***Hoşgeldiniz!!! Trakyadaki en güncel ve en kaliteli haberler için; www.trakyahaberci.com...

9 Şubat 2010 Salı

TEKİRDAĞ BELEDİYESİ EMİT 2010 FUARINDA

Tekirdağ Belediyesi, turizm dünyasının önde gelen fuarlarından olan EMITT 2010 (Doğu Akdeniz Uluslar arası Turizm ve Seyahat Fuarı)’na katılıyor.
11-14 Şubat 2010 tarihlerinde Tüyap Beylikdüzü Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan 14. EMITT 2010 Fuarı’nda Tekirdağ Belediyesi olarak Tekirdağ’ı temsil edeceklerini belirten Belediye Başkan Yardımcısı Haldun Güler, “55 Bin Metrekare alanda 10 salonda 60 ülkeden toplam 3500 katılımcının buluşacağı fuara hem Tekirdağ Turizmci ve İşadamları Derneği (TTİB)’ne katkı sağlamak hem de Tekirdağ’ı tanıtmak amacıyla katılıyoruz. Tekirdağımızı gerek turizm profesyonellerine gerekse de tatilcilere en iyi şekilde tanıtmak için her türlü broşür, katalog, kartpostal ve kültürel ürünlerle fuarda yerimizi alacağız” dedi

Tekirdağ Valisi Zübeyir KEMELEK ildeki muhtarlarla bir araya geldi


Tekirdağ Valisi Zübeyir KEMELEK, İl Emniyet Müdürlüğünce organize edilen kahvaltılı toplantıda İl merkezinde görev yapan muhtarlarla bir araya geldi.
Polisevinde gerçekleştirilen toplantıda konuşan Tekirdağ Valisi yaptığı konuşmada; muhtarlık sistemi Türkiyeye özgü bir sistem… Gerek köy muhtarlığı gerek mahalle muhtarlığı, diğer ülkelerde pek olmayan bir sistemdir. Bizim ihtiyaçlarımızdan kaynaklanmış. Muhtarlarımız, halkımıza en yakın, halka ulaşımı en kolay olan konumda arkadaşlarımız. Zaten onların içinden birileri esnaf veya emekli sürekli onlarla olan kişiler olduğu için sorunlarını en güzel şekilde ilgili kurumlara veya kuruluşlara intikal ettirebilmektedirler. Bununla beraber muhtarlık birazda gönüllülük esasına göre hareket ediyor. Yoksa çekilen zahmetlerin karşılığında verilen pek bir şey yok. O bakımdan fedakar insanlardan oluşuyor.
Tekirdağ merkez nüfusu itibarı ile çok kalabalık bir şehir değil. İl olarak genel nüfusumuza baktığımız zaman sekizyüzbinlere yaklaştık. En son nüfus sayımındaki rakam 780.000 leri buldu. O nedenle Emniyetle ilgili sorunlar da söz konusu oluyor. Bu işin Emniyet ile ilgili bölümüdür. Diğer kamu işi yapan dairelerimizin konularıyla da ilgili zaman zaman sizlerle görüşmelerimiz olacak.
Sizler devlet dairelerine daha kolay ulaşabiliyorsunuz. Vatandaşa göre hangi kurumdan ne tür hizmet alınacağını daha iyi biliyorsunuz. Bir nokta da halka danışmanlık görevi yapıyorsunuz. Biz daha çok sizi dinlemek istiyoruz. Sizden bize gelecek olan görüş ve düşüncelere açığız. Katıldığınız için hepinize teşekkür ediyorum, dedi.
Toplantı muhtarların sorunlarıyla ilgili soru-cevaplarla devam etti.

Tekirdağ Valisi Zübeyir KEMELEK okul müdürleri ile bir araya geldi

Tekirdağ Valisi Zübeyir KEMELEK İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen ve ildeki okul müdürlerinin hazır bulunduğu Genel Değerlendirme Toplantısına katıldı.
Tekirdağ İlindeki Milli Eğitim faaliyetlerinin ülke hedefleri çerçevesinde bulunduğu noktayı değerlendiren Tekirdağ Valisi , eğitim-öğretimle ilgili sorunlara da değindi.
Eğitimde kalitenin yükseltilmesi ve fırsat eşitliğinin korunması gerektiğini vurgulayan Sayın Valimiz anaokullarında talep edilen ücretin hizmeti yapılamaz hale getirmemesi gerektiğini sile getirdi. Tekirdağ Valisi konuşmasında; okul yöneticilerimizle bu kadar kapsamlı bir buluşmayı ilk defa gerçekleştiriyoruz. Bu vesileyle öncelikle göreve yeni başlayan arkadaşlarımıza başarılar diliyorum. Görevlerimizi yaparken Anayasamız ve yasaların vermiş olduğu yetki ve sorumluluklar çerçevesinde görevlerimizi yürütmekteyiz. Her şeyden Türkiye Cumhuriyeti devletinin b ir okulu nasıl olması gerekiyorsa bizim de okullarımızın da öyle olması gerekiyor. Anayasamızda tanımı yapıldığı şekilde Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devleti olmasının gereklerine uygun çağdaş ve laik demokrasinin gereklerine uygun bir okul olmak zorunda. Yine Milli Eğitimin temel kanununda gösterilmiş olduğu üzere okullarımızda çağdaş, Atatürkçü düşünce doğrultusunda gençlerimizin yetiştirilmesi amaçlanmış. Bu doğrultuda gençlerimizi yetiştirmek zorundayız. Tabiî ki okullarda binalar öğrencileri okutmuyor. Bunların içini dolduran başta müdürlerimiz olmak üzere öğretmenlerimiz çocuklarımızı yetiştiriyor. Bina bunun tamamlayıcısı. Elbette binanın güzel olması da eğitimin kalitesi açısından, gençlerimize verilebilecek ufuk açısından çok önemli mana ifade etmekte ancak tek başına yeterli değildir. Bu manada bizim için daha önemli olanı öğretmenlerimizdir. Diğer yandan öğrenciler sizin hedef kitleniz. Yani sizler onları en iyi şekilde yetiştirmek için görevli kişilersiniz. Şüphesiz okulda müdür tek başına bir şey ifade etmez. Biz nasıl devletin tüm kurumlarıyla bir arada anlam ifade ettiğimiz gibi sizlerde okulda öğretmenleriniz, diğer çalışanlarınız, öğrenci velilerinizle iyi bir dayanışma içinde olursanız alacağınız sonuçta şüphesiz çok daha güzel olacaktır.
Devlet olarak bizim amacımız dersliklerimizi tekli öğretimde 30 ar öğrenci yi geçmeyecek düzeyde oluşturabilmektir. Biz bu hedefe uzan değiliz. Yaklaşık 20 okulumuzda çiftli öğrenim yapıyoruz. 30 öğrenciyi geçen derslik sayımızda çok fazla değil. Eğer göç olayı olmasa bu hedefi gerçekleştirmek çok kolay olur. Ancak 783 bin olarak görünen nüfusumuz her yıl 20 bin civarında artış göstermekte. Bir önceki yıl da bu yıl arasındaki değişim 21 bin civarında. Bu rakamın 18 bini de bize öğrenci olarak yansıyor. Dolayısıyla derslik sayısına sürekli önem vermemiz gerekiyor. Ama derslik yamakla sorun çözülmüyor. Bu çocukların spor yapmaları için gerekli alanlara da ihtiyaç var. Folklor yapılacak alanlara da şüphesiz ihtiyaç var. Çocukları sosyal ve kültürel açıdan da yetiştiremezseniz hayatta başarılı olamıyorlar. Eğitim sadece öğrenme faaliyeti değil. Bu sebeple bizim tek vazifemiz derslik yapmak değil. Spor alanları yapmak, sosyal mekanlar da yapmak durumundayız. Elbette öğretmenlerimizi de düşüneceğiz. Onlara da sosyal mekanlar oluşturmamız gerekiyor. İlimizde de 5 yıldızlı bir otel kalitesinde bir öğretmenevi olmasını arzu ediyoruz.
Diğer yandan okul öncesi eğitimde istenen hedeflere ülke olarak varamadık. 32 ilimizde okul öncesi eğitimde zorunluluk haline geçildi. Önümüzdeki yıl belki bizde geçeceğiz. Ancak İl olarak hazır mıyız? Diğer okul faaliyetleri içerisinde bir ana sınıfı olarak düşünüyorsak çözüm bulunur. Ama müstakil bir anaokulundaki eğitimle ana sınıfındaki eğitimin mukayesesini de sizlere bırakıyorum. Öncelikle müstakil anaokullarının sayısını çoğaltmak durumundayız. Bir tanesine başladık. 2010 yatırımları içerisinde de anaokulu inşaatları inşallah birden çok olacak. Hayırseverlerimizin katkılarıyla da anaokullarımızın sayılarını çoğaltmamız gerekiyor. Yüzde 34 ler İlimize yakışmıyor. Bu oranı yüzde 60 ların üzerine çıkarmamız gerekiyor.
Meslek liseleri ile diğer liseler arasındaki oran gelişmiş ülkelerde yüzde 35 civarında, bizde ise yüzde 55 civarında. Daha alınacak mesafemiz var. Bu sebeple meslek liselerinin de günümüzün sanayisine, teknolojisine uygun rehabilite edilmesi gerekiyor. Şüphesiz gezdiğimiz okullarımız da hayırseverlerimizin de katkılarıyla birtakım yenilikler yapılmış ancak genel anlamda yeterli olmadığını düşünüyorum. Meslek liselerini yeniden modellememiz gerekiyor. Diğer taraftan kızların okullaşma oranlarına baktığımızda liseden sonra oran erkekler lehine çalışıyor. Bu oranları da eşitlememiz lazım.
Diğer yönden Tekirdağ bir üniversite şehri oluyor. Birkaç yıl sonra burada yaşayan insanlarımızın daha kolay üniversitelileşmesi mümkün. Bu çerçevede üniversite de okuyan kız öğrencilerimizin sayısının da artacağını ümit ediyorum.
Okul müdürlerinden benim ricam; okullarımızı lütfen kantincilerin ve servisçilerin aleti yapmayın. Türkiye de bu bir handikap. Okullarımızı sanki bu kesim yönetiyor. Okullarımıza lütfen sahip çıkın. Onlar işlerini kurallarına uygun yapacaklar. Zaten Tarım İl Müdürlüğü vasıtasıyla kantinlerin denetimini Gıda Tüzüğü açısından yaptırıyor ve gerekli cezaları veriyoruz. Lütfen bu insanları yönetiminize karıştırmayın. Bunların yasal çizgi içerisinde kalmaları sizlerin görevidir. Çözemediğiniz sorunlarda bizler sizin yanınızdayız. Bizler sizlerin çözemedikleri sorunları çözeriz. Çözemediğiz sorunları sıralı amirlerine aktararak çözmeye çalışın.
Okul öncesi eğitimle ilgili bazı okullarda öğrenciler istenen yüksek ücretlerle okuyamaz hale getiriliyor. Burası devletin okulu, devlet ilköğretimi zorunlu yapmış. Anaokullarını da bir asgari ücretin yarısı tutarına getirirseniz, buraya kimse çocuğunu getiremez. O zaman vatandaşlar çocuklarını özel okula göndersinler. Devletin binasında devletin öğretmenleriyle yapılan hizmeti lütfen vatandaşa zulüm aracı olarak önüne koymayın. En fakir mahallelere de açalım. Gerekirse o pasta, börek ne gerekiyorsa biz onları vakıftan temin edelim. Onlara da bu hizmeti götürelim. Yani sadece paralı insanların çocukları bu hizmeti almasın. Lütfen bu hizmeti erişilemez, yapılamaz boyutlara çıkarmayın.
Güzel okullarımız var gördüm. Bir sınıfta üç yardımcı hizmetli var. Yerine göre bir tane olsun. Bir çok ailenin birden çok çocuğu var. Birini bir anaokuluna gönderirse diğerini de aynı anaokuluna göndermek zorunda. Buna özellikle dikkat edeceğiz. Gerekirse önümüzdeki yılbaşından itibaren bunların alt ve üst limitlerini belirleyelim. Bunları imkansız hale getirmeyelim. Benim okulumla, benim binamla kimse saltanat süremesin. Fırsat eşitliğini kimseye bozdurmayalım. Biz bu faaliyeti devlet okulunda yapıyorsak bunu imkansız hale getiremeyiz. Biz devletin kurumuyuz. Milletimize karşı sorumluluğumuz var. Biz hiçbir şeyden vareste değiliz.
İlimizdeki bazı köy okullarını da gezdim. Bundan sonrada daha fazla köy okulumuzu ziyaret edip yerinde görmek istiyorum. Görebildiğim kadarıyla öğrencilerimizin katılımları iyi.
Eğitimde temel ilkeler aynı kalmakla beraber teknoloji değişiyor. Beyaz tebeşirin yerini keçeli kalem aldı. Şimdi her şey dokunmatik oldu. Şimdi belediyelerimiz ve hayırseverlerimiz sponsorluğu ile okullarımıza akıllı tahta kurulabiliyor. İstiyorum ki her okulda 2-3 sınıfta akıllı tahta kurulmasında öğrencilerin derse katılımı açısından son derece fayda görüyorum.
Öğrenci sayılarında kız erkek sayılarını dengeleyelim diyoruz. Ama okul yöneticilerinin de sayılarının çoğalmasında fayda var. Bu hususa da dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyorum, dedi.

LÜLEBURGAZ İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ HAYRETTİN İNCE:2’NCİ DÖNEME HAZIRIZ. EĞİTİM ÖĞRETİMDEKİ BAŞARIMZI DAHAARTIRMAK HEDEFİNDEYİZ

Lüleburgaz Hürfikir Gazetesi
Lüleburgaz İlçe Milli Eğitim Müdürü Hayrettin İnce, Lüleburgaz’daki okullarda fiziksel açıdan bir sıkıntı olmadığını ve 2’nci döneme hazır olunduğunu söyledi.
Hayrettin İnce: “Birinci kanaat döneminde herhangi bir sıkıntı yaşamadık. Yalnızca, H1N1 gribinden etkilenen ve bir süre okula devam edemeyen öğrencilerimiz oldu. 2’nci dönemin de sorunsuz geçmesini ümit ediyorum. Okullarımızın yakacak sıkıntısı yoktur. Bunun dışında acil bir fiziksel eksikliğimiz de yok. 2’nci dönemde bilindiği üzere SBS ve ÖSS olacak. Bu sınavlara da en iyi şekilde hazırlanıyoruz. İlçemiz, SBS ve ÖSS’de Türkiye çapında üst sıralarda. Bu başarının sürmesi ve daha iyi yerlere ulaşmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi.
Lüleburgaz’da 22 bin 850 öğrencinin ders başı yaptığını dile getiren İnce, Lüleburgaz’ın eğitim öğretimdeki başarısında okul-öğrenci-aile paslaşmasının önemli olduğunu söyledi. İnce: “Başarımızda velilerin de katkısı çok büyük. Onlarla sürekli dayanışma içindeyiz” şeklinde konuştu.

CHP KIRKLARELİ MİLLETVEKİLİ TANSEL BARIŞ: “AK PARTİ DUYGU SÖMÜRÜSÜ YAPMAKTADIR”

MECLİSTEKİ KAVGADAN UTANÇ DUYDUK”
HABER VE FOTO: Lüleburgaz Hürfikir Gazetesi
CHP Kırklareli Milletvekili Tansel Barış, AK Parti’nin kendi çıkarları doğrultusunda duygu sömürüsü yaptığını söyledi.
CHP Lüleburgaz İlçe Teşkilatın haftalık olağan toplantısına katılan milletvekili Barış; GATA’ya Başbakan Erdoğan’ın eşinin alınmamasının bir sömürü aracı olarak kullanıldığını söyledi.
Barış, “Ülkemizi yönetenler kendi çıkarları doğrultusunda duygu sömürüsü yapıyor. İnsanların duygularını sömürmek için her türlü argümanı kullanıyorlar. Ne yazık ki geçtiğimiz seçimlerde, vatandaşlarımız bunlara inandı. Çünkü biz, duygusal bir milletiz. Açıkça söylüyorum: kamusal alanda hizmet vermek için türban yasağı vardır; hizmet almak için yoktur. Bunlar, seçimlere yönelik sömürülerdir” dedi.
Meclis’te geçen gün yaşanan kavgayı da değerlendiren Barış, “Duygu sömürüsü yapan AK Parti, gerçek yüzünü ortaya koymuştur. Başbakan Erdoğan konuşma yaparken, Ak Partili milletvekillerinin üzerimize yürüdüğünü herkes gördü. Biz de utanç içinde olanları izledik. Yananlardan utanç duyuyoruz” şeklinde konuştu.
Barış’ın konuşmasının ardından söz alan CHP ilçe teşkilatı üyesi Vehbi Dinçer de partiden yaşanan kopmalardan rahatsızlık duyduğunu dile getirerek: “Bir oy, bir oydur. Küskünleri barıştırmanın, tekrar partiye katman yollarını aramalıyız. Sarıgül ve Hikmet Çetin arkadaşlarımız partimizden ayrılmıştır. Ben rica ediyorum buradan, kırgınlarla ilgili çalışmalar yapılsın” dedi.

Halebak: “Atatürk’ün arkasına saklanmayı bırakın”

HABER VE FOTO: Lüleburgaz Hürfikir Gazetesi
Lüleburgaz Belediye Başkanı Emin Halebak, bir yerel gazetenin dağıttığı ve üzerinde Atatürk resmi bulunan reklâmlarına, belediyeye beyanat vermediği için ceza kesilmesi üzerine, kendisinin bazı kişiler tarafından Atatürk düşmanı olarak lanse edilmeye çalışıldığını söyleyerek: “Üzerinde Atatürk’ün resminin olması, bunların reklâm olduğunu değiştirmez. Size soruyorum; eğer üzerinde Atatürk resmi değil de kabak resmi olsaydı ben kabak düşmanı mı olacaktım. Atatürk’ün arkasına saklanmayı bırakın artık” dedi.
Halebak, söz konusu gazeteye, ilgili yasalara dayanarak ceza verildiğini ve neden ceza kesildiğinin sorulmasının, ‘Niye yasalar uygulandı” diye sormak olduğunu söyledi.
Belediye Meclisi’nin Şubat ayı toplantıların ilk oturumunda DSP’li Belediye Meclis üyesi Gürel Balkan tarafından, Halebak’a sorulan, Belediye’nin reklâm vergilerinden ne kadar tahsil edildiğine ilişkin sorunun, Şubat ayı ikinci oturumunda cevaplanması sırasında, Balkan ve Halebak arasında sözlü tartışma yaşandı.
Tartışmanın temelini oluşturan ise yerel bir gazetenin dağıttığı Atatürk takvimlerinin arkasında reklâm bulunmasıydı. Başkan Emin Halebak, toplantıdaki konuşmasında, konuyla ilgili olarak ilgili yasada belirtildiği şekilde, Belediyeye beyanat verilmediğini, bu nedenle de yine ilgili yasalara dayanarak, cezalandırma yapıldığını söyledi.
Gürel Balkan’ın, neden şu güne kadar böyle bir cezalandırmanın yapılmadığı sorusu da Emin Halebak tarafından şu şekilde cevaplandırıldı: “Vergi beyana tabidir. Yani beyan verirseniz işlem yapılır. Eğer beyana tabı bir işlemi siz kendiniz yapmamış da suçüstü bir şekilde yakalanmışsanız, bu suçüstü zaptı ile tespit edilir. Bu da yasalarla belirlenmiştir. Beyana tabidir. Beyanat yapmadı ve bizim yakaladığımız varsa, biz de buna tutanakla bu işlemi yaparız. Bizim tespit ettiğimiz bir tane diyelim, şimdi bu herhangi bir şeyi değiştirebilir mi? Siz yasama görevinde olan bir kişi olarak yasayla tariflenmiş bir konunun niçin bu böyle yapılıyor diye sorulabilir mi? Trafikte bin kişi alkollü araba kullanıyor. Durduran polise, bir kişi diğer 999'unu niye durdurmadınız da beni durdurdunuz diye sorulabilir mi? Böyle bir mantıkla yönetim olabilir mi?”
Söz konusu gazetenin konuyu üst üste birinci sayfasından duyurması ve hakkında asılsız iddiaların çıktığını dile getiren Halebak: “Gazete manşet atıyor; “Gürel Balkan Belediyeyi terletti”, diye. Biz niye sizin karşınızda terleyelim ki, bizim hesap veremeyeceğimiz bir şey yok ki, 10 yıldır savcılıkta, mahkemelerde, müfettişlerle, Sayıştay'da bunların hepsinin karşısında dimdik duruyoruz.” şeklinde konuştu.

EMİTT için hazırlıklar son aşamada…

11-14 Şubat 2010 tarihleri arasında İstanbul Beylikdüzü TÜYAP Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan EMİTT (Doğu Akdeniz Turizm Fuarı) ‘te açılacak olan Keşan Standı ile ilgili dün (08.02.2010) bir basın toplantısı düzenlendi.
Saat 12.00’de Belediye Meclis Toplantı Salonu’nda başlayan toplantıya Keşan Kent Konseyi Başkanı Bayram Ali Kalfalar, Keşan Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Ayşegül Arslan Aydın, Kent Konseyi Turizm Çalışma Grubu üyeleri Mustafa İşçimen, Enver Yüksekdağ, Cüneyt Yüksekdağ, Murat Arıkan, Keşan Belediyesi Basın ve Halkla İlişkiler Sorumlusu Erdoğan Demir katıldılar.
Toplantıda ilk olarak konuşan Keşan Kent Konseyi Başkanı Bayram Ali Kalfalar, 2 Şubat 2010 Salı günü Mustafa İşçimen ve Erdoğan Demir ile birlikte İstanbul’a giderek standı hazırlayacak firmada görsellerle ilgili yaklaşık 3.5 saat süre ile çalıştıklarını ve standa konulacak görsellerin Keşan, İpsala ve Enez’i içine alan bir standın hazırlandığını belirterek “EMİTT Fuarı için en büyük katkıyı yine Keşan Belediyemiz sağladı. Bunun yanı sıra Keşan Ticaret ve Sanayi Odası, Keşan Ticaret Borsası, Enez Belediyesi, Saros Körfezi Turizm Hotelciler ve Yatırımcılar Derneği ve bir çok iş adamımız ile kuruluştan bu konuda destek aldık. İpsala Belediyesi’nden herhangi bir maddi destek almamamıza rağmen İpsala’ya da bütünlüğü bozmamak adına standımızda yer verdik. Bu konuda katkısı olan kurum ve kuruluşlara teşekkür ediyoruz” dedi.
Kalfalar’dan sonra söz alan Turizm Çalışma Grubu Başkanı Mustafa İşçimen’de, 11 Şubat 2010 Perşembe günü başlayacak olan fuar için 10 Şubat 2010 Çarşamba günü İstanbul’a gideceklerini belirterek , “Burada standımızı düzenleyip Perşembe günü fuarın açılışına hazır hale getireceğiz. Fuar 11 Şubat 2010 Perşembe günü saat 10.00’de Kültür ve Turizm bakanı Ertuğrul Günay tarafından açılacak. Fuarın ilk günü Keşanlı sanatçı arkadaşımız Serkan Çağrı 12.30-13.00 saatleri arasında il ve ilçeler için hazırlanan gösteri sahnesinde konser verecek. Ayrıca 13 Şubat 2010 Cumartesi günü de 12.30-13.30 saatleri arasında Keşan Belediyesi 35 Yaş Üstü Bayan Halk Oyunları Ekibi gösterilerini sunacaklar. Standımızda ayrıca Enez’den evli olan bir arkadaşımızın minyatür olarak hazırlayacağı 1x4 boyutunda Trakya Köyü’nü canlandıran bir mizanseni de standımızda sunacağız. Bu çalışmanın da büyük ilgi çekeceğini tahmin ediyoruz. Standımızda ayrıca Keşan ve Enez’le ilgili broşürleri dağıtacağız, görüntüler yayınlanacak. Enezle ilgili olarak da standımıza kuracağımız akvaryumda yılan balıkları sergilenecek” şeklinde konuştu.
Toplantıda ayrıca hazırlanan standla ilgili görüntülerde sunumla basın mensuplarına gösterildi.
HABER VE FOTO:RECEP KARAGÖZ

Erhan Tuncel memurluk için mülakatı geçemedi

Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Cezaevinde bulunan Hrant Dink davasının tutuklu sanıklarından Erhan Tuncel, Adalet Bakanlığınca açılan infaz koruma memurluğu sınavını kazanamadı.
18 Ocaktaki başvuruda boyu ve kilosu ölçülen Tuncel’in gerekli şartları taşıdığının belirlenmesinin ardından 2 Şubatta girdiği mülakatta 55 puan aldığı öğrenildi. Lise mezunu olan ve KPSS’den 83.125 puanla infaz koruma memurluğu için başvuran Erhan Tuncel, Sınav Komisyonunun yaptığı değerlendirme sonucunda başarısız sayıldı.
KAYNAK:TEKİRDAĞ HABERLERİ

Tekirdağ'da heyelan yol çökertti

Tekirdağ şehir merkezine 25 kilometre mesafede bulunan ve Yeniköy ve Uçmakdere köylerine ulaşımı sağlayan yolda gece saat 02.00 sıralarında heyelan meydana geldi. 2 gündür aralıksız yağan yağmur nedeniyle oluşan heyelanın gürültüsünü bir kilometre uzaktaki köylüler duydu. Panikle yataklarından fırlayan köylüler, çok geçmeden heyelan olduğunu anladı. Ganoz Dağı eteklerinde Mermer Deresi’nin geçtiği mevkiinde 30 dekarlık alanda etkili olan heyelan nedeniyle Tekirdağ- Uçmakdere Köy yolu ulaşıma kapandı. Heyelan nedeniyle Yeniköy Köyü ile Mermer Mahallesi arasında da ulaşım sağlanamıyor. Toprak kütlelerinin 10 metre çöktüğü Mermer Mevkiinde kaya ve ağaçlar da yerinden sökülerek dereye doğru kaydı. Heyelanın direkleri devirmesi nedeniyle de Yeniköy ve Uçmakdere’ye elektrik verilemiyor ve telefon haberleşmesi yapılamıyor. Heyelanın, bölgeden geçen su borularını kırması nedeniyle de Naip, Çanakçı ve Mermer bölgesine su verilemiyor. Özel İdare ekipleri 2 köye bağlantıyı sağlamak için köylere ulaşımı sağlayan arazi yolunda iyileştirme çalışması yapıyor. Öte yandan akşama kadar kesik olan elektrik, su ve telefon bağlantısının bugün sağlanması için çalışmalar sürüyor. KÖYLÜLER GÜRÜLTÜYE UYANDI
Köylülerin büyük bir gürültüyle uyandığını belirten Tekirdağ Özel İdare Genel Sekreteri Mustafa Yel, “Gece saat 2 sıralarında büyük bir gürültüyle köydekilerin de hissedebileceği bir şekilde bir toprak kayması meydana gelmiş. 30 dekarlık alanda etkili olan heyelan nedeniyle Yeniköy ve Uçmakdere köylerinde giden yok kapandı. Bu köylere alternatif ulaşımı sağlayan Kumbağ yolunda iyilileştirme çalışması yapıyoruz” dedi.Yeniköy Muhtarı Metin Demirtaş da, Ağustos ayından itibaren etkili olan yağışların heyelana neden olduğunu söyledi. Bu yörede ilk defa heyelan gördüğünü belirten 76 yaşındaki Recep Mamuk, “Burada bu tür heyelanlar olmaz” dedi.
KAYNAK:HÜRRİYET.COM.TR

Tekirdağ'da kar var

Tekirdağ'ın Malkara ilçesinde etkili olan kar yağışı ve buzlanma dolayısıyla Malkara-Keşan arasındaki D-100 karayolu ulaşıma kapandı. yağmurun ardından başlayan tipi şeklindeki kar yağışı, hava sıcaklığının eksilere düşmesiyle yollarda buzlanmaya neden oldu.
Bunun üzerine İpsala Sınır Kapısı'na gitmek üzere yola çıkan tırların Malkara'ya bağlı Haliç Köyü mevkisindeki Haliç rampasında kayması sonucu Malkara-Keşan arasındaki D-100 kara yolu ulaşıma kapandı.
Olay yerine gelen karayolları ekipleri, yollarda tuzlama çalışması başlattı. Ekipler, yolda kayan tırları çekerek yolu açmaya çalışıyorlar.
Bu arada, Hayrabolu ilçesinde de yoğun kar yağışının sürdüğü belirtildi.
KAYNAK.ÇORLU HABERLERİ

ÇORLU'DA EV VE İŞ YERLERİ SULAR ALTINDA KALDI

Çorlu'da dünden bu yana etkili olan sağanak yağış su baskınlarına neden oldu. Çok sayıda ev ve iş yeri sular altında kaldı. Çorlu'da etkili olan sağanak yağış Vakıflar köyünde su baskınları yaşanmasına neden oldu. Köyde bulunan çok sayıda ev ve iş yeri sular altında kaldı. Okulların açıldığı ilk günde Doğan Can Zümbül adlı bir öğrenci evi sular altında kaldığı için okula gidemediğini söyledi. Evi sular altına kalan bir başka kadın da çocuklarını okula gönderemediğini, boğulma korkusu yüzünden bütün gece uyumadıklarını söyledi. Sular altına kalan evini izleyen bir kadın ise gözyaşlarına hakim olamadı. "Su içinde yaşıyoruz" diyen Kezban Çolak, "Her yağmur yağdığında sular altında kalıyoruz. Kime söylediysek 'bizim yapabileceğimiz bir şey yok' diyorlar. Aramadığım yer kalmadı herkes başından savıyor. Doğal afet diyorlar, doğal afetse biz ölelim mi. 6 yaşında çocuğum var. Liseye giden çocuğum var sular altından çıkıp okula gidemedi. Hendekler yapılmadığı için kanallar tıkalı olduğu için bu çileyi çekiyoruz. Çocuklarım boğulacak diye öleceğiz diye uyku uyuyamadık. Kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz" dedi. Hüseyin Zümbül ise evlerinin duvarlarının içeri çöktüğünü belirterek, "Suyolu vardı kapatıldı sonra da açılmadı açılmayınca böyle oldu. Ev oturulmaz hale geldi" diye konuştu. Doğan Can isimli bir öğrenci ise sulardan dolayı okula gidemediğini belirterek, "Derslerimden geri kaldım, arkadaşlarım benden önce başladılar. Suların yüzünden okula gidemedim. Ayakkabılarımın içine su giriyor ancak çizmelerle geçebiliyorum" dedi.
KAYNAK.ÇORLU AVRUPA YAKASI GAZETESİ

Çorlu Deresi Taştı

Tekirdağ'a bağlı Çorlu ilçesinde sağanak yağışla birlikte debisi artan dere taştı. Sarılar köyü ile ulaşımı sağlayan tren yolu köprüsü de sular altında kalarak ulaşıma kapandı.
Son zamanlarda Trakya bölgesinde etkili olan kar yağışı yerini yağmura bıraktı. Cumartesi, gece saatlerinden itibaren başlayan yağmur, karları eritmeye başladı. Bunun üzerine derelerin su seviyesinde büyük artış meydana geldi. Dere yatağına yakın yerlerde bulunan evler tehlike ile karşı karşıya kaldı. Geçtiğimiz hafta Salı günü Tekirdağ genelinde etkili olan yoğun kar yağışının hemen ardından başlayan kuvvetli yağmur sorunları da beraberinde getirdi. Olumsuz hava şartları nedeniyle vatandaşlar hem kar nedeniyle hem de yağmur nedeniyle zor anlar yaşadı. Kar yağışının ardından erimeye başlayan karlar, yağmur yağışı ile birleşince Ergene Nehri'ne akan Çorlu Deresi'nin debisini yükseltti. Sağlık Mahallesi'nden geçen Çorlu Deresi, yükselen sular nedeniyle dere yatağında bulunan evlerde tehlike oluşturmaya başladı. Şiddetli akıntının gözlendiği Çorlu Deresi'nin kuruyan yatakları sular altında kalırken, Sarılar köyü ile ulaşımı sağlayan tren yolu köprüsü sular altında kaldı. Yaya ve araçla karşıya geçmenin mümkün olmadığı tren yolu köprüsü de yağmur ve kar sularından dolayı şiddetli akıntıya maruz kaldı. Dere yatağının yakınlarında oturan ev sahipleri şiddetli akıntı ve suların yükselmesi nedeniyle tedirgin oldular. Ergene Nehri'ne akan Çorlu Deresi'nin yakınında oturan ev sahipleri zaman zaman evlerinden dışarıya çıkarak akıntıyı kontrol ettiler. Yoğun şekildeki kar yağışı ile yağmur yağışının ardından suların seviyesinin yükseldiğini belirten ev sahipleri; "Çorlu Deresi'nde sular çok yükseldi. Önceleri dere yatakları kurumuştu ancak şimdi sular neredeyse dere yatağından taşma seviyesine geldi. Bizde bu yüzden korkuyoruz, sürekli olarak kontrol etmeye çıkıyoruz. Sular daha da yükselirse evlerimizi su basacak. Dereye yakın bütün evler bundan korkuyor, tek dilediğimiz suların yükselmemesidir. Bu kadar insan perişan olur, bu sene karakışın faturası çok ağır oldu" dediler. Sarılar köyüne gitmek için tren yolu köprüsünü kullanmak isteyen bir araç ise köprü ve yanındaki dere yatağının taşması sonucu karşıya geçemedi. Şiddetli akıntı köprüden ulaşımın sağlanmasına engel oluyor, yükselen sular nedeniyle köprüden geçiş sağlanamıyor.
KAYNAK:www.habercorlu.com

Çorlu'da ölümlü trafik kazasına sebep olan sürücü yakalandı

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde meydana gelen ve 1 kişinin hayatını kaybettiği trafik kazasına karışarak olay yerinden kaçan sürücü, jandarma ekiplerince yakalandı.
Çorlu'ya Bağlı Ulaş Beldesi Işıklar mevkiinde 1 Şubat 2010 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, yoldan karşıya geçmek isteyen Ahmet Bulduk (55) isimli şahıs, plakası alınamayan bir aracın çarpması neticesinde parçalanarak olay yerinde can vermişti.Çorlu ve Ulaş Jandarma ekiplerinin güvenlik önlemleri aldığı olay yerine gelen ambulans ile Ahmet Bulduk'a ait ceset alınarak, Çorlu Devlet Hastanesi Morgu'na götürülmüş, daha sonra toprağa verilmişti.Olay sonrası, 4 çocuk babası Ahmet Bulduk'a çarpan aracı bulmak için geniş çaplı inceleme başlatan polis ve jandarma ekipleri, Ahmet Bulduk'a 59 FK 096 plakalı kamyonun çarptığını tespit etti. Plakanın adresinden yola çıkılması üzerine jandarma ekipleri, nakliye işi ile uğraşan Kamil G.'nin Muhittin Mahallesi üzerinde bulunan evine operasyon düzenledi.Evde uyurken yakalanan sürücü Kamil G., ifadesi alınmak üzere Ulaş Jandarma Karakolu'na götürüldü. Burada kazayı yaptığını itiraf eden sürücü, çok karanlık olmasından dolayı bir şeye çarptığını, ancak neye çarptığını görmediğini söylediği belirtildi. Alınan ifadesinin ardından Çorlu Adliyesi'ne sevk edilen sürücü Kamil G., çıkarıldığı adli mercilerce tutuklanarak Çorlu Cezaevi'ne gönderildi.
HABER VE FOTO:TARIK YIS
sağ üst köşede yer alan Önceki kayıtlar'a tıklayarak geçmiş haberlere ulaşabilirsiniz...