Tekirdağ Valisi Zübeyir KEMELEK İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen ve ildeki okul müdürlerinin hazır bulunduğu Genel Değerlendirme Toplantısına katıldı.
Tekirdağ İlindeki Milli Eğitim faaliyetlerinin ülke hedefleri çerçevesinde bulunduğu noktayı değerlendiren Tekirdağ Valisi , eğitim-öğretimle ilgili sorunlara da değindi.
Eğitimde kalitenin yükseltilmesi ve fırsat eşitliğinin korunması gerektiğini vurgulayan Sayın Valimiz anaokullarında talep edilen ücretin hizmeti yapılamaz hale getirmemesi gerektiğini sile getirdi. Tekirdağ Valisi konuşmasında; okul yöneticilerimizle bu kadar kapsamlı bir buluşmayı ilk defa gerçekleştiriyoruz. Bu vesileyle öncelikle göreve yeni başlayan arkadaşlarımıza başarılar diliyorum. Görevlerimizi yaparken Anayasamız ve yasaların vermiş olduğu yetki ve sorumluluklar çerçevesinde görevlerimizi yürütmekteyiz. Her şeyden Türkiye Cumhuriyeti devletinin b ir okulu nasıl olması gerekiyorsa bizim de okullarımızın da öyle olması gerekiyor. Anayasamızda tanımı yapıldığı şekilde Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devleti olmasının gereklerine uygun çağdaş ve laik demokrasinin gereklerine uygun bir okul olmak zorunda. Yine Milli Eğitimin temel kanununda gösterilmiş olduğu üzere okullarımızda çağdaş, Atatürkçü düşünce doğrultusunda gençlerimizin yetiştirilmesi amaçlanmış. Bu doğrultuda gençlerimizi yetiştirmek zorundayız. Tabiî ki okullarda binalar öğrencileri okutmuyor. Bunların içini dolduran başta müdürlerimiz olmak üzere öğretmenlerimiz çocuklarımızı yetiştiriyor. Bina bunun tamamlayıcısı. Elbette binanın güzel olması da eğitimin kalitesi açısından, gençlerimize verilebilecek ufuk açısından çok önemli mana ifade etmekte ancak tek başına yeterli değildir. Bu manada bizim için daha önemli olanı öğretmenlerimizdir. Diğer yandan öğrenciler sizin hedef kitleniz. Yani sizler onları en iyi şekilde yetiştirmek için görevli kişilersiniz. Şüphesiz okulda müdür tek başına bir şey ifade etmez. Biz nasıl devletin tüm kurumlarıyla bir arada anlam ifade ettiğimiz gibi sizlerde okulda öğretmenleriniz, diğer çalışanlarınız, öğrenci velilerinizle iyi bir dayanışma içinde olursanız alacağınız sonuçta şüphesiz çok daha güzel olacaktır.
Devlet olarak bizim amacımız dersliklerimizi tekli öğretimde 30 ar öğrenci yi geçmeyecek düzeyde oluşturabilmektir. Biz bu hedefe uzan değiliz. Yaklaşık 20 okulumuzda çiftli öğrenim yapıyoruz. 30 öğrenciyi geçen derslik sayımızda çok fazla değil. Eğer göç olayı olmasa bu hedefi gerçekleştirmek çok kolay olur. Ancak 783 bin olarak görünen nüfusumuz her yıl 20 bin civarında artış göstermekte. Bir önceki yıl da bu yıl arasındaki değişim 21 bin civarında. Bu rakamın 18 bini de bize öğrenci olarak yansıyor. Dolayısıyla derslik sayısına sürekli önem vermemiz gerekiyor. Ama derslik yamakla sorun çözülmüyor. Bu çocukların spor yapmaları için gerekli alanlara da ihtiyaç var. Folklor yapılacak alanlara da şüphesiz ihtiyaç var. Çocukları sosyal ve kültürel açıdan da yetiştiremezseniz hayatta başarılı olamıyorlar. Eğitim sadece öğrenme faaliyeti değil. Bu sebeple bizim tek vazifemiz derslik yapmak değil. Spor alanları yapmak, sosyal mekanlar da yapmak durumundayız. Elbette öğretmenlerimizi de düşüneceğiz. Onlara da sosyal mekanlar oluşturmamız gerekiyor. İlimizde de 5 yıldızlı bir otel kalitesinde bir öğretmenevi olmasını arzu ediyoruz.
Diğer yandan okul öncesi eğitimde istenen hedeflere ülke olarak varamadık. 32 ilimizde okul öncesi eğitimde zorunluluk haline geçildi. Önümüzdeki yıl belki bizde geçeceğiz. Ancak İl olarak hazır mıyız? Diğer okul faaliyetleri içerisinde bir ana sınıfı olarak düşünüyorsak çözüm bulunur. Ama müstakil bir anaokulundaki eğitimle ana sınıfındaki eğitimin mukayesesini de sizlere bırakıyorum. Öncelikle müstakil anaokullarının sayısını çoğaltmak durumundayız. Bir tanesine başladık. 2010 yatırımları içerisinde de anaokulu inşaatları inşallah birden çok olacak. Hayırseverlerimizin katkılarıyla da anaokullarımızın sayılarını çoğaltmamız gerekiyor. Yüzde 34 ler İlimize yakışmıyor. Bu oranı yüzde 60 ların üzerine çıkarmamız gerekiyor.
Meslek liseleri ile diğer liseler arasındaki oran gelişmiş ülkelerde yüzde 35 civarında, bizde ise yüzde 55 civarında. Daha alınacak mesafemiz var. Bu sebeple meslek liselerinin de günümüzün sanayisine, teknolojisine uygun rehabilite edilmesi gerekiyor. Şüphesiz gezdiğimiz okullarımız da hayırseverlerimizin de katkılarıyla birtakım yenilikler yapılmış ancak genel anlamda yeterli olmadığını düşünüyorum. Meslek liselerini yeniden modellememiz gerekiyor. Diğer taraftan kızların okullaşma oranlarına baktığımızda liseden sonra oran erkekler lehine çalışıyor. Bu oranları da eşitlememiz lazım.
Diğer yönden Tekirdağ bir üniversite şehri oluyor. Birkaç yıl sonra burada yaşayan insanlarımızın daha kolay üniversitelileşmesi mümkün. Bu çerçevede üniversite de okuyan kız öğrencilerimizin sayısının da artacağını ümit ediyorum.
Okul müdürlerinden benim ricam; okullarımızı lütfen kantincilerin ve servisçilerin aleti yapmayın. Türkiye de bu bir handikap. Okullarımızı sanki bu kesim yönetiyor. Okullarımıza lütfen sahip çıkın. Onlar işlerini kurallarına uygun yapacaklar. Zaten Tarım İl Müdürlüğü vasıtasıyla kantinlerin denetimini Gıda Tüzüğü açısından yaptırıyor ve gerekli cezaları veriyoruz. Lütfen bu insanları yönetiminize karıştırmayın. Bunların yasal çizgi içerisinde kalmaları sizlerin görevidir. Çözemediğiniz sorunlarda bizler sizin yanınızdayız. Bizler sizlerin çözemedikleri sorunları çözeriz. Çözemediğiz sorunları sıralı amirlerine aktararak çözmeye çalışın.
Okul öncesi eğitimle ilgili bazı okullarda öğrenciler istenen yüksek ücretlerle okuyamaz hale getiriliyor. Burası devletin okulu, devlet ilköğretimi zorunlu yapmış. Anaokullarını da bir asgari ücretin yarısı tutarına getirirseniz, buraya kimse çocuğunu getiremez. O zaman vatandaşlar çocuklarını özel okula göndersinler. Devletin binasında devletin öğretmenleriyle yapılan hizmeti lütfen vatandaşa zulüm aracı olarak önüne koymayın. En fakir mahallelere de açalım. Gerekirse o pasta, börek ne gerekiyorsa biz onları vakıftan temin edelim. Onlara da bu hizmeti götürelim. Yani sadece paralı insanların çocukları bu hizmeti almasın. Lütfen bu hizmeti erişilemez, yapılamaz boyutlara çıkarmayın.
Güzel okullarımız var gördüm. Bir sınıfta üç yardımcı hizmetli var. Yerine göre bir tane olsun. Bir çok ailenin birden çok çocuğu var. Birini bir anaokuluna gönderirse diğerini de aynı anaokuluna göndermek zorunda. Buna özellikle dikkat edeceğiz. Gerekirse önümüzdeki yılbaşından itibaren bunların alt ve üst limitlerini belirleyelim. Bunları imkansız hale getirmeyelim. Benim okulumla, benim binamla kimse saltanat süremesin. Fırsat eşitliğini kimseye bozdurmayalım. Biz bu faaliyeti devlet okulunda yapıyorsak bunu imkansız hale getiremeyiz. Biz devletin kurumuyuz. Milletimize karşı sorumluluğumuz var. Biz hiçbir şeyden vareste değiliz.
İlimizdeki bazı köy okullarını da gezdim. Bundan sonrada daha fazla köy okulumuzu ziyaret edip yerinde görmek istiyorum. Görebildiğim kadarıyla öğrencilerimizin katılımları iyi.
Eğitimde temel ilkeler aynı kalmakla beraber teknoloji değişiyor. Beyaz tebeşirin yerini keçeli kalem aldı. Şimdi her şey dokunmatik oldu. Şimdi belediyelerimiz ve hayırseverlerimiz sponsorluğu ile okullarımıza akıllı tahta kurulabiliyor. İstiyorum ki her okulda 2-3 sınıfta akıllı tahta kurulmasında öğrencilerin derse katılımı açısından son derece fayda görüyorum.
Öğrenci sayılarında kız erkek sayılarını dengeleyelim diyoruz. Ama okul yöneticilerinin de sayılarının çoğalmasında fayda var. Bu hususa da dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyorum, dedi.