***Hoşgeldiniz!!! Trakyadaki en güncel ve en kaliteli haberler için; www.trakyahaberci.com...

24 Ekim 2009 Cumartesi

KAFASI KESİK KAZ! (MURAT SEVGİ-KÖŞE YAZISI)

Gelecek üzerine konuşan pek çok yorumcu uzak yada kısa geleceklerden bahsederek 'şöyle olacak' anlamına gelebilen tahminler yapmaktadır. Üzerine fikir yürütülen en popüler konulardan biri meteoroloji, diğer ise ekonomidir. (Daha başka konular da var. Ama bu ikisi sistemi anlamak için yeterli örnekleri sağlıyor.)
* * *
Meteoroloji tahmincileri; işe başlamadan önce 'rasat' denilen bir iş yaparlar. Kesin veriler ellerinde olarak işe başlarlar. Yani ölçerler.
O anda mevcut hava ve çevre şartlarını göz önünde alarak, sonraki zaman dilimlerinde neler olacağını 'öngören' değerlendirmeler yaparlar.
Yapılan değerlendirmeler tamamen matematikseldir. (İterasyonlar elde ederler.) Yani hesaplanarak bulunan sonuçlara dayanır. Hesaplama yöntemleri fiziksel teorilere dayanır. Matematiksel birer üründür ve bu teorileri esas alan hesaplamaların çıktısıdır. Daha da öte gidersek meteoroloji tahminciliği; mühendisliktir. Kesindir.
Tahmin süresi uzadıkça toleranslar denklemlerde büyük yerler işgal etmeye başlar. Böylece sonuç aralıkları genişler. Birer tabii afet haline gelebilen seller ve fırtınalar bu sayede az zararla savuşturulabilir.
* * *
İkinci örnekte incelenen konu ekonomide ise tahmin için ise rasat işlemi piyasa verileri göz önüne alınarak yapılır. Toplanan verilerde insani katsayılar; psikoloji, duygu, ve hırs etkilidir. Bunlar mutlak olmadığı için daha o aşamada tolerans faktörü devreye girer. Çünkü veri çoktur. İstatistik biliminin o veriyi derleyip özetlemesi gerekir.
Her iki örnek için de mevcut gelecekte olabilecek tüm sonuçlar bilinir. Tahminci yaptığı hesaplamalarda; seçeneklerin olma şanslarını olasılık imkanlarını puanlandırır. Bu puanlama sonrasında birinci gelen ihtimal olacak diye bir şart yoktur. Tahminci öne çıkamayan ihtimalleri de değerlendirerek -kendisi için- bir tahmin açıklar.
Bu tahmin; olay ve olma ihtimali şeklinde bir ikiliden oluşur. Genelde ihtimal değeri meteorolojide ve ekonomide söylenmez. Ama deprembilimlerinde ve at yarışlarında ihtimal oranları da verilir.
Mesela; 2000 yılında (17 Ağustos ve 12 Kasım sonrası) deprem tahmincileri; "30-50 yıl içerisinde Marmara’da 8 şiddetine yakın deprem olma ihtimali %50" diyorlardı. Aradan 10 yıl geçti. Bu tahminin yüzdesel değeri acaba şimdi ne durumda! sürenin %30 ile %20 kısmı geçtiğine göre olma riski 2000 yılına göre çok daha yükseldi.
* * *
Daha önce deli dana, KKKA, Çin gribi, Tavuk vebası, Kuş gribi, SARS gibi salgınlar ile sarsılmayan dünya şimdi domuz gribi denilen son salgın modasının etkisine girdi. Tahminciler milyonların etkileneceğini ve on binlerin ölebileceğini söyleyip herkesin ağzına maske taktırdı.
Biyolojik ilaç üretimini elinde tutan ülkeler (Bunlar aslında ülke değil. Ülkeleri de yöneten büyük şirketler.) bizim gibi geri kalmış ülkelere birkaç milyar dolarlık küçük voleler indirebilmek için fırsatı değerlendirmeyi de unutmadı.
Şirketler çok büyüdüklerinde tıpkı devletlerdeki gibi 'derin' unsurlar oluşur. Bu 'derin' unsurlar, şirketleri tıpkı devlet yönetimlerinde olduğu gibi paralel iktidarlar ile yönetir. Fırsatı mı değerlendirdiler, yoksa fırsatı bizzat kendileri mi yarattılar o durum bizim gibi küçük ülkeleri aşar. Senaryolar tartışılsa da sonuca bakmak lazım.
Mangal hazır.
Aşçı hazır.
Közler iyice kızarmış.
Kaz, hala canlı duruyorsa ne demek gerekir?
"Sökün şu kazın ciğerlerini!!"
Hep sevgi ile kalın.
Murat SEVGİ

Hiç yorum yok:

sağ üst köşede yer alan Önceki kayıtlar'a tıklayarak geçmiş haberlere ulaşabilirsiniz...