konuştu.
Oğuz Kaan Salıcı`nın konuşmasında 1980 öncesinde olmayanları sıralamasına atıfta bulunan Fikri Sağlar; “1980 öncesinde olmayanları Oğuz Kaan Salıcı sıraladı. 1980 yılında Aşık Veysel vardı, Trakya türküleri vardı. Mahir vardı, Deniz vardı, Ulaş vardı. Devrim yapılmasını isteyen gençler vardı. Şimdi o gençler yok. O gençlere sahip çıkanlar yok. Geri durma mücadele et diyen yok. O zamanki çocuklarımızın kulaklarında küpe de yoktu. Ceplerinde devrimi anlatan kitaplar vardı” diyerek konuşmasını tamamladı. Konferansta konuşan SHP Genel Başkanı Hüseyin Ergün ise, hükümet ülkeyi iyi yönetemediğini ancak muhalefetin de güven vermediğini ifade ederek; “Hiç kimse CHP`nin umut verici projeler sunacağını düşünmüyor. CHP şeriat korkusuyla, yaşam tarzı tehditleriyle oy topladı. Akşamdan sabaha yapılacak işleri bile yapamıyorlar. Kürt açılımı dediler, Kürt Belediye Başkanlarını kelepçeleyerek götürdüler. Polis bu tip olayları önleyeceğine taraf tutarak olayları körüklüyor. Türkiye hiçbir sorununu çözemiyor. Hükümet halktan aldığı yetkiyi kullanma kararlılığında ve gücünde değil. Komuta kademesinin değiştirilmesi gerekir ama değiştirilmedi. Böyle bir durumda bir umut ışığı gerekiyor. Türkiye solunda bir toparlanma var. Türk solunun çağdaş tüm unsurlarını bir araya getirmek istiyoruz. Sol dünyanın her yerinde ya iktidardır ya da muhalefettedir. CHP bir süre kendisini sol gibi takdim etti sonra gitti AKP`nin sağına, MHP`nin yanına oturdu ve şimdi de MHP ile arasındaki çizgileri kaldırmaya çalışıyorlar. Yelpazenin solu tamamen boş kaldı, soldaki boşluğu doldurmamız gerekiyor” dedi. Yelpazenin solundaki boşluğu dolduracak bir hareketi Türkiye`ye takdim edeceğiz diyen Ergün; “Türkiye`nin her kesiminden insanları Türkiye`de bir umut ışığı olduğunu görecekler umut ışığı ile Türkiye`de rejim bunalımı sona erecek. Milletin umutsuzluktan kurtulmasının yolu muhalefette iktidar ışığı olmasıdır. Başa güreşecek bir oluşum yapıyoruz. Türkiye`de demokratik ve sol bir iktidar olarak başa güreşmeyi hedefliyoruz. Sol kardeşlik ve barış demektir. Toplumdaki adaleti kısa zamanda sağlayacağız” diye konuştu.
Yeni Sol Hareketi adına konuşan Prof. Dr. Ahmet İnsel ise; “Heyecan vermek, gaza getirmek için burada değiliz. Farklılıklarımızı nasıl bir araya getiririz bunu konuşmak için buradayız. Sıfatları önemli değil, belli ilkeleri olan insanları bir araya getirmek için yola çıktık. Türkiye`de ki bir dizi sorunu kendi içimizde nasıl çözdüysek Kürt sorununu da o şekilde çözeriz. Topluma örnek teşkil edecek yeni bir oluşumun içindeyiz. Eşitlik solu diğer parti ve akımlardan ayıran esas noktadır. Biz bu düzeni değiştireceksek, bunun için gerekli olan yöntemleri, yolları bulmamız lazım. Bizim mücadelemiz, demokrasiye, eşitliğe karşı olanlaradır. Ergenekon davası çok ciddi bir davadır. Biz bu dava için fasa fisodur demeyeceğiz. Çok daha fazla üzerine gidilmesi için destekleyeceğiz. Kimse bizi kurtarmayacak, biz kendi kendimizi kurtaracağız, eşitlik ve dayanışma içinde kurtaracağız. Mutlu insanlar Türkiye`ni kurabilirsek kendimiz kuracağız” şeklinde konuştu.
10 Aralık Hareketi adına konuşan Oğuz Kaan Salıcı da 1980 darbesi öncesindeki ve sonrasındaki Türkiye`yi kıyaslayarak konuşmasına başladı. Salıcı; “1980 yılında sadece TRT vardı. İnternet, bankamatik ve çek yoktu, ticaret senetle yapılıyordu. İnsanlar Murat 124`lerin içinde seyahat ederdi. Cep telefonu hatta ev telefonu ve döviz yoktu. Tarkan, Cem Yılmaz ve Yılmaz Erdoğan da yoktu ama Baykal, Cindoruk ve Demirel vardı. Türkiye değişiyor siyaseti bir türlü değişmiyor. Toplum değişiyor, siyaset değişmiyorsa siyaset bu toplumu yansıtmıyor demektir. CHP`nin MHP ile aynı çizgide olması, aynı cümlenin içinde anılıyor olması onların ayıbıdır. Milletvekilinin kaderi Genel Başkanın iki dudağının arasındaysa Milletvekillerini biz seçmeyiz biz sadece onaylarız demektir. Türkiye`nin sorunlarını 4 bileşen çözemez. Sinerji yaratır, güç yaratır ama kesmez. Bunun kesmesi için daha fazla bileşenin bir araya gelmesi gerekir. Solda mesafe yarışı yapmadan, sol siyasetin kendisini topluma anlatma şeklini değiştirmemiz lazım. Parti, çok sesli, iktidar olabilecek baraj problemi olmayan bir parti olacak. Armudun sapı, üzümün çöpü diye liste savaşları ile gücümüzü tüketmeyeceğiz. Parti yakında kurulacak, sadece solla değil halkla konuşacak parti olmamız gerekiyor. Parti, Türkiye partisi olmalı. Diyarbakır`da yüzde birin altında oy aldığı parti olmamalı. CHP sol parti değildir, milliyetçi bir partidir. Biz askeri severiz ama kışlada severiz, siyasette sevmeyiz bunu net bir şekilde söylememiz gerekiyor” dedi.
KAYNAK:ÇORLU AVRUPA YAKASI GAZETESİ

Hiç yorum yok:

sağ üst köşede yer alan Önceki kayıtlar'a tıklayarak geçmiş haberlere ulaşabilirsiniz...